| Arkadaşlarımı yüzüstü bırakmaktan korkuyorum, yeteri kadar iyi olamamaktan korkuyorum, Doğru şeyi yapmamaktan korkuyorum. | Open Subtitles | أنا خائف من أن أخذل أصدقائي أنا خائف من عدم كوني جيداً بما فيه الكفاية فأنا خائف من عدم فعل الشئ الصواب |
| Paranı alamayacaksın biliyorum ama Doğru şeyi yaparak dünyayı biraz daha iyi hale getirdin. | Open Subtitles | إنك لم تحصل على نقودك لكن فعل الشئ الصواب يجعلك تشعر بالراحه |
| Doğru şeyi yapmak için daha iyi biri olmam için yardım et, n'olur. | Open Subtitles | ارجوك ارشدني لفعل الشئ الصواب و ان اكون شخصا افضل |
| Bunun için üzgünüm ama ben doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | انظر ، اسف لحدوث ذلك ولكنني فعلت الشئ الصواب |
| Halkınız için doğru olanı yapıyorsunuz bakan Loo. | Open Subtitles | انت تفعل الشئ الصواب لاجل شعبك , ايها الوزير لوو |
| Bunun için üzgünüm ama ben doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | انظر ، اسف لحدوث ذلك ولكنني فعلت الشئ الصواب |
| Senin evine geldi ve beni gördü, ben de Doğru olan şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد وقع خطئاً فى منزلك لقد أخذته لنفسك و فعلت الشئ الصواب |
| Doğru şeyi yaptın Clark. Danny' i itiraf etmesine ikna etmekle. -Babası öldü. | Open Subtitles | فعلت الشئ الصواب "كلارك" أقنعت داني بتسليم نفسه |
| Umarım Doğru şeyi yapmışımdır. | Open Subtitles | و أتمنى أن أكون فعلت الشئ الصواب |
| Doğru şeyi yapmalısın, Molly. | Open Subtitles | يجب ان تفعلى الشئ الصواب يا مولى |
| Baba, Lex Doğru şeyi yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أبي، يحاول "ليكس" فعل الشئ الصواب |
| Biliyorsun Lita, Doğru şeyi yaptın | Open Subtitles | "ليتا" إنك فعلت الشئ الصواب |
| Ve bence çocuğunuz yoksa doğru olanı yapıp bir adım öne çıkmalısınız. | Open Subtitles | و انا أعتقد انك لو لم تملك طفلا افعل الشئ الصواب و خذ خطوة للأمام |
| doğru olanı yapmış. Sonra şunu fark etmişler... | Open Subtitles | لقد فعلت الشئ الصواب فقد اتضح.. |
| doğru olanı yapmamız gibi bir şey... | Open Subtitles | ...نحن أما ان نفعل الشئ الصواب... |
| Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | إنك فعلت الشئ الصواب |
| - doğru olanı yaptınız. | Open Subtitles | فعلتما الشئ الصواب |
| Wes doğru olanı yaptı . | Open Subtitles | ويز) فعل الشئ الصواب) |
| Doğru olan şeyi yapmaya çalışıyoum, Kit, bilirsin. | Open Subtitles | -أنا أحاول أن أفعل الشئ الصواب يا (كيت ) |