öksürük şurubu ve fanta diyetinin insanı bu kadar acıktırması çok ilginçti. | Open Subtitles | مذهلة ما أيام من شراب السعال وفانتا النظام الغذائي سوف نفعل الشهية. |
Eczacı olabilirim ama öksürük ilacının neye benzediğini de bilirim, doktor. | Open Subtitles | أنا مجرد صيدلي لكنني أعرف كيف يبدو دواء السعال يا دكتور |
O günler bitti. Artık alkol yok. öksürük şurubu ve romlu kek dahil. | Open Subtitles | ولت تلك الأيام، لا مزيد من الكحول، وهذا يشمل دواء السعال والحلوى بالرم |
Ona bunu veriyorsun ve on beş dakika içerisinde öksürüğü duruyor. | Open Subtitles | أنتِ تعطينها هذا , وفي خلال 15 دقيقه تتوقف عن السعال |
Anlıyorum, bugün buraya gelmeden önce bu öksürük için üç doktora göründüm. | Open Subtitles | حسناً, ولكن قابلت 3 أطباء لهذا السعال قبل أن آتي هنال اليوم |
Hastaysanız yüz maskesi öksürük ve hapşırığı içeride tutarak çevredeki insanları koruyor. | TED | لو أنك مريض، فإن قناعك الطبي يحول دون رذاذ السعال والعطس ويحمي من هُم حولك. |
Bu öksürük ne zamandır devam ediyor? | Open Subtitles | منذ متى و أنت لديك هذا السعال يا سيد همبرت ؟ |
O öksürük için kafanı bir kese kağıdına sokmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تضع كيسا ً على رأسك لعلاج ذلك السعال |
öksürük şurubu yıllarında Maris de öyle bakardı. | Open Subtitles | أنا أعرف عن الإدمان إنها تبدو كماريس تماماً و التي كانت هكذا أثناء إدمانها على شراب السعال |
Öyle bir şey kastetmedim. Benim babam da annemi terk etti Annem ondan sonra öksürük şurubuna bağlandı. | Open Subtitles | على الاطلاق، أبي هجر أمّي بعدما أدمنت أقراص السعال. |
Tekno dans klubü vardı. Stan, öksürük şurubu almalısın. Cidden. | Open Subtitles | يجب أن تقلع عن شراب السعال بشكل جدَي، أنا قلق عليك |
Şu öksürük için birini gör. Pek iyi görünmüyorsun. | Open Subtitles | لتستشير شخصا بسبب السعال ان صوته ليس جيدا |
O öksürük bütün omurgama ölüm titreşimleri saçıyor. | Open Subtitles | و هذا السعال مصحوب برعشات الموت و كانه يخرج من اسفل ظهرى |
O öksürük bütün omurgama ölüm titreşimleri saçıyor. | Open Subtitles | ذلك السعال مصحوب برعشات الفناء وكأنه يخرج من أسفل عموده الفقري |
Düşük ihtimal olsa da, öksürük ve kızarıklılar hariç belirtilerin hepsini açıklıyor. | Open Subtitles | إنه تقريباً يفسر كل الأعراض عدا السعال و الطفح الجلدي |
Şimdi kalamam. Kumi'nin öksürüğü için gidip ilaç hazırlamam lazım. | Open Subtitles | لا يمكنني البقاء الآن, علي الذهاب لكي أعد العلاج لمرض السعال |
Şu öksürüğün için gidip birşeyler alabilirsin. Çok sinir bozucu. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ شيء ما لهذا السعال لأنها مزعج فعلاً |
Fazla Öksürmeye başlamıştım. Doktor kuru hava solumamı önerdi. | Open Subtitles | بدأ السعال ينتابني كثيرا الطبيب قال لي يجب استنشاق الهواء الجاف |
Bu küçük dostumuzun öksürüyor. İlaç dolabında ona uygun ilacın var mı? | Open Subtitles | هذا الصغير لديه بعض السعال هل لديك اى شىء فى دولاب الدواء |
Ne kötü öksürüyorsun. | Open Subtitles | السعال الصغير اللي عِنْدَكَ مزعج |
Kendisine hastalanıp aksır, hapşır, Öksür ki kızlar seninle konuşsun ilacı adını verdim. | Open Subtitles | أسميه علاج العطس و السعال الذي يسمح لي بالتكلم للفتيات |
Karbon monoksit kalp hızını yükseltir, öksürüğe neden olur. | Open Subtitles | أول أكسيد الكربون يزيد سرعة ضربات القلب و يسبب السعال |
Şu öksürükle ilgili bir doktora görünün. Göğsünüze inecekmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | ترى طبيباً بخصوص ذلك السعال يبدو أنّه آتِ إلى صدرك |
öksürürken kan veya başka bir şey geliyor mu? | Open Subtitles | اثنين. هل تم السعال أي شيء يصل، مثل الدم؟ |
Beverly Hills'de bileğini burkan bir çocuk ardından da Palisades'de kuru kuru öksüren ikizler var. | Open Subtitles | لديّ طفل يعاني من التواء في الكاحل "في "بيفرلي هيلز وتؤمان يعانيان من السعال الديكي في "بلاسايدس" بعد ذلك |
Ama yaz boyu öksürüp durdu. Öksürükleri daha da kötüleşti. | Open Subtitles | لكن كل الصيف كان لديه سعال وهذا السعال اصبح سيء |
Eğer hapşırmak, öksürmek istersen, benim omzuma vur. | Open Subtitles | لو كنتي بحاجه للعطس أو السعال أنقريني في كتفي فقط |
Böyle öksürerek bizi ele verecek. | Open Subtitles | انها لن تبقى طويلا بكل ذلك السعال أليس كذلك؟ |
Neden öksürüyorsunuz? | Open Subtitles | ما يعني السعال ؟ |