"الشئ الوحيد الذى" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek şey
        
    • tek şeyi
        
    • tek şeyin
        
    Farkına varamadıkları şu ki, güvercin kafesine uyacak tek şey bir güvercindir. Open Subtitles الذى لا يدركونه أن الشئ الوحيد الذى يناسب برج الحمام هو الحمام
    O uydu Wraithler ile Atlantis arasında duran tek şey. Open Subtitles و هو الشئ الوحيد الذى يحول بين الريث و أتلانتس
    Aslında, bu doğru, burada görebileceğiniz tek şey, bulunduğumuz yerdeki büyük bir oyuk ve kırılmış birkaç ağaçtan ibaret. Open Subtitles أساسا ذلك صحيح، الشئ الوحيد الذى يمكن أن تراه حيث كنا هو حفرة كبيرة فى الأرض وبعض الأشجارِ المَكسورة
    Alacağın tek şey o iğrenç ağzını yıkamak için küçük bir sabun. Open Subtitles . الشئ الوحيد الذى سوف تحصل عليه شراب قليل لغسل فمك القذر
    Yapabileceğiniz tek şeyi yapıyorsunuz. Open Subtitles أنت تفعل الأن الشئ الوحيد الذى يمكنك فعله
    O an için yapılabilecek tek şeyin bu olduğunu düşünmüştük. Open Subtitles لقد ظننا انه الشئ الوحيد الذى يمكن عمله وقتها
    Bundan bir kez kokladı mı yıkılan tek şey engeller olmayacak. Open Subtitles نفحة واحدة من هذه ومشاعرها لن تكون الشئ الوحيد الذى سيسقط
    Tatlım, sende olup bende olmayan tek şey pantolonunun içindeki. Open Subtitles عزيزى، الشئ الوحيد الذى تملكه وليس عندى، ما بداخل بنطالك
    Uyuşturucu savaşlarıyla ilgili bildiğim tek şey uyuşturucuların galip çıktığı. Open Subtitles الشئ الوحيد الذى أعلمه عن حرب المخدرات أن المُخدرات تفوز
    Bana tüm gün boyunca kara büyü yapmamı söyleyen sesler duyacağım ve onları durduran tek şey ilaçlar olacak o zaman... Open Subtitles لو كان لدى أصوات تحدثى طوال اليوم لأفعل السحر الأسود و أنا أعرف أن هذه الحبوب الشئ الوحيد الذى يوٌفف الأصوات
    en azından benim için. O kontrbası affetmemi sağlayan tek şey de bu aslında. Open Subtitles فى الواقع ، إن الشئ الوحيد الذى يجعلنى أغفر لهذا الكمان تواجده فى طريقى
    Bana öğrettiği tek şey, şarap şişesini dişlerimle açmak. Open Subtitles الشئ الوحيد الذى لم يعلمنى إياه كيف أفتح زجاجة النبيذ بأسنانى
    -Olabilir. Ağaçlar hakkında bildiğim tek şey iyi kütükler olduğu. Open Subtitles إن الشئ الوحيد الذى أعرفه عن الأشجار هو أنها تصدر خشباً جيداً
    İstemediğim tek şey, birinin sorunumu söylemesi. Open Subtitles الشئ الوحيد الذى لا أطيقه هو أن يقول لى أحدهم ما هى مشكلتى
    İnsanların saygı gösterdiği tek şey katı önlemler. Open Subtitles تدابير صارمة ، الشئ الوحيد الذى يحترمه الناس
    Kontrolümü kaybettim. Asla yapmamaya yemin ettiğim tek şey. Open Subtitles لقد فقدت أعصابى ، الشئ الوحيد الذى أقسمت ألا أفعله
    Senin görmek istediğin tek şey, babamın ölüm döşeğinde olması. Open Subtitles الشئ الوحيد الذى تودين رؤيته هو عذاب الوالد على فراش الموت
    Hatırlaman gereken tek şey Millen Kanunudur: Open Subtitles الشئ الوحيد الذى عليك فعله هو ان تتذكر قانون ميلان
    Cabot Cove'da kıskaçları olan tek şey ıstakozlardır ve biz onları yeriz. Open Subtitles ان عندنا فى خليج كابوت , الشئ الوحيد الذى له مخالب هو الكابوريا ,ونحن نأكلها
    Barnes'ı öldürebilecek tek şey, Barnes'ın kendisidir. Open Subtitles الشئ الوحيد الذى سوف يقتل بارنز هو بارنز نفسه
    - Seks için gerekli tek şeyi getirmedin mi? Open Subtitles لم تجلب الشئ الوحيد الذى نحتاجة لممارسة الجنس ؟
    Evliliklerinde işleyen tek şeyin bu olduğunu söylerdi. Open Subtitles لقد اعتادت أن تقول أنها الشئ الوحيد الذى كان يعمل فى زواجهما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more