"الرف العلوي" - Translation from Arabic to Turkish

    • üst rafta
        
    • üst rafa
        
    • üst raf
        
    • üst raftan
        
    • üst rafında
        
    • Üst raftaki
        
    • Üst çekmecede
        
    • üst rafındaki
        
    • üst rafın
        
    Mutfakta üst rafta tıbbi yardım çantası var. Open Subtitles يوجد حقيبة أدوات طبية على الرف العلوي بالمطبخ
    Kan içirmeyeceğiz zaten! Tavan arasında folyo var. üst rafta, batı tarafında. Open Subtitles هناك ورقة مطوية في مخزني على الرف العلوي في الغرب
    Bir arkadaşını görmeye gideceksin ve numaranı da üst rafa koydun. Open Subtitles أنت خارج لرؤية صديق ورقمك على الرف العلوي أحسنت
    - üst raf, solda mıydı sağda mı? Open Subtitles هل قلتَ الرف العلوي الذي على اليسار أم اليمين ؟
    Biri üst raftan bir şey almak istemiş. Open Subtitles يبدو أن أحداً ما أراد أن يحضر شيئاً من الرف العلوي.
    Bir şey daha; depodaki dolabın en üst rafında küçük bir para kasası var. Open Subtitles وشيء آخر هناك مبلغ في الرف العلوي للمخزن
    Üst raftaki şekerlere uzanıyormuş gibi. Open Subtitles مدوهن عاليا. كما تمدوهن لأخذ الحلوى من الرف العلوي
    Şu dolapta, Üst çekmecede üzeri etiketsiz küçük mavi bir ilaç şişesi var. Open Subtitles ابحثي في الخزانة ، في الرف العلوي هناك زجاجة زرقاء صغيرة بدون ملصق
    Eski bir havluya sarılıp dolabın en üst rafındaki kutuya tıkılmıştı. Open Subtitles أغرب شيء أنه كان ملفوف بـ منشفه قديمه محشوه في علبه على الرف العلوي من الخزانه
    Evet, tuvaletteki üst rafta var. Open Subtitles نعم, هنالك شريط في دورة المياة في الرف العلوي
    üst rafta yeni Aspirin kutusu var. Open Subtitles هنالك علبة جديدة من الاسبرين في الرف العلوي
    Sağınızdaki 4. koridorda, sol üst rafta. Open Subtitles رابع ممر من جهة اليمين الرف العلوي على اليسار
    En üst rafta arabayı bulacaksın. Open Subtitles أفهمت؟ ستجد قطعة قماش كبيرة على الرف العلوي
    üst rafta biraz olmalı. Open Subtitles عليهِ أن يكون البعض هناك في الرف العلوي.
    üst rafa koyuyorum, tamam mı? Open Subtitles سأضعها على الرف العلوي ، حسنا ؟
    - Göremiyorum onu. - En üst rafa bak. Open Subtitles لا أراهم انظري علي الرف العلوي
    - En üst rafa. Open Subtitles -في الرف العلوي -حسناً
    Mösyö Langton'ın stüdyosundaki üst raf. Open Subtitles في الرف العلوي في استديو السيد " كلود لانغتون" أنت لم تره؟
    Kütüphanede, üst raf, "Yürek Burgusu"nun arkasında. Open Subtitles خزانة الكتب، الرف العلوي خلف علامة "أوقف النبض"
    - Evet, öyle. - Birer daha. üst raftan olsun. Open Subtitles . نعم ، إنه كذلك - . واحدة أخرى ، من الرف العلوي -
    Dolabın üst rafında bir kutu var. Open Subtitles هناك صندوق على الرف العلوي في الخزانة.
    Sanırım Üst raftaki gazetelerin üzerinde bir tane bulabilirsin. Open Subtitles أظن أنك من الممكن أن تعثري على أكثر من واحدة عند وكيل الأخبار، على الرف العلوي.
    Bana beş mililitrelik bir şırınga getir. Üst çekmecede. Open Subtitles ناوليني مِحقن سعة 5 ملليمترات، من الرف العلوي.
    Babam bunu dolabının en üst rafındaki kasada saklardı. Open Subtitles أحتفظ والدي... بصندوق امانات على الرف العلوي من خزانته
    Biraz marmelat istersen, üst rafın sağ tarafında bulabilirsin. Open Subtitles إذا كنتٍ تريدين جيلي هناك البعض على الرف العلوي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more