| Genişleyerek inen merdivenle ilgili yazılar okudum sadece, ama anladığım kadarıyla o merdivenlerden balo elbiseleriyle inmek hanımların hoşuna gidermiş. | Open Subtitles | لقد قرأت فقط حول السلالم المتتالية ولكن أنا أفهم أن السيدات يحببن النزول عليه. في حفلة موسيقية بالثياب الخاصة بهم. |
| Nasıl tanıştıklarını kimse bilmiyor. Constance'ı merdivenlerden aşağı onun ittiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | لم يعلم أحد كيف تقابلا، والبعض يعتقد أنه دفعها على السلالم |
| Neyse, üçüncü katta bir çocuğu kurtarmış inerken, aniden Merdivenler çöküverdi. | Open Subtitles | وانا كنت أنقذ طفل في الطابق الثالث , عندما انهارت السلالم |
| Ben bazen koşuya çıkarım. Mümkün olduğu kadar da merdivenleri kullanırım. | Open Subtitles | أحياناً , و كنت أحاول الصعود على السلالم كلما أتحيت الفرصة |
| merdivenden indin çünkü merdiven sana unutmaya çalıştığın insanları hatırlatıyor. | Open Subtitles | انت تاخذ السلالم لانك تشاطر المصعد مع اشخاص تحاول نسيانهم |
| Bu mesafeyi şapelin önündeki merdivenlere kadar uzatma imkânımız var mı? | Open Subtitles | هل يمكن للمسافة أن تكون بحيث يقف على السلالم خارج الكنيسة؟ |
| O Merdivenler 30 cm uzunlukta, bu yüzden Pee-Wee merdivenlerde aşağı yukarı inip çıktığında onlarla bir çocuk gibi anlaşıyor. | TED | يبلغ ارتفاع السلالم 12 إنشًا، فعندما يصعد ويهبطُ بي وي تلك السلالم، يتعاملُ معهم كطفل. |
| Yaklaşık bir yıl önce merdivenlerden düştü ve belini incitti. | Open Subtitles | لا، قبل نحو عام سقطت من على السلالم وكسرت ظهرها |
| Annesinin, büyükannemi merdivenlerden ittirdiğini örtbas etmek için yalan söyledi. | Open Subtitles | قامت بالكذب للتغطية على أن أمها دفعت جدتي على السلالم |
| Bebek gibi merdivenlerden aşağı taşınınca utandım biraz. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | أشعر بالإحراج قليلًا فقط لأنه تم حملي كالطفل على السلالم |
| Çünkü Escher Kasası sürekli hareket hâlinde bir Merdivenler ve yollar labirentidir. | Open Subtitles | لأن مدفن إرشير عبارة عن متاهة من السلالم والممرات التي تتحرك باستمرار |
| Ve bu Merdivenler de, kaçakçıların hep bulunduğu yer ve burada pek çok ateş ediliyor. | TED | وعلى تلك السلالم, حيث اعتاد التجار ان يقفوا وهناك الكثير من تبادل اطلاق النار. |
| Mimari, mobilyalar ve var olan her şey fakat hiçbir şey o Merdivenler kadar önemli değil. | TED | تدبُ الحياة في المبنى والأثاث وفي كل شيء، لكن لا شيء أهم من تلك السلالم. |
| "Tabii Cary Grant gibi asansöre binmeyip merdivenleri kullanırsan olabilir." | Open Subtitles | اذا قمتي باستعمال السلالم عوضاً على المصعد مثل كاري كرانت |
| Ve başka bir hap aldığını düşünürsek, merdivenleri kullanman daha iyi olur. | Open Subtitles | وبالأخذ في الإعتبار أنك أخذت قرص آخر عليك غالباً أن ترتقي السلالم |
| Ve annen, ki kendisi tekerlekli sandalyede biliyoruz ki o merdivenleri çıkmadı. | Open Subtitles | وامك, التي كانت على كرسي متحرك من الواضح انها لم تتسلق السلالم |
| Dilek çeşmesine çıkan bir merdiven var. "Dilek tut. " | Open Subtitles | هناك مجموعة من السلالم تؤدي الى نافورة عملات تمني امنية |
| Yani basitçe toparlarsak her gün üç kat merdiven çıkmamın sebebi sensin. | Open Subtitles | حسنٌ إذن، أنت سبب استخدامي السلالم صعودا و نزولا لثلاثة طوابق يوميا؟ |
| Beni dar sonu pis, cılız yanan lambayla aydınlatılmış bodruma çıkan merdivenlere yönelttiler. | TED | قدنني إلى مجموعة ضيقة من السلالم التي تؤدي إلى هذا القبو القذر المُضاء بشكل خافت بالمصابيح الفلورية. |
| Sarsılmış bir şekilde, kitaplarımı merdivenlerde bıraktım ve aceleyle eve gittim ve yine oradaydı. | TED | مرتعشةً، تركت كتبي على السلالم وأسرعت إلى المنزل، وهناك تكرّر الأمر مجدّدا. |
| Wilhelmina Slater için taşıyıcı annelik yapan Christina'yı merdivenden kolay yoldan indirmekle suçlanıyor. | Open Subtitles | التي كانت مسؤولة عن دفع الام البديلة لـ ويلمينا سليتر من اعلى السلالم |
| merdivenlerin pek çoğunda bir boşluk yaratan bir ön kenar olur. | TED | وهناك الكثير من السلالم تحتوي على مفاصل تخلق نوعًا من الحواف. |
| Haydi iş başına. Bakalım üst kata çıkan merdiveni bulabilecek misiniz? | Open Subtitles | هيا إلي العمل أين من المفترض أن يكون درج السلالم إلى الطابق الثاني يا ترى؟ |
| Ayağı kaydığında merdivene son bir kez daha tırmanıyordu. | Open Subtitles | وكان صاعداً على السلالم في محاولةِ إنقاذٍ أخيرةٍ حينَ إنزلقتْ قدمهُ |
| Erkekler tuvaleti alt katta yürüyen merdivenin solunda. | Open Subtitles | دورة مياه الرجال بالاسفل يسار السلالم المتحركة |
| Evet, kocanız bana bir yorgan verdi. Geceyi merdivende geçirdim. | Open Subtitles | لقد أعارنى زوجك بطانية، لقد قضيت الليلة كلها على السلالم |
| Şimdilik üst kata çıkmanın iyi bir fikir olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه من الجيد لكِ ان تنزلي السلالم الان |
| Merdivenler ön taraftan 30 adım sonra başlıyor 24 tane basamak var her biri hemen 30 santim kadar. | Open Subtitles | تبدأ السلالم على مسافة 30 خطوة من الأمام هناك 24 درجة كلّ منها بطول قدم تقريباً |