| Daha önce aradım ve ziyaret odasının 3'te kapandığını söylediler. | Open Subtitles | اتصلت سابقاً، وأخبروني بأنّ وقت الزيارة ينتهي عند الساعة 3 |
| İstediğin zaman onu ziyaret edebilirsin, ama ben buraya yerleşiyorum. | Open Subtitles | يمكنك مواصلة الزيارة متى ما شئتِ ولكنني سأكون المسؤول هنا |
| Tüm basın mensupları ana kapıdaki ziyaret noktalarına geri dönmeliler. | Open Subtitles | كل أعضاء الصحفيين عليهم إرجاع علامات الزيارة إلى البوابة الرئيسية |
| Bunlar yatış için imzalamanız gereken belgeler ve ziyaretçi kartı. | Open Subtitles | هذة الأوراق الخاصة بالإيداع لكى توقعها وها هو تصريح الزيارة |
| Şahsen detaylı bir fiziksel muayene yaptığımdan emin olmak isterim. Bu ziyaretin amacı da sadece fiziksel muayene olduğu için, istediğim gibi gayet detaylı bir muayene yapabiliyordum. | TED | أحب ان أعتقد بأنني أقوم بفحص جسدي شامل ولكن لأن الزيارة بالكامل كانت خاصة بالفحص الجسدي أستطعت أن أقوم بفحص شامل مميز. |
| Bugünün ziyaret günü olmadığını biliyorum, ama benim tek boş zamanım... | Open Subtitles | أعلم أنه ليس يوم الزيارة اليوم لكنه وقت الفراغ الوحيد لدي |
| Saat daha 6.30 ziyaret saat 8 kadar başlamaz bile. | Open Subtitles | مازالت الساعة السادسة والنصف ساعات الزيارة لا تبدأ قبل الثامنة |
| Bu benim ilk turum ama ziyaret etmek isteyen bazı önemli kişiler olabilir. | Open Subtitles | هذه أول جولة لي لكني أظن قد نقابل أشخاصاَ هامين يرغبون في الزيارة |
| Affedersiniz beyler ama ziyaret saatini geçtik. Sorun yok Abel. | Open Subtitles | عذراً أيها السادة، لكن ساعات الزيارة انقضت منذ مدة طويلة |
| İkizlerle biyolojik annelerine bir ziyaret ayarlayabileceğimiz konusunda konuştum, tıpkı aramızda konuştuğumuz gibi. | Open Subtitles | لقد تحدثت إلى التوائم بشأن ترتيب الزيارة مع والدتهم , كما تحدثنا عنه. |
| Sadece ziyaret saatleri içinde konuşabilirsiniz ve sadece, kişinin sizi görmek istemesi halinde. | Open Subtitles | تستطيع الزيارة فقط خلال أوقات الزيارة, و إن, فقط إن, رغب السجين برؤيتك |
| Geniş tıbbi geçmişine bakılırsa bu şifahanemize yaptığın 56. ziyaret. | Open Subtitles | وفقاً لسجلك الطبّي الكبير هذه الزيارة 56 لك لهذه المستشفى |
| ziyaret imtiyazları dışarıda işlediğiniz suçlara göre değil buradaki tavrınıza göre belirlenir. | Open Subtitles | مزايا الزيارة يتم تحديدها من خلال السلوك هنا وليس الجرائم في الخارج |
| ziyaret ayrıcalıkları buradaki davranışlarınıza göre belirlenir dışarıda işlediğiniz suçlara göre değil. | Open Subtitles | مزايا الزيارة يتم تحديدها من خلال سلوكك هنا وليس الجرائم في الخارج |
| Yarın ABD Başkanı resmi bir ziyaret amacıyla büyükelçilikte olacak. | Open Subtitles | غدا الرئيس الأمريكي سيكون في السفارة كجزء من الزيارة الرسمية |
| Bu listede hapishanede ziyaret hakkıda bulunuyor, ama umarım buna hiç ihtiyaç duymazsınız. | TED | قائمة تتضمن حقوق الزيارة في السجن لكن على الأرجح لن تحتاج هذه |
| ziyaretçi odasında istediğiniz kadar kalın Bayan Crosbie. | Open Subtitles | أبقى فى غرفة الزيارة كما شئت يا سيدة كروسبى |
| Ve bana, McGowan ile ropörtaj yapmaya kalkışırsam ziyaretin biteceğini söylediler. | TED | وأخبروني أنه إذا حاولت القيام بمقابلة صحفية مع ماكغوان، سيقع إنهاء الزيارة. |
| Ağabeyleri yokken ziyarete gelmenin en iyisi olduğunu düşündü muhtemelen. | Open Subtitles | حسناً ربما فكرت أن من الأفضل الزيارة أثناء غياب أخوتك |
| Majestelerinin yaptığı bu sürpriz ziyaretten haberiniz vardı değil mi? | Open Subtitles | لقد عرفت, بالطبع أن جلالته كان سيقوم بهذه الزيارة المفاجئة? |
| Konuksever olmadığımı düşünmeyin ancak Ziyaretiniz uzun sürmezse sevinirim. | Open Subtitles | ، دون المساس بأدب الضيافة يسعدنـي ألا تطول هذه الزيارة |
| Size de merhaba Bay Heelis. Bu ziyareti neye borçluyum? | Open Subtitles | مرحبا , سيد هيلز ما سبب هذه الزيارة السعيدة ؟ |
| Kullanıcılar, günde ortalama 1.5 kez siteyi ziyaret ediyor ve her defasında ortalama 35 dakika kalıyor, ve her ziyarette 50 sayfaya bakıyorlar. | TED | الذين يقضون ويزورون ما معدله مره ونصف يومياً ، يقضون ما معدله 35 دقيقة في الزيارة الواحدة، وينظرون في خمسين صفحة كل زيارة. |
| ziyaretini erteletmeye çalışacağım fakat ona gösterecek bir şeyimiz olmazsa kanlarımız, Yolculuk Kitabı için mürekkep olur. | Open Subtitles | انا يُمكننى ان اتعامل مع تلكَ الزيارة. ولكن إن لم يكن لدينا شيء لعرضه، فدمائنا ستسخدم كـ.. |
| Bu beklenmedik ziyaretinin sebebi nedir? | Open Subtitles | ما سبب تشريفنا بهذه الزيارة غير المتوقعة ؟ |
| Pazartesi görüşürüz Uğradığın için sağ ol. | Open Subtitles | أراك يوم الاثنين، أشكرك على الزيارة. |
| ziyaretini neye borçluyuz? | Open Subtitles | إلى من ندين بهذه الزيارة الممتعة ؟ |
| Ben-- Hayır, düşündüğünüz gibi değil. Ben sadece bu Ziyaretinizin amacını öğrenmek istemiştim. | Open Subtitles | كلاّ، ليس شيئاً كهذا، إنّما كنتُ أتساءل عن سبب الزيارة. |
| Birkaç gün içinde ziyaretime geleceklerine söz verdiler. | Open Subtitles | وعدتا برد الزيارة فى شارع جراس تشيرش خلال يوم أو أثنين |
| Kim olursan ol orospu Sissy abur cubur almadan bu görüşme başlamaz. | Open Subtitles | اياً كنتي, يا عاهرة هذه الزيارة لن تبدأ قبل ان تعطيني اموال |