| Ve sen erkenden yatağa mı gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | وانت تريد ان تذهب إلى السرير في وقت مبكر. |
| İlk gecemizde beni tuttu ve yatağa kollarında taşıdı. | Open Subtitles | ليلتنا الأولى سوية، التقطني وحملني الى السرير في ذراعية |
| Yani onu dövdünüz mü? Hayır, kayıkhanedeki bir yatağa taşıdık ve sabah, ona kahve verdik. | Open Subtitles | كلاّ، لقد سحبناه إلى السرير في المرفأ وسكبنا له القهوة في الصباح |
| Ben de ona yataktan kalkmak için alkole ihtiyaç duyan hastamdan bahsettim. | Open Subtitles | أخبرته عن أحد مرضاي الذي حقيقةً يحتاج للشراب لينهض من السرير في الصباح |
| Ve yanınızda doğru kişiyle yatacak kadar şanslıysanız, ertesi sabah yataktan çıkmanız için hiçbir neden yoktur. | Open Subtitles | لو كُنتَ مَحظوظاً ليكونَ معكَ الشخص المُناسب بجانبِك، اللعنة لا يوجدُ سببٌ يدعوكَ للنهوضِ من ذلكَ السرير في الصباح |
| Muhtemelen sabah yataktan çıkamaz bile! | Open Subtitles | ولربما لن تكون قادرة على النهوض من السرير في الصباح |
| Gözlem odasındaki yatağın altında bir şişe var. | Open Subtitles | توجد قــارورة أسفل السرير في غرفة الملاحظة. |
| Git yatağın öbür tarafından tekrar kalk. Niye ben ters olayım? | Open Subtitles | عد للداخل ونام على السرير في الجانب الآخر. |
| Sırf yatağa gitmek zorunda kalmamak, gözlerimi kapatmamak ve uyumamak için. | Open Subtitles | حتي لاأذهب إلي السرير في الليل وأغمض عيناي وأنام |
| Onu soyup mahzendeki bir yatağa bağlamadı. | Open Subtitles | هو لم يُعرّيها، أو يربطها إلى السرير في القبو. |
| yatağa gitmeden önce, şu anda senin de merak ettiğin şey hakkında kendine yalan söylerdi. | Open Subtitles | كانت تتكىء على السرير في الليل تتسائل نفس الأشياء التي تتسائلي عنها الآن. |
| Her neyse, yatağa atladım ve onu beklemeye başladım. | Open Subtitles | على أية حال، كنت مستلق على السرير في انتظاره |
| Kardeşin biri beni yatağa atsın... diğeri beni düşünerek yatağında azsın! | Open Subtitles | الاخر ينصب السرير في مخيلته لماذا افكارك دائماً ملتوية |
| Ne bir şey yapabiliyorum, ne de sabahları yataktan kalkabiliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل أي شيء لا يمكنني الخروج من السرير في الصباح |
| Abartısız, sabah yataktan neden kalkmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | ،لا يوجد أيّ سبب لي الآن، وبشكل حرفي أن أنهض من السرير في الصباح |
| Sabahları insan yataktan çıkmayı istemez. | Open Subtitles | لا مخدرات، بالكاد يستحق ان ينهض من السرير في الصباح |
| Senin onaylaman sabahları yataktan kalkmam için sebebimdir. Limonlu pastaya bayılırım. | Open Subtitles | حسنا موافقتك هي السبب الذي يجعلني اغادر السرير في الصباح احب كعكة الليمون |
| Sabahın 3:30'unda yataktan fırlayınca gün pek aydın olmuyor. | Open Subtitles | لا يوجد شيء جيد .. لسحبي من السرير في الساعة الثالثة و النصف صباحاً |
| yatağın altında, spor çantalarında ve evrak çantasında bir beşlik daha var. | Open Subtitles | هناك خمسة مليون أخر تحت السرير في الفندق في حقائب القماش الخشن و الحقائب |
| Yatak odanda yatağın altında bir kasada. | Open Subtitles | في غرفة النوم الرئيسية... تحت السرير... في خزينة أرضية. |