"السوائل" - Translation from Arabic to Turkish

    • sıvı
        
    • sıvılar
        
    • sıvıyı
        
    • sıvıları
        
    • serum
        
    • sıvısı
        
    • sıvılarını
        
    • sıvıların
        
    • sıvıya
        
    • su
        
    • sıvıyla
        
    • akışkan
        
    • sıvısının
        
    • sıvılarla
        
    • sıvılarının
        
    Aslında düşününce bir nevi sıvı ve tuhaf dokulardan oluşan torbalar gibiyiz, etrafı ince bir deri tabakasıyla kaplı. TED عندما تفكر بالفعل في ذلك، فنحن نوعًا ما مثل أكياس السوائل وبعض الأنسجة الغريبة محاطة بطبقة رفيعة من الجلد.
    Dikkat. Yüzbaşı McIntyre kan ve sıvı değiştirme konusunda konferans verecek. Open Subtitles انتباه سوف يلقي النقيب ماكنتاير محاضرة حول اعطاء السوائل ووجبات الدم
    Başka insanlarla seks yapıyoruz, ama asla telefon ya da sıvı değişimi yapmıyoruz. Open Subtitles نحظى بممارسة الجنس مع أشخاص آخرين لكننا لا نتبادل السوائل أو أرقام التليفونات
    Laboratuvarlarda gaz tüpleri ve her çeşit yanıcı sıvılar vardır. Open Subtitles كان لدى المُختبر إسطوانات غاز، جميع أنواع السوائل القابلة للإشتعال.
    Canlı canlı içerler iskeletin kalana kadar vücudundaki tüm sıvıyı emerler Open Subtitles يشربونك حى يمتص كل السوائل خارج الجسم قبل افراز البقايا الهيكلية
    Birlikte okula gittiğiniz kişiler eski adresiniz ya da sıvıları nasıl içeceğinizi. Open Subtitles مثل أناس ذهبتم للمدرسة معهم أو عناوين سابقة أو طريقة شرب السوائل
    Hâlâ kan testi sonuçlarını bekliyorum ama ciğerlerinde önemli miktarda sıvı var. Open Subtitles أنا في انتظار للدم وتوإكس. كان هناك الكثير من السوائل في رئتيها.
    Böbreklerimin fonksiyonunu yitirip yitirmediğini bilmek için sıvı giriş çıkışlarımı ölçmeliyim. Open Subtitles أحتاج لقياس السوائل الداخلة و الخارجة لأتأكد ان كليتاي لن تتعطلا
    Panzehiri bulana kadar buradaki sıvı ve tozları rastgele karıştıracağım. Open Subtitles سأقوم بخلط السوائل والمساحيق بشكل عشوائي حتى نحصل على العلاج
    Çorba katının sıvı içinde askıda kalmasıyla olur yani sıvı olarak nitelendirilir. Open Subtitles حَسناً، الشوربة يعلق بها مواد صلبةُ لذا يمكن اعتبارها من السوائل الجامدة
    Kistin duvarını açacağız, böylece serbest akış sağlanacak ve artık sıvı toplanmayacak. Open Subtitles سنقوم بفتح جدار الكيسة لكي تنزح بشكل حر وبعدها لن تتجمع السوائل.
    - Artık, enfeksiyon kan, sıvı veya enjeksiyon yoluyla bulaşmak zorunda. Open Subtitles اذاً لربما اتت من خلال نقل الدم او السوائل او الحقن
    Bol bol sıvı tüket. Bir şeye ihtiyacın olursa mesaj at. Open Subtitles إشربي الكثير من السوائل وإرسلي لي رسالة إن إحتجتِ أي شيء
    İç kulağında sıvı sallanıyor ve düzelmede sıkıntı falan yaşıyormuş. Open Subtitles السوائل بالأذن الداخلية تصاب بخلل فتحدث مشكلة بمستويات شيء ما
    İç kulağında sıvı sallanıyor ve düzelmede sıkıntı falan yaşıyormuş. Open Subtitles السوائل بالأذن الداخلية تصاب بخلل فتحدث مشكلة بمستويات شيء ما
    Susuz kalmasın diye bazı sıvılar önerdim ve arkadaşıma onu değerlendirmesini söyledim. TED أمرت ببعض السوائل لترطيبه وطلبت من احد الزملاء بمراجعته.
    Böbreklerin çalışmaya başlamasını ve vücuttaki fazla sıvıyı atmasını umuyoruz. Open Subtitles نأمل ان الكلى لم تصاب وسنبدا بمساعدته ليستعيد السوائل المفقوده
    İki üniteyi de as. İkisini de açın. sıvıları aynı anda enjekte edin. Open Subtitles و أجعلهما على سرعه التقطير القصوى , .و ضع السوائل في نفس الوقت
    Soğuk hissedebilirsin. Çünkü serum kana karışıyor. Open Subtitles لكن قد تصابين بالبرد لأن هذه السوائل تمر خلال جسمك لأجل مراحل العلاج
    Tablet, dakikalar içerisinde midenizin asitli sıvısı içerisinde ayrışmaya başlar. TED يبدأ القرص بالذوبان في السوائل الحمضية خلال دقائق داخل المعدة.
    Ayrıca vücut sıvılarını ve elektrolitlerini dengelemeye çalışacağız. Open Subtitles و يمكننا أن نحاول موازنة السوائل و الإلكتروليتات
    Semptomlar deri altında sıvıların korkunç bir şekilde artması. TED أعراض ذلك المرض الغريب والتي كانت تتضمن تقيح السوائل من اسفل الجلد بصورة مفزعة
    Sığınağa girersek, sıvıya izleme aygıtı yerleştirebiliriz. Open Subtitles .. إذا إخترقنا المخبأ يمكننا زرع جهاز تتبّع على إحدى قوارير السوائل
    su, yağ ve alkol gibi dünyanın en bilindik sıvıları kuvvete doğrusal yanıt verir. TED السوائل الأكثر شيوعًا في العالم مثل الماء، الزيوت و الكحول تستجيب للقوة خطيًا.
    Sadece, göğsümdeki can veren sıvıyla ilgileniyor. Open Subtitles إنه مهتم فقط فيما ستقدمه هذه الحياة من السوائل إلى ثديي.
    diğer silia bu akışkan sıvının akışının hisseder ve embriyonun solundaki özel genleri harekete geçirir. TED على الحافة اليسرى للعقدة، الأهداب الأخرى تشعر بتدفق السوائل وتنشط جينات محددة في الجهة اليسرى للجنين.
    Yani çözüm, retina altı sıvısının nasıl boşaltılacağını bulmaya kalıyor. Open Subtitles لذا فاللغز هو معرفة كيفية إستنزاف السوائل الموجودة تحت شبكية العين
    Olması gerekenden biraz yavaş ama seni sıvılarla doldurup kan nakli yaptıktan sonra güçlenebilir. Open Subtitles , أبطأ مما أريد , لكن عندما نعطيكِ السوائل و الدم سيقوى
    sıvılarının az olduğunu düşünürsek katılıyorum. Open Subtitles اوافقك الرأي خصوصا وان السوائل لديكِ منخفضة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more