"السعي وراء" - Translation from Arabic to Turkish

    • peşinden
        
    • arayışı
        
    • peşine düşmek
        
    • peşinde
        
    •   
    Yani, eğer sana hayallerinin peşinden gitme hakkı verilmişse ve Tanrı da seni mutlu etmek isterse o zaman alabilirim. Open Subtitles اعني اذا كان لديك الحق في السعي وراء احلامك ومشيئة الله التي تجعلك سعيدا معنى هذا انا استطيع ان اشتريها
    Kadın kontrol manyağı, ve adam hayallerinin peşinden gitmeye korkuyor, ama birbirlerini seviyorlar. Open Subtitles انها تهوى السيطرة وهو خائف من السعي وراء تحقيق احلامه لكنهم يحبون بعضهم
    Ancak keşfetme arayışı beni, kısa sürede gezegenin en uzak köşelerine, bu keşfedilmemiş kıtanın yeni, potansiyel girişlerini bulmaya savurdu. TED ولكن السعي وراء الاستكشاف سرعان ما قادني إلى أبعد زاوية في الكوكب، باحثًا عن مداخل محتملة لهذه القارة الغير مكتشفة.
    Bu kısım, doğal harikalar üzerine ve daha büyük olan konferans ise mutluluk arayışı üzerine. TED تتحدث هذه المحاضرة عن عجائب الطبيعة و يتحدث المؤتمر ككل عن السعي وراء السعادة
    Jim, hey. Flass'in peşine düşmek zaten kötüydü. Open Subtitles مهلاً يا (جيم)، السعي وراء (فلاس) كان سيئاً مسبقاً
    Loeb'un peşine düşmek intihar, bu kadar basit. Open Subtitles السعي وراء (لوب) بمثابة إنتحار، أمر سهل وبسيط
    Tek anladığı ve peşinde koştuğu şey; Open Subtitles مهنته وهوايته في الوقت ذاته هي السعي وراء النساء الجميلات
    Amerika hakkında sevmediğim şey, yüksek derecede kişisel tatminle karışık boş laf peşinde koşulması. Open Subtitles ..الذي لا يعجبني في أميركا هو السعي وراء الكلام الفارغ ..جنباً إلى جنباً مع درجة عالية
    Bu gecenin son oyunu:3' Kovalama. Open Subtitles حان الوقت للعب آخر لعبة "السعي وراء التفاهة"
    Hayatın tüm amacının mutluluğun peşinden koşmak olduğunu düşünürdüm. TED كنت أعتقد أن الهدف الوحيد من الحياة هو السعي وراء السعادة.
    Tabii ki, bu demektir ki onun iblislerinin peşinden gitmeyi de bırakabiliriz, ki benim için sorun yok. Open Subtitles بالطبع ، هذا يعني أن نتوقف عن السعي وراء مشعوذيه أيضاً
    Bana, istediklerimin peşinden gitmeye cesaretim olmadığını söylemen konusunu epey düşündüm ve sen haklıydın. Open Subtitles فكرت كثيراً فيما قلته عن أنني ليس لديّ الشجاعة في السعي وراء ما أريد, و كنت محقة
    İstediğim şeyin peşinden gidecek cesaretim olmadığına dair söylediklerinde haklıydın. Open Subtitles فكرت كثيراً فيما قلته عن أنني ليس لديّ الشجاعة في السعي وراء ما أريد, و كنت محقة
    Dinle, kitabı bulamayabiliriz ama onu arayanların peşinden gidebiliriz. Open Subtitles انظري، قد لا نقدر على إيجاد الكتاب ولكن بوسعنا السعي وراء من يبحثون عنه، النسل
    Buraya nihai bilginin arayışı ile geldim. Open Subtitles أنا جئت إلى هنا في السعي وراء المعرفة في نهاية المطاف.
    Nihai bilginin arayışı içinde buraya geldim. Open Subtitles أنا جئت إلى هنا في السعي وراء المعرفة في نهاية المطاف.
    - Otan'ın peşine düşmek akıllıca değil. - John- Open Subtitles السعي وراء (أوتان) ليس فكرة سديدة
    Blackpoole'un peşine düşmek... Open Subtitles السعي وراء (بـلاكـبول)
    Çünkü bu akşam, şirketin onayı peşinde koşmanın beni çocuksu, onay delisi bir kıçkafalıya dönüştürdüğünün farkına vardım. Open Subtitles لأنني أدركت الليلة أن السعي وراء إستحسان الشركة حوّلني إلى شخص طفولي يسعى إلى الإستحسان ، صاحب رأس مؤخرة
    Neslinin koruyucusu olmayı arzuluyorsun lakin, güç peşinde kendi türünü katlediyorsun. Open Subtitles تاملي بأن تكوني حاميه سلالتك ومع ذلك قتلتي جنسك في السعي وراء السلطة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more