| Bu,dağ başı çıkarmasından daha uzun bir ödemeydi... ...ama rüzgar enerjisi onu sonsuza kadar geri öder. | TED | فترة الاسترداد أطول من إزالة قمة جبل, ولكن طاقة الرياح في الواقع إيراداتها إلى الأبد. |
| Bu ABD'nin tamamındaki rüzgar potansiyelini gösteriyor. | TED | هذه تعرض قدرة الرياح في أرجاء الولايات المتحدة. |
| Kenya yakın zamanda Afrika'daki en büyük rüzgar tarlalarından birine sahip olacak. Turkana Gölü'nün yanında 353 rüzgar türbini inşa edilecek. | TED | كينيا الآن في طريقها لامتلاك أحد أكبر مزارع الرياح في أفريقيا: سيتم تركيب 335 توربينة رياح تصل إلى بحيرة توركانا. |
| Saçlarımdaki rüzgarı seviyorum ben, biraz eski kafalıyım. | Open Subtitles | أحب أن تمر الرياح في شعري,أنا من الطراز القديم |
| Rüzgarın, kırmızı ışıkta, ön camıma savurduğu şeye baksanıza! | Open Subtitles | وأنظرا إلى ما رمته الرياح في وجهي على الزجاج الأمامي لسيارتي. |
| Beş saniyede bir suratıma bir şeyler fırlatmayan uslu, bükücü olmayan bir çocuk istiyorum. | Open Subtitles | لطيف ، غير متحكم ، ولا يفجر الرياح في وجهي كل 5 ثواني أمي أنظري |
| Görüyorsunuz, tüm ülke genelinde güneş ve rüzgar olanağı var. | TED | تأمل، لديك فرص للطاقة الشمسية وطاقة الرياح في كل أرجاء البلاد. |
| Ve tüm ülkedeki rüzgar santralleri bir hafta için kapatıldı. | TED | كل طاقة الرياح في البلد أغلقت لمدة أسبوع. |
| rüzgar günde saatte 8 - 12 mil arası hız yapar. | Open Subtitles | سرعة الرياح في النهار تكون بين 8 إلى 12 ميل في الساعة |
| Yani, tam anlamıyla alçalmanın her milimetresi için rüzgar varyasyonun baş aşağı olacağını biliyordum. | Open Subtitles | أعني ، أعرف بالضبط ما سيحدث وصولا لإختلافات الرياح في كل ميليمتر |
| Oh, cep vantilatörü bile aldım ki yüzüne rüzgar üfleyebileyim , ve saçların böyle olabilsin. | Open Subtitles | أنا حتى حزمت مروحة جيب , لكي أستطيع نفخ الرياح في وجهك وشعرك يمكن أن يكون كل مثل هذا. |
| Ve gerçektende rüzgar akşama diniyor. | TED | في الحقيقة .. توقفت الرياح في الليل |
| rüzgar, genelde heyecan vericidir. | Open Subtitles | الرياح في كثير من الأحيان هو مثير. |
| rüzgar bizden yana millet. Tek gereken bu. | Open Subtitles | الرياح في صفنا هذا كل ما نحتاجه |
| Gök ile rüzgar karışır ve gök şeytanı güler! | Open Subtitles | عصف الرياح في وسط السماء،الوحش الكاسر |
| Bora rüzgarı eserken rüzgara karşı yelken açılmaz. | Open Subtitles | عندما تهب الرياح في عاصفة، لا يوجد فائدة من الإبحار ضدها |
| "Kimi insanın kıyafetindeki rüzgarı koklayabilirsin." | Open Subtitles | بإمكانك ان تشمي الرياح في ملابس بعض الناس |
| Rüzgarın ittirmesiyle beraber, kıyıya varması uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | وبما أن الرياح في اتجاهنا، فسرعان ما سيجرفنا التيار للشاطئ. |
| Sahil Radyosu, istikametinde ani bir değişiklik olan Rüzgarın Ria De Ferrol bölgesinde hızlandığını bildirdi. | Open Subtitles | وتشير الأرصاد البحرية إلى تغيّر مفاجئ في اتجاه وسرعة الرياح في منطقة "ريا دي فيرول". |
| Beş saniyede bir suratıma bir şeyler fırlatmayan uslu, bükücü olmayan bir çocuk istiyorum. | Open Subtitles | لطيف ، غير متحكم ، ولا يفجر الرياح في وجهي كل 5 ثواني |