Şimdi de onlara saygısızlık ettiğini söylüyorlar ve Bu yüzden imzayı atmadılar! | Open Subtitles | والآن يتهمني بعدم احترامه, وقال أنه لهذا السبب لن يوقع على الاتفاقية. |
Bu nedenle de bir daha böyle bir hataya düşmez. | Open Subtitles | لهذا السبب لن يقوم بها مره اخرى هذا طبع ديف |
Soruşturmayı yaparken Bu kadar erken safhada eleme ve odaklanma işlemlerini yapmayız. | Open Subtitles | للمصباح بما فيها عدم وجود السبب لن نضيع تركيزنا بهذا الوقت المبكر |
Bu yüzden paranın yarısını alıyorum ya. Sıkıntı ne, anlamadım? | Open Subtitles | لهذا السبب لن آخذ سوى نصف المال، ما المشكلة إذاً؟ |
Bu yüzden; gençlerin, gençliklerini heba ettiği söyleyenlere karşı çıkarım. | Open Subtitles | ولهذا السبب لن أسمح بأن يتم القول بأن الصٍبا يُهدر على الشباب |
Politik bir tartışmayı kimsenin kazanamamamızın sebebi Bu. | TED | لذلك، ولهذا السبب لن تستطيعوا كسب جدال سياسي |
Öyleymiş gibi söylüyorsun! Bu yüzden yapamam! | Open Subtitles | أنت تتكلمين وكأنه حقى لهذا السبب لن أقبله |
Bu yüzden asla videokasete film yapmayacağım. | Open Subtitles | لهذا السبب لن أخرج فيلماً يقدم على شريط فيديو. |
Bu da demek ki asla gerçekleşmeyecek. Dünyadaki en sefil insan olmak alnıma yazılmış bir kere. | Open Subtitles | ولذلك السبب لن يحدث هذا, لقد قُدر لي أن أكون الشخص الأكثر بؤساً على الأرض |
Adamım, işte Bu yüzden sana bugün buraya seni aramaya bir adamın geldiğini söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لهذا السبب لن اخبرك بان رجل جاء الي هنا وكان يبحث عنك اليوم |
O yüzden kimseye benden bahsetmeyeceksin ve o sahaya çıkacaksın. | Open Subtitles | ...لهذا السبب لن تخبر أحداً آخر عني ...وستكون في الملعب... |
O yüzden içeri girmemi istemezsin. | Open Subtitles | لهذا السبب لن ترغبوا في دخولي معكم إلى هناك |
Bu yüzden seni artık dinlemiyorum, yüzbaşı. | Open Subtitles | لِهذا السبب لن أستمع إليك بعد الآن، أيتها الكابتن |
İşte Bu yüzden asla amir olamayacaksın, Stan. Düşünmüyorsun. | Open Subtitles | لهذا السبب لن تصبح شريف مطلقا ، ستان ألا تعتقد ذلك |