"السّلام" - Translation from Arabic to Turkish

• barış
• huzur
• barışı
• Huzura
• selam

barış için hayatlarını feda edenleri asla unutmayın
تذكّر هؤلاء الذين أعطوا حياتهم للهدف الاسمى : السّلام بلا قتل أكثر

Mesele şu ki, General Bizimungu, Interhamwe milislerinin barış antlaşmasını kabul etmeyeceğine dair bilgi edindim.
المشكلة يا جنرال بيزيمونقو لدي معلومات بأنّ مقاومة الإنترهاموي الشّعبية لن تحترم إتّفاقية السّلام

Devlet başkanınızın isyancılarla barış konusundaki mutabakatını destekliyor musunuz?
هل تدعم إتّفاقية رئيسك لعمل السّلام مع الثّوار

"Eğer yeterli büyüklükte bir oda temiz hava ve huzur Birbirimizi sevmek için.
إن سمحت لنا أن نحظى بمكان صغير كافي يحتوي على هواء و السّلام بما في الكفاية لنحب بعضنا البعض،

Görüşmeyi kabul etti ama Yahudileri değil sadece barışı ele alacak.
سيوافق على الإجتماع، لكن سيأبى الحديث عن اليهود، فقط عن السّلام

Huzura ermelisin ki yoluna devam edebilesin..
انت بحاجة لعقد السّلام مع هذا لتستطيعي ان تمضي قدماً

Saçmalık. İsyancılar başkanı neden barış imzalandığında öldürsün ki?
هراء, لماذا الثّوار يقتلون الرئيس عندما وافق على السّلام

Güvenlik Konseyi'ndeki Amerikalı ve İngiliz temsilciler tüm BM barış Gücü'nün Ruanda'dan çekilmesi için kulis faaliyeti yapacak.
أنّ مجلس الأمن سيعمل على إزالة كُلّ جنود حفظ السّلام التّابعين للأمم المتّحدة من رواندا

barış hâlâ benim çevremde; çünkü ben yanımda bir parça çelik dedikleri şeyi taşıyorum.
السّلام دائماً مايزال حولي لأنّ يبقيني مثل ما يقولون قطعة من الفولاذ

Afrika'da barış Gönüllüleri adına çalışıyor. Onu görmeye hiç gitmedim.
متطوّعة مع فيلق السّلام بإفريقيا، لا أراها أبداً

Sadece barış istiyorum. Tek istediğim buydu ve Büyücü bunu yapabilir. O iyi bir adam.
كلّ ما أريده هو السّلام وهذا ما أردته دوماً والساحر يستطيع القيام بذلك , إنه رجلٌ جيد

Benim önerim, gençliği, girişimcilere dönüştürün, içlerinden gelen yenilikçiliği ortaya çıkarıp besleyin, bu şekilde, çiçekçiler ve barış Parkları hakkında, bombalamalar ve bekleyişlerden daha çok hikayeniz olacak.
لذا فإنّ ما أقترحه هو التّالي، اجعلوا الشبان رواد أعمال، أحيطوا بهم و قوموا بتغذية روح الابتكار فيهم، و سوف يكون هناك أكثر قصص عن الزّهور و حدائق السّلام و أقلّ انتظارا و سيّارات مفخّخة.

barış sağlanacak ve kokain akışı durdurulacaktır.
السّلام سيعود وتدفق الكوكائين سيتوقف

Choate, sonra Yale, sonra iki yıl barış gücü ile Afrika'da kaldım.
ثمّ سنتان في أفريقيا مع فيلق السّلام

Asırlar süren barış ve refah Demir Taht'ta oturan bir Targaryen ve Kuzey'in Koruyucusu görevinde bir Stark ile sağlandı.
عقودٌ من السّلام والازدهار (بجلوس فرد من آل (تارغيريان على العرشِ الحديديّ وبخدمة فرد من آل (ستارك) بكونه حامٍ للشّمال.

Peki biraz olsun huzur bulmayı başarabildin mi kurtlar ve ayılarla birlikte?
و هل أستطعت إيجاد مقياس السّلام هُنا مع الدببة و الذئاب؟

Ruhu ve tüm ölülerin ruhları huzur içinde yatsın.
ربمت روحها و أرواح لكلّ الرّاحة ترتاح في السّلام .

Ruhu ve tüm ölülerin ruhları huzur içinde yatsın.
ربما روحها و أرواح لكلّ الرّاحة ترتاح في السّلام .

Öldürmemeye and içmiştir ve insanlığa barışı getirmeye
يتعهّد ألا يقتل و لجلب السّلام إلى البشريّة

Halk kendi liderlerini seçerken buradaki barışı koruyacaksın.
ستُحافظون على السّلام بينما يختار الشّعب قادتهم.

Belki de barışı korumak için.
. ربّما رغبتاً في إحقاق السّلام

"Burada olanlar, dünyadaki her şeyin Huzura kavuştuğunun kanıtıdır."
ما حدث هُنا ما هو إلا دليل بأن .كُل شيء في العالم سيجد السّلام

selam verecek misin yoksa beni görmezden gelmeye devam mı edeceksin merak ediyordum.
سائلت نفسي عمّا إذا كنت ستأتي لترمي عليّ السّلام أم ستواصل تجاهلي