"السير في" - Translation from Arabic to Turkish

    • yürümek
        
    • yürürken
        
    • yürüyebiliyorsun
        
    Çünkü, bu alanda yürümek zihinde dolaşmak gibidir. TED وهذا لأن السير، وبطريقة ما، في هذا الفضاء هو مثل السير في العقل.
    MS: Saha içinde yürümek maçın bir unsuru değil mi? TED مايكل: السير في الملعب ليست جزءاً من لعبة الغولف؟
    Dinleyici: Bir delikten diğerine yürümek yani dayanıklılık, maçın çok önemli bir unsuru. TED الحضور: عنصر التحمل هو جزء هام جدا من اللعبة ، السير في كل الحفر.
    O topuklarla yürürken dikkat et. Çekmeni istediğim tek şey benim. Open Subtitles أحترس بـ السير في هذا الحذاء بـ الكعب الشئ الوحيد الذي أريدك أن تسحبيه هو أنا
    Bu kadar eski bir evde ses çıkarmadan nasıl yürüyebiliyorsun? Open Subtitles ‫كيف يمكنك السير في منزل ‫بهذا القدم من دون إصدار صوت؟
    Katırım çamurda yürümek istemedi. Ben de ona 17 kurşun sıktım. Open Subtitles البغل لم يستطع السير في الوحل لذا وجب أن أطلق عليه 17 رصاصة
    Yüce yolda yürümek çok fazla sorumluluk getirir. Open Subtitles السير في الطريق العظيم يجلب مسؤولية عظيمة
    Eğer sokakta yürümek, benzin almak veya alışverişe gitmek güvenliyse... Open Subtitles لو يستطيعون السير في الشارع بأمان يشترون الغاز ، أو يتسوقون
    Karnım iyice belli olmadan kilisede sana yürümek istiyorum. Open Subtitles أودّ السير في الممرّ قبل أن تظهر علامات حملي
    Bir yerde yürümek ama nerede yürüdüğünü bilememek nedir, bilir misin? Open Subtitles هل تعرفي ماذا يشبه السير في مكان ما ، دون أن تُلاحظي؟
    At sürmek yerine hordanin arkasinda yürümek mi istiyorsun? Open Subtitles أتريد السير في المؤخرة بدل من ركوب حصان؟
    Hala gitmek zorundayım temizlik ekibindeyim ve tek başına yürümek zorundayım. Open Subtitles وأنا لا تزال لديها للذهاب ل أنا في لجنة تنظيف، وأنا قد ستعمل على السير في كل وحده
    Aydınlık bir bahar gününde ılık güneşin altında yürümek, eğlenceli gibi görünebilir, fakat o ılıklık erimeye başlıyor. Open Subtitles السير في الشمس الدافئة في سطوع النهار في يوم ربيعي ربما يبدو ممتعًا لكن هذا الدفء بدأ بالتفاني
    At sürmek yerine hordanın arkasında yürümek mi istiyorsun? Open Subtitles أتريد السير في المؤخرة بدل من ركوب حصان؟
    Bu tünelin içinde yürümek barış dolu. TED السير في هذا النفق مطمئن جداً.
    Fikrimi değiştirdim. Geçit töreninde yürümek istiyorum. Open Subtitles لقد غيرت رأيي أريد السير في الموكب
    O şerefsizler, değişiklik olsun diye sokakta yürürken korkuyu tatsın. Open Subtitles ليشعر هؤلاء الأوغاد بالخوف من السير في الشوارع على سبيل التغيير.
    Yolda yürürken illa biri el sallayıp Open Subtitles \u200fلا يمكنك السير في الشارع \u200fمن دون أن تجد شخصاً يلوح لك
    Gece sokakta yürürken. Open Subtitles وعند السير في الشارع ليلاً
    Bu kadar eski bir evde ses çıkarmadan nasıl yürüyebiliyorsun? Open Subtitles كيف يمكنك السير في أرجاء منزل قديم كهذا دول إصدار صوت؟
    Öyle çuvalla para önüne altın tepside gelmiyor, sırf uçabiliyorsun diye veya duvarlarda yürüyebiliyorsun ya da 5 ton göğüs ağırlığı basabiliyorsun diye. Open Subtitles ليس هناك الكثير من فرص العمل ذات رواتب عالية يمكنك السير في فقط لأنك تستطيع أن تطير، أو المشي من خلال الجدران، مقاعد البدلاء الصحافة خمسة أطنان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more