| Geçen sene First Lady burayı Urban Green Thumb programı için seçmişti.* | Open Subtitles | إختارت السيدة الأولى هذا الموقع شخصيا لإطلاق برنامج التشجير في المناطق الحضرية. |
| Aşılama çığırtkanlığı yapan First Lady'nin kendisinin aşı olmaması mümkün mü? | Open Subtitles | السيدة الأولى التي تأخذ كل أنواع اللقاح لم تأخد حقنة الانفلونزا؟ |
| Beyaz Sarayın düzenlediği yemekte ABD First Lady'sinin olmaması mümkün değil. | Open Subtitles | لا يمكنهم بأن يقيموا عشاء دولي بدون السيدة الأولى للولايات المتحدة |
| Çünkü First Lady'nin başardığı bir şey başkasının başarmasından daha farklı durur. | Open Subtitles | لأن أي شيء تقوم به السيدة الأولى.. هو مختلف في نظر الجميع. |
| Yok, ben yaparım. Haberin First Lady'den gelmesi daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | لا سأقدمه أنا، سيكون من الأفضل إنّ صدر عن السيدة الأولى |
| First Lady, son 8 aydır kendisini koruyan adamın kocasına suikast yapacağına doğal olarak inanmak istemez. | Open Subtitles | من الطبيعى ألا ترغب السيدة الأولى فى تصديق أن الرجل الذى يقوم بحمايتها خلال الشهور الثمانية الأخيرة يحاول اغتيال زوجها |
| First Lady'e ulaş ve ona sadece "Montrose" de. | Open Subtitles | اقتربى من السيدة الأولى و أخبريها وحدها أنه منتروز |
| Yardımına ihtiyacımız var. Tom, First Lady'i konvoya götür. | Open Subtitles | نحتاج لمساعدتك توم ، خذ السيدة الأولى الى السيارة |
| Affedersin, "First Lady" olacağımı bilmiyordum. | Open Subtitles | آسف. لم أكن أعرف أنني كنت ستعمل على أن تكون السيدة الأولى. |
| Ben olsam, birkaç gün daha First Lady'nin durumu hakkında bir demeçte bulunmazdım. | Open Subtitles | لن أصدر شيئاً عن حالة السيدة الأولى قبل أيام من الأن |
| First Lady, lojmanından ayrılmış ve yeri bilinmiyor. | Open Subtitles | لقد تركت السيدة الأولى مسكنها و لا يُعثر عليها |
| First Lady de yönetimden birilerinin bağlantılı olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | السيدة الأولى ايضاً تعتقد أن هناك شخص ما بالهيئة متورط |
| First Lady'nin çantaları odasına geri götürülsün. | Open Subtitles | تأكدي أن تعود حقائب السيدة الأولى إلى غرفتها |
| First Lady'nin ahlaki değerlerine saygı duyuyorum, ama bu sizin kararınız onun değil. | Open Subtitles | حسناً، أنا أحترم رأي السيدة الأولى الأخلاقي ولكن هذا القرار بيدك |
| First Lady güvende ve yerinde. | Open Subtitles | ماذا كانت تفعل هناك ؟ السيدة الأولى الأن بمأمن و بررت غيابها |
| Tam da Birleşik Devletlerin First Lady'si ile randevuları oldukları sırada mı? | Open Subtitles | مع السيدة الأولى بالولايات المتحدة؟ أنا لا أعرف اي شء بخصوص أي اجتماع |
| Dünyanın ilk First Lady'si, kadın hakları öncüsü, ...ve lisedeki beslenme çantamın kapağı. | Open Subtitles | السيدة الأولى للعالم, بطلة مساندة حقوق النساء, وكانت موجودة على غطاء علبة الغذاء أثناء الثانوية. |
| Başkanın eşi vuruldu | Open Subtitles | أخطأ أحدهم الهدف ، لقد أُصيبت السيدة الأولى 0 أُكرر ، أُصيبت السيدة الأولى |
| Evcil hayvan projesi Başkanın eşinin ait... Ülkeninde en ateşli gazi hakları savunucusu. | Open Subtitles | كان هذا مشروع السيدة الأولى الوحيد وهي المساندة في البلد لحقوق الجنود القدامى |
| First Leydi olarak Beyaz Saraydaki engin sanat koleksiyonundan ben sorumluyum. | Open Subtitles | من مسؤولياتي بوصفي السيدة الأولى أن أرعى مجموعة الأعمال الفنية الكبيرة التابعة للبيت الأبيض |
| Çok popüler bir başkan eşi değildi ama tuhaf yanıda yoktu | Open Subtitles | لم تكن بالضبط السيدة الأولى الأكثر شعبية ولكن لا شيء متطرف |
| Öyle, efendim, işte bu yüzden, Bayan Logan'ın bu telefon görüşmesini kafasına takması riskine giremeyiz. | Open Subtitles | أنا كذلك سيدي , لهذا أيضاً لا يمكننا ..المجازفة بأن تسيطر هذه المحادثة على أفكار السيدة الأولى |
| Bekle bir saniye İki durumdada başkanın eşini biz öldürmedik | Open Subtitles | انتظر ، تقول إنك لم تقتل السيدة الأولى ، ولا نحن أيضاً |
| - Eylülün başında. - Başkan'ın eşi de. | Open Subtitles | أنتِ و السيدة الأولى للدولة في نفس الوقت |
| - Başka birini. O ilk kadın delice şeyler yaptı. - Ne yaptı? | Open Subtitles | ــ شخصاً آخر غير تلك السيدة الأولى التي فعلت شيئاً مجنونا ــ مالذي فعلته؟ |
| - Cincinnati doğruca plaj evine gidiyor. - Anladım. | Open Subtitles | - السيدة الأولى ذاهبة مباشرة الى منزل الشاطىء |
| başkanın karısı son sekiz aydır onu koruyan adamın kocasını öldürmeye çalışacağına inanmak istemiyor. | Open Subtitles | من الطبيعى ألا ترغب السيدة الأولى فى تصديق أن الرجل الذى يقوم بحمايتها خلال الشهور الثمانية الأخيرة يحاول اغتيال زوجها |