| İstediğim tek şey belirlenmiş bir takvime göre ödeme yapılmasıydı. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي طلبته هو السداد بجدول زمني محدد وواضح |
| Veriler ayrıca, zamanının çoğunu aynı yerlerde geçiren insanların kredileri geri ödeme oranlarında %6'lık bir artış olduğunu da gösteriyor. | TED | أوضحت المعلومات زيادة وقدرها ستة في المئة من احتمالية السداد من بين العملاء المنتظمين في أماكن وجودهم معظم الوقت. |
| Geri ödeme oranlarımız %90'ın üzerinde. Bu oran, geleneksel bankacılıktaki geri ödeme oranlarıyla aynı seviyede. | TED | ومعدلات السداد لدينا تفوق نسبة ٩٠ في المئة والتي هي بالمناسبة، متماشية مع معدلات السداد في البنوك التقليدية. |
| Bu zengin karılar çek yazarlar sonra da bankayı arayıp ödemeyi iptal ederler. | Open Subtitles | أولئك النسوة الثريات يحررن الشيكات ثم يستدعين المصرف ليوقف السداد |
| Bana 40 bin dolar BORCU var, kimse Büyük Joe'dan kaçamaz. | Open Subtitles | إنهيدينلي بــ40ألفدولار .. و لا أحد يتهرب من السداد لجو الكبير. |
| Yarın ödemen olduğunu unutma, hoşça kal. | Open Subtitles | لا تنسى موعد السداد غداً إلى اللقاء |
| ödeme nakittir. 2 hafta içinde hizmet gerçekleşmezse paranı geri alırsın. | Open Subtitles | السداد نقدا والتنفيذ خلال أسبوعين، وإلا تسترد نقودك |
| Eğer yeniden yaparsam, bu ödeme defterimi iki hafta daha öteleyecek. | Open Subtitles | إن أعدت المحاولة ستمتد مدة السداد لأسبوعين آخرين. |
| ödeme nakittir. 2 hafta içinde hizmet gerçekleşmezse paranı geri alırsın. | Open Subtitles | السداد نقدا والتنفيذ خلال أسبوعين، وإلا تسترد نقودك |
| Yazılı emir getirene kadar ödeme planı hazırlamaya çalışacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | كل الحق؟ قلت له سوف أحاول العمل على وضع خطة السداد حتى كان لديه أمر. |
| Ama gelecek ayın ödeme tarihini kaçırmayın. | Open Subtitles | ولكن لا تتأخري عن موعد السداد الشهر القادم |
| Hayır, istiyoruz ama eski günlerde bana kişisel antrenman seanslarıyla falan ödeme yapmaya çalıştığın gibi olacak mı? | Open Subtitles | بل مناشدين، لكن هل سيكون كعندما أردت السداد لي بحصص تدريبية خاصة؟ |
| Eğer ödeme planı imzalamazsam, arabamı satışa çıkaracaksınız. | Open Subtitles | سوف يسحبون سيارتي أنا لم أسجل لخطة السداد |
| Ve kardeşinin borcunu, ödeme planı, aynı şekilde, kalacak. | Open Subtitles | وهذا سيكون من أجل تسديد الدين الّذي على أخيك خطّة السداد الخاصة به, |
| - Kredi geçmişi yoktu, ve aldığı maaşla krediyi geri ödeme yeterliliği konusunda şüphelerim vardı. | Open Subtitles | لا تاريخ ائتمانى ومع راتبه لقد كانت لدى شكوك حول قدرته على السداد. |
| ödeme yapmayı kestiğinde bunun olabileceğini hep biliyordun. | Open Subtitles | الآن, أنت تعرف دائماً بأن هذا يحدث مرةً عندما تتوقف عن السداد |
| Geri ödeme yapacağımız süreyi yarıya indirsek sence altından kalkabilir miyiz, Julito? | Open Subtitles | . إذا أردنا تقليل نصف الوقت , يجب علينا السداد هل يمكننا فعلها , خوليتو ؟ |
| Bize ne kadar zaman tanıyacaklarını ve ödemeyi nasıl kabul edecekleri sorarım. | Open Subtitles | سأطلب منهم تمديد مدة السداد وأي جدول للدفعات سيقبلون به. |
| Eğer ben ödemeyi geciktirirsem. | Open Subtitles | فقط عندما أُصبح عاجزة عن السداد |
| ödemeyi yiyecek olarak kabul etmiyorlar. | Open Subtitles | في تبادل الفضة يجب علينا السداد. |
| Bana 40 bin BORCU var, kimse Big Joe'yu kazıklayamaz. | Open Subtitles | إنهيدينلي بــ40ألفدولار .. و لا أحد يتهرب من السداد لجو الكبير. |
| Peki o zaman cömertliğimin karşılığını ödemen için bir yol bulmamızın zamanı geldi. | Open Subtitles | حسنا اذن، لقد حان الوقد لايجاد طريقة لتتمكن من السداد... |
| Ödemenin gerisine düştüğün vakit de, ofisini patlatıyor. | Open Subtitles | تأخرت في السداد عن موعدك سيقوم بحرق مكتبك بقنبلة |