| Seks. Etraf bir sürü hızlı seksle dolu değil mi? | TED | الجنس . هنالك الكثير من الجنس السريع ، اليس كذلك؟ |
| Kaçmamız gerekirse Arthur ve Lorna hızlı arabaları buraya park etmiş olacaklar. | Open Subtitles | أرثر و لورنا يقفون بعرباتهم السريعة هنا فى حالة الاحتياج للهروب السريع |
| Bu banliyö trenine daha fazla dayanamayacağım. hızlı trene binelim. | Open Subtitles | لم أعد أتحمل هذا القطار البطئ تعال, دعنا نأخذ السريع |
| Santa Rosa üzerinden gidersem otoyola daha Çabuk çıkabilirim değil mi? | Open Subtitles | اذا عبرت طريق سانتا روس فسينتهي بي الي الطريق السريع |
| Bu hızlı ve şaşırtmacalı oyun, kıvrak bir zeka... ve hızlı refleksler gerektirir. | Open Subtitles | خطوات سريعة ومبهرة, أنها لعبة تتطلب التفكير السريع أسرع حتى من أنعكاس الضوء |
| Valerie, elimde olmadan hızlı arama listende olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | فاليري، لم أنفك ألاحظ بأني مدرج بقائمة الاتصال السريع لديك. |
| ..hızlı büyümenin gezegenin varlığını sürdürmesinde olumsuz etkili olduğunun farkıdasın. | Open Subtitles | بإعتبار حجم التزايد السريع لسكان كوكبكم و صلاحية الكوكب للحياة |
| En güçlü savunmanın hızlı ve nihai bir saldırı olduğu kısmen tartışılabilir. | Open Subtitles | وحتى الان البعض يمكنه ان يجادل ان اقوي دفاع هو السريع و |
| Özür dilerim, bir gece Downway'de kalacağım. En hızlı şekilde otobana nasıl varırım? | Open Subtitles | عذراً , إننى غريب عن المكان ما هو أفضل طريق للطريق السريع ؟ |
| Yetkililerin bay hızlı için bu yeri kordona aldığını öğrendiğimde, | Open Subtitles | عندما سمعت السلطات تغلق , هذا الطريق السريع لحيلة سريعة |
| hızlı aramada gelip beni alacak bir erkek arkadaşım var, yani git. | Open Subtitles | لدي حبيب على الطلب السريع يمكنه أن يأتي ويأخذني ، لذا إذهبي |
| Çok hızlı gidiyor, 10 dakika sonra üst geçide ulaşacak. | Open Subtitles | إنه يسير بسرعة عالية سيصل للطريق السريع خلال 10 دقائق |
| O zaman bu hızlı bütçe talebi de hiç sorun olmamalı. | Open Subtitles | . ولذلك فالطلب السريع لهذه الأموال , لا يشكل أى مشكلة |
| Fayette Hapishanesi'ne göre bu, çok daha Çabuk bir ölüm. | Open Subtitles | يفضل الموت السريع عن الموت البطئ فى سجن فاييت هناك حيث يدفع بالشياطين التعساء |
| Tony. Jack ona, bir araba aldığını ve onu ana yolda... | Open Subtitles | توني ، أخبره جاك أنه أخذ سيارة وقادها على الطريق السريع |
| Tekneye bin, Tanca'ya git ve Amerikan ekspres'e bir mesaj bırak. | Open Subtitles | إستقلى القارب وإذهبى لتانجيرز و إتركى لى رسالة على البريد السريع |
| Ve bizim üçüncü yüksek hız deneme geliştirmemizde. New York' un şiddetli sabah soğunda, İlk kez yapmak istedik. | TED | وفي اختبارنا الثالث للانتشار السريع في صباح قارس البرد في ضواحي نيويورك، أمكننا القيام بذلك للمرة الأولى. |
| Oh, şu otoban olayından kurtulmak için iyi bir sebep buldum. | Open Subtitles | أوه, لقد عرفت طريقة جيدة لأتهرب من موضوع الطريق السريع هذا |
| Bu süre boyunca 100 km hızla otobanda ilerliyor. | TED | كل هذا الوقت كان يقود بسرعة 65 ميل في الساعة على الطريق السريع. |
| Önce çevre yoluna çıkıp otostop yapıyor sonra da sokak boyunca yürüyor. | Open Subtitles | تتطفل علي سيارات الطريق حتي تصل إلي الطريق السريع ثم تمشي شارعاً. |
| Önemli değil. Benimle limandaki sürat teknesinde buluşun Tamam mı? | Open Subtitles | حسنًا، فقط قابلاني على القارب السريع في حوض السفن، مفهوم؟ |
| Ya da otobanda giderken eksoz gazından boğulacakmışsınız gibi geliyor. | Open Subtitles | أو إذا كنت في الطريق السريع تشعر أن الغازات ستخنقك |
| Sharon Falconer Ekspresi'nde, doğrudan en tepeye! | Open Subtitles | مباشرة إلى القمة على قطار شارون فالكونر السريع |
| Diğerleri hep yeni Otoyol üzerinde. Çoğu da sezon açılana kadar kapalıdır. | Open Subtitles | إن الآخرين على الطريق السريع الجديد و معظمهم مغلقون حتى يبدأ الموسم |
| Yaklaşık 180 metre ileride geyik izleri var. Seni otoyola çıkartır. | Open Subtitles | بعد 200 ياردة ستعثرين على أثر أيل اتبعيه الى الطريق السريع |
| Şimdiyse sen ve KızıI Sonja geldiniz, kısa yoldan altın elde etmeyi istiyorsunuz. | Open Subtitles | الان انت هنا مع سونيا الحمراء تبحثون عن الطريق السريع للحصول على ذهب |
| Nüfusun yaklaşık üçte birinin arabada veya bir tekne, tren, uçakta giderken bir kitaba bakmak çabucak midelerinin bulanmasına sebep oluyor. | TED | بالنسبة لثلث الناس، النظر إلى كتاب في سيارة متحركة أو في قارب أو قطار أو طائرة يعني الإحساس السريع بألم في المعدة. |