"السجاده" - Translation from Arabic to Turkish

    • halı
        
    • halıyı
        
    • halının
        
    • halıya
        
    • halıdan
        
    • Halılar
        
    • paspası
        
    Kırmızı halı, gül buketleri Sahne arkasında bekleyenler Open Subtitles السجاده الحمراء وباقات الورد والحشد الذى ينتظر أسفل المسرح
    halı yeni yeni tutuşmaya başlamıştı. Open Subtitles السجاده كانت على وشك الاحتراق والقطه كانت مرعوبه
    O halı yanıklarının izlerini hâlâ taşıyorum. Open Subtitles نعم, أظن بأني لازلت أعاني من علامات حرق بسبب السجاده
    Ayaklarını sil, halıyı yeni süpürdük. Open Subtitles ...امسح قدميك لقد قمنا بكنس السجاده الآن
    Ve aynı halının eski binasında yenilenmeden önce çekilmiş fotoğrafı var. Open Subtitles وصوره لنفس السجاده من احد مبانيه القديمه قبل ان يقوم بتجديدها
    Ayakkabılardan biri, diğerinden daha ağır olduğu için halıya iyice gömülmüştü. Open Subtitles لانك سترين ان احد الاحذيه اثقل من الاخر لانه يقع ادنى من الاخر على السجاده
    O statik elektriklenme halıdan oluyor. Herkesin başına gelebilir. Open Subtitles هذه مجرد كهرباء ساكنه من السجاده تحصل للجميع
    Halılar sıradan. Eskici dükkânından fırlama denizde kaybolmuş bir yelkenli tablosunun altındaki leke hariç. Open Subtitles السجاده فيها بقعه واضحه تحت رسمه لسفينه شراعيه ضائعه في البحر الهائج...
    - Yer paspası. Koltuklara uyan ve istiyordum... Open Subtitles الأرضيه كانت سيئه، السجاده الوحيده الي كنت اطلبها هي
    Onun yerine aynı iğrenç halı ve döküntü çöp öğütücü ile oturuyoruz. Open Subtitles اليس لدينا خطط لهذا المكان؟ بدلاً من ذلك ها نحن هنا مع نفس السجاده المتسخه و آلة التخلص من القمامه المعطله
    Galiba haklıydınız, halı yüzündenmiş! Open Subtitles أعتقد أنك كنت محقا إنها فقط السجاده
    Ve Koca Willy'nin botları ve halı arasından ışık sızdığını fark ettim. Open Subtitles و أقسم أنني لاحظت ضوء النهار بين جزمة ويلي الكبير و السجاده ...
    halı zaten istila edilmişti... Open Subtitles السجاده كانت بالفعل مليئه بالوباء
    Buradan hiç halı paketlediniz mi? Open Subtitles هل حرزتم السجاده التي كانت هنا
    Tablalı duvarlar, masa, erotik takvim halı. Open Subtitles حيطان مركبه مكتب النتيجة السجاده
    Yarın geliyor. Kırmızı halıyı serin o zaman. Open Subtitles انه قادم يوم غد - قومي بفرد السجاده الحمراء -
    Ayrılmadan önce ona halıyı yalatmalıydım. Open Subtitles كنت سأجعلها تلحس السجاده قبل ان تغادر
    Bu halıyı tanıdın mı? Open Subtitles اوه , هل تعرف هذه السجاده ؟
    Oh , hey , biliyor musun , halının üstünde olduğuna göre , bunları takabilir misin ? Open Subtitles عندمى تكونى على السجاده يجب ان تلبسى هذا
    O lanet olası keş Mazursky gelmiş ve salondaki halının tam ortasına tuvaletini yapmış. Open Subtitles تبا قام أحد الحمقى بوضع البراز على السجاده في غرفة المعيشة
    Hemde halının diğer tarafına geçerken hızlıca aşağıya bakmaya çalışıyor. Open Subtitles عندما كانت تركض على السجاده قررت بشكل مفاجئ ان تنظر الى الاسفل
    Ayakkabılardan biri, diğerinden daha ağır olduğu için halıya iyice gömülmüştü. Open Subtitles لانك سترين ان احد الاحذيه اثقل من الاخر لانه يقع ادنى من الاخر على السجاده
    Bir bez bulup kanı halıdan çıkarmamı istedi. Open Subtitles وبعدها بدأ في الضحك وطلب منى ان أمسك بخرقه من القماش وأمسح بها الدماء التى لوثت السجاده
    Halılar bayram ediyor. Open Subtitles تلك السجاده فات عليها التنظيف الجيد
    Yere düştüm. Banyo tabanına paspası sermeyi unutmuşum. Open Subtitles لقد سقطت ، نسيت أن أضع السجاده على الحمام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more