| Hemen bir sigara iç. İçme diyorlar ama benim dizlerim çözüldü. | Open Subtitles | ينبغي عليك ان تدخن السيجارة الآن, اعرف بانهم قالوا لا تدخنوا |
| O tek sigara parasının yettiği tek lüksüydü. | TED | هذه السيجارة هي الرفاهية الوحيدة التي يمكن تحمل تكلفتها لنفسه |
| En etkili sigara karşıtı kampanya buydu. Ağzından sarkan eğilmiş sigarayı fark etmişsinizdir, | TED | لقد كان الإعلان الاكثر فعالية للإقلاع عن التدخين هو هذا. سوف تلاحظون أن السيجارة تتدلى وكأنها ذابلة من فم هذا الشخص, |
| Viskiyi paylaşıyoruz, sigarayı paylaşıyoruz, birayı paylaşıyoruz. | Open Subtitles | نحنر نتشارك نفس المشروب, نفس السيجارة, ونفس علبة البيرة |
| Ayrıca sigaranın nasıl uyuşturucu madde taşıma aracı olduğuna ve nikotin taşıdığı o olağanüstü etkiye de çok dikkat ediyoruz. | TED | أولينا أيضًا اهتمامًا كبيرًا لكيفية عمل السيجارة كجهاز لتوصيل الدواء وكفاءتها الملحوظة في توصيل النيكوتين. |
| Makine sigara içtikçe dıştaki hava bu havalandırma deliklerinin içine girdi ve sigaradan gelen duman miktarını hafifletti. | TED | أثناء صعود الدخان من المكينة، يدخل الهواء الخارجي من خلال فتحات التهوية تلك ويخفف من كمية الدخان الناتج من السيجارة. |
| Peki ellerini sürebilecekleri tek sigara, artık bağımlılık yaratamıyor veya bağımlılığı sürdüremiyor olsa ne olurdu? | TED | ولكن ماذا برأيك إذا كانت السيجارة الوحيدة التي يمكنهم الحصول عليها لم تعد تتسبب بالإدمان أو تحفزه. |
| Benimle yüz yüzeydi bir eli cebinde diğerinde bir sigara. | Open Subtitles | كانت أمامى وجهاً لوجه تضع أحدى يديها فى جيبها والآخرى تحمل بها السيجارة |
| Benimle yüz yüzeydi bir eli cebinde diğerinde bir sigara. | Open Subtitles | كانت أمامى وجهاً لوجه تضع أحدى يديها فى جيبها والآخرى تحمل بها السيجارة |
| Bandajın arasındaki yarıktan bir sigara sarkıyormuş gibi... Hilkat garibesi gibi görünüyorum. | Open Subtitles | ستتدلى السيجارة من فتحة بالضمّادات ويبدو شكلي مخيف |
| Asker, o sigara izmaritini derhâl at. | Open Subtitles | أيها الجندى ، التقط عقب السيجارة هذا و تخلص منه |
| Onlar için "elveda" demek, kül tablasında sigara söndürmek kadar kolay geliyordu. | Open Subtitles | يَقُولونَ الوداع بنفس السهولةِ كانهم بيطفوا السيجارة في الطفاية |
| Şu mına koduğum fenerini yüzümden çek ve şu sigarayı söndür. | Open Subtitles | أبعد هذا المصباح عن وجهي وأطفئ هذه السيجارة |
| Söndür şu sigarayı. Burada sigara içemezsin. | Open Subtitles | أرمي تلك السيجارة للخارج ممنوع التدخين هنا |
| Detektif lütfen o sigarayı söndürür müsünüz? | Open Subtitles | أيها المحقق ، هل تمانع بأن تطفيء السيجارة ؟ |
| Eğer o kağıdı imzalayacaksan, arasına biraz da ot atmalısın sarıp, sigaranın üzerini imzalamalısın, dostum. | Open Subtitles | إذا كنت ستوقع هذه الورقة ، فضع بعض الحشيش في الوسط وقم بلفها ، ووقع السيجارة يا رجل |
| Sigaranı söndür. Bence burada içilmiyor. | Open Subtitles | إذهبي وألقي هذه السيجارة بعيداً لأني لا أعتقد بأن هذا جيد |
| Satılan Sigaralar için habersiz denetim yapıyorduk. | Open Subtitles | كنا نتحقق بالعين المُجرّدة عمليات بيع السيجارة. |
| Yıldız adayları hayallerinde hep, puro kemiren bir yapımcının Carlton'ın terasında, genç ve güzel bir kadını fark edip "Kim bu kız? | Open Subtitles | ملتقّطة من المصورين. في أحلام الممثلة الناشّئة، هناك دائمًا ذلك المشهد أينما المنتَج صاحب السيجارة |
| Kendimi, parmağına taktiği o yüzüğe sıkışan sigarası gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنني محبوس مثل السيجارة في تلك الحمالة على إصبعها. |
| Gerçek bir sigaraya baktığınızda bunu görmeniz zordur. | TED | بإمعان النظر في السيجارة الحقيقية، يصعب عليك رؤيتها. |
| İzmariti, umursamadan yeter atardınız. | Open Subtitles | عندما تنتهى من السيجارة فأنت تلقيها بلامبالاة على الأرض |
| Buzun üzerine Sigaranızı atmanız hiç hoş değil. | Open Subtitles | لا ترمي السيجارة على الجليد هكذا. |
| - Ben Sigaramı yakarken çaldılar. - Kadın mı, erkek mi? - Her ikisi de. | Open Subtitles | السيارة سرقت، بينما أنا كُنْتُ اشرب السيجارة |
| sigarasını yaktığı zaman, dünya üzerinde istediği yere gidebiliyor. | Open Subtitles | حينما تقوم بإشعال السيجارة يُمكنها أن تذهب لأي مكان بالعالم |
| Sonra puroyu yaktı ve küllerini dikkatlice terazinin diğer kefesine dökmeye başladı. | Open Subtitles | 0 ثم أشعلها، ودخن السيجارة بحذر قام بفض ِالرماد على كفَة الميزان |
| Umarım sigaran vardır. Kodeste sigara para gibidir. | Open Subtitles | اتمني ان يكون معك دخان السيجارة موجودة معك رجل |