Sadece 20 yıl sonra, 1920-1930 yılları arasında, Amerika Birleşik Devletleri'nde neredeyse 200.000 kişi arabalar nedeniyle öldü. | TED | بعد 20 عام فقط، بين 1920 و 1930، ما يقارب 200.000 شخص، قتلوا من طرف السيارات في الولايات المتحدة. |
Pahalı olmayan arabalar kategorimizdeki hiçbir araba yasayı çiğnemedi. | TED | ولا واحدة من السيارات، ولا واحدة من السيارات في الفئة الأقل ثمناً خرقت القانون. |
Burada önemli olan, kargaların arabaları cevizleri kırmak için kullanması değildir. Aslında bu, kargalar için eski bir durum. | TED | إذاً الشئ الهام حول هذا ليس أن الغربان تستفيد من السيارات في كسر الجوز. في الواقع، هذه حيلة قديمة للغربان. |
arabaları yağmur yağarken, kar yağarken yapman gerekiyor. | TED | يجب عليك أن تصنع السيارات في المطر, يجب عليك أن تصنع السيارات في الثلج. |
Bunların hepsi arabalarla ilgili değil mi? - Hiç bu kadar araba görmemiştim. | Open Subtitles | إنها كلها تتعلق بالسيارات لم أرى هذا العدد الكبير من السيارات في حياتي |
Burası , insanların arabalara bağımlı olarak yaşadıkları bir dünya. | Open Subtitles | نحن في عالم يعتمد تماماً على السيارات في الإنتقال |
Şu anda arabaların... ..ne kadar zor bir durumda olduğunu görüyorsunuz. | Open Subtitles | يمكن رؤية المصاعب التي تواجه السيارات في المطر الغزير |
Onlara fiş verip, anahtarlarını alın ve arabalarını park edin. | Open Subtitles | أعطياهم تذاكر, خذا مفاتيحهم واركنا السيارات في آخر الشارع |
Duydunuz mu bilmiyorum ama, çevredeki arabalarda hırsızlıklar olmuş. | Open Subtitles | إذن , أنا لا أعلم أن كنتما قد سمعتما بهذا أم لا و لكن حصلت سلسلة من سرقات . السيارات في المنطقة |
Bana 40 yaşındaki bir adamın ilk buluşmada neden model arabalardan bahsetmemesi gerektiğini mi soruyorsun? | Open Subtitles | تسألني لماذا لا يجب على رجل ذو 40 سنة ألا يتحدث عن مجسمات السيارات في الموعد الأول؟ فهمت ما ترمي إليه |
arabalar 6'da kalkacak. | Open Subtitles | ستقلكم السيارات في السادسة إلى مكان الحفل |
Bilemiyorum. Galiba arabalar hakkında bende daha fazla şey biliyorsun. | Open Subtitles | لا أعلم، من المحتمل بأنك تعرف اكثر عن السيارات في هذه النقطة أكثر منّي |
Anlaşılan arabalar hakkında benden bilgilisin. | Open Subtitles | لا أعلم، من المحتمل بأنك تعرف اكثر عن السيارات في هذه النقطة أكثر منّي |
Erkek: İyi bir araştırma yaptım ve dünyanın en hızlı arabaları hakkında bilgim olmuş oldu. | TED | أقرأه ولد: لقد قمت بالبحث ووجدت معلومات كثيرة عن أسرع السيارات في العالم |
Yani arabaları çalışır halde tutma konusunda epey uzmanlar. | TED | يبدو أنّ لديهم الخبرة للحفاظ على السيارات في حالة جيّدة. |
Buralarda takılır. Bu bloktaki arabaları parkeder. | Open Subtitles | رجل في الحي، يقوم بصفّ السيارات في المنطقة |
Benim için şu anda dünyadaki en iyi araba. Kesinlikle seviyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لي،إنّها واحدة من أفضل السيارات في العالم أحببتها بلا ريب |
Karşınızda Ken Miles Amerika'nın en iyi spor araba sürücülerinden biri. | Open Subtitles | الخروج وكين مايلز، واحد من أفضل سائقي رياضة السيارات في أمريكا. |
Galerimdeki arabalara yumurta atıp görüntülerini internette paylaşan özel türden bir gerizekalı. | Open Subtitles | نوع مميز من الحمقي الذي يصور نفسه يلقي بالبيض على السيارات في أرضي وينشرها على الإنترنت |
Yani sonuçlar arabalara bağlı. | Open Subtitles | ولذا، فإنّ الوقتَ الذي استغرته السيارات في كل لفَّةِ يعودُ إلى السيارة نفسها |
Eminim ki şehirde kullanılan tüm arabaların yerini kısa sürede... senin Aspasias'ın alacak. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنه لن يمر وقت طويل حتى يتم حظر جميع السيارات في المدن وأعتماد إختراعكِ |
Süper, bu aramamızı Meksika'daki arabaların yaklaşık yarısına indirir. | Open Subtitles | حسنا، هذا يضيق عليه إلى حوالي نصف السيارات في المكسيك |
Pazar-Pazartesi araba park ederim. | Open Subtitles | الأحد والإثنين أوقف السيارات في الميدان. |
Aslında bu teknoloji yeni Mustang gibi arabalarda da kullanılıyor. | Open Subtitles | في الواقع ، يتم استخدام متغير مثل الوقت السيارات في البلاد ، مثل موستانج الجديدة. |
Sokaktaki arabalardan anlaşılıyor, ya da olmamasından diyelim. | Open Subtitles | استطيع الاستنتاج من السيارات في الشارع ، او عدم وجودها من الاساس |
1900 yılında, örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde kimse otomobil tarafından öldürülmemişti. | TED | في عام 1900, على سبيل المثال، لم يقتل أحد من طرف السيارات في الولايات المتحدة. |