Büyük bir evim olsun, bahçede çocuklar koşuştursun diye hayal kurardım. | Open Subtitles | كنت أحلم ماذا سيكون شكل منزلنا الكبير وأطفال يركضون في الساحة |
Ve tören alayının yürüyeceği bütün caddeler, merkezde, yani buradaki büyük meydanda birleşiyor. | Open Subtitles | وجميع الطرق تلتقي هنا في الساحة الكبيرة حيث الاستعراضات تجرى هنا في الشوارع |
Yeni gelenler takımlarını dışarıya, bahçeye getirmelidirler. | Open Subtitles | كل القادمون جدد يجب أن يحضروا دلو للطعام من الساحة بالخارج |
Bu avluda bir yıIdız görmek için boynunu kırman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تحطم عنقك كي ترى نجماً في هذه الساحة |
Ve biliyordum ki avluya adımımı attığım an işim bitecekti. | Open Subtitles | و كنت أعلم أنه حين تطأ قدميّ الساحة سأموت |
Meydanın sivil halka açılabilmesi için Meydanı en az bir gün temizlik gerekir. | Open Subtitles | ستحتاج ليوم على الأقل لتنظيف تلك, الساحة لتكون قابلة للتقديم مجدداً للمجتمع المدني |
Kitabı diğer taraftan döndürürsem, Pantheon'un önündeki meydana doğru bakıyoruz. | TED | و ان قمت بتحويل الكتاب نحو الجهة الاخرى فاننا ننظر عبر الساحة و نحو البانثيون |
Düşünün bir: İri, terli, dövmeli bir adam, üzerinde kovboy şapka ve pantolonu dövüş ringinde, ve Arena tezahürat yapan fanlarla dolu. | TED | تخيل هذا: رجل ضخم متعرق وموشوم بقبعة وسراويل رعاة البقر، واقف في الحلبة بينما تشجعه الساحة المليئة بالمعجبين. |
Sonra hatırladığım, bahçede çıplak şekilde bir ağaca yumruk atıyordum. | Open Subtitles | وإستفقت فقط وأنــا عارٍ في الساحة الخلفية، ألــكم شجرة مــا. |
En az on. ön ve arka bahçede ve evin çevresinde adamlar olsun. | Open Subtitles | على الاقل عشرة سنحتاج لمراقبة على الجبهة و الساحة الخلفية و الاحياء المجاورة |
Tüfekçiler meydanda toplansın. Hadi. Buradan canlı çıkmalarına izin veremem. | Open Subtitles | ليذهب الحرس الي الساحة الان لن يخرجوا من هنا احياء |
Kara Şövalye ile aynı meydanda olacağın için çok heyecanlıydın. | Open Subtitles | كُنْتَ متحمّس جداً لِكي تَكُونَ في الساحة مَع الفارس الاسود |
Hey, annecim haydi gidip bir de arka bahçeye bakalım. | Open Subtitles | أيها الأم الكبيرة لنذهب ونرى كيف تبدو الساحة الخلفية |
Aşçılardan biri gün ağarırken onu avluda görmüş. | Open Subtitles | واحد من الطباخين رأة عبر الساحة عند الشروق |
Küçükken annem beni avluya oyun oynamaya gönderirdi.., ...ama gidip komşumuzun, kıçıma sustalı saplayacağından.., ...endişe etmezdi. | Open Subtitles | في الصغر كانت تريد منّي أمي أن ألعب في الساحة ولكنها لم تكن تقلق من أن يطعنني جاري طومي في فخذي. |
Bu İtalyanların ana giriş kapısı, Ukraynalıların parkı, Polonyalıların parkı, Japonların Meydanı, Almanların parkı. | TED | هذا هو المدخل الإيطالي، المنتزه الأوكراني، المنتزه البولندي، الساحة اليابانية، والمنتزه الألماني. |
fakat Santa Maria della Pace önündeki meydana doğru giderken mütemadiyen futbol oynanan o yerde, bir futbol topu bize çarpıyor. | TED | ولكن في الساحة أمام سانتا ماريا ديلا بيس، حيث تجري دائما ودون تغير لعبة كرة القدم، حيث نضرب بكرة القدم. |
Arena için ileri geri konuşuyor ama tarihiyle ilgili, hiçbir şey bilmiyor! | Open Subtitles | انه يتحدث بصفاقة من الساحة انه لا يعرف شيئا من تاريخها |
ve ansızın, karanlığın içinden Meydanın diğer ucundan, ayın ışığıyla kıvılcım saçan aynalar gördüm | TED | وفجأة, خارجاً من الظلام من الجانب الآخر من الساحة رأيت لمعان المرايا العاكسة لضوء القمر |
Tarklar tarafından işkence görmenden ve arenada ölüme mahkum edilmenden korkmuştum. | Open Subtitles | لقد اخذلتك للتتعذب على ايدي ثاركس اعترف بأن أموت في الساحة |
Güzelsin, ama siyasi arenaya atılmadan önce iyi düşün. | Open Subtitles | أنت جميلة جداً ، ولكن فكرى مرتين قبل دخول الساحة السياسية |
Ancak zemin seviyesinde Plaza adeta siyah bir cam kafes gibi. | TED | ولكن على المستوى الأرضي، تعطي الساحة شعور أنها سجن زجاجي أسود. |
Burası arka bahçe. | Open Subtitles | هذه هي الساحة الخلفية للمدرسة إنها هادئة |
Kafama vurdu, büyük ihtimalle arka bahçeden evin dışına taşıdı,... | Open Subtitles | لقد ضربني على رأسي وجرّني لخارج المنزل عبر الساحة الخلفية |
Çünkü avlu savaşında onu siper edince bana baya kızmıştı da. | Open Subtitles | .. لأنه غضب بعد أن استخدمته كدرع بشري في شجار الساحة |