Yaşayan her şeyin yaptığımız şeyleri yapabileceği konusunda yaygın bir yanlış kanı vardır. | Open Subtitles | يحدث هذا الخطأ الشائع بأن أي شيء حيّ يمكنه أن يفعل ما نفعله |
Batı'da çok yaygın bir varsayım var, o da; ülkelerin modernleştikçe batılılaşacağı yönünde. | TED | وانا اعلم انه من الشائع في الغرب اعتقاد انه ما ان تتطور الدول حتى تكتسب شخصية الدول الغربية |
En yaygın sarsıntı şu ki insanlar bu işin içinde onlar için var olduğumuza inanmıyor ve kendimizi çok meşgul ettiğimize inanıyorlar. | TED | المذبذب الشائع للثقة هو أن الناس لا يعتقدون أننا نتعاطف معهم غالبًا، ويعتقدون أننا أنانيون. |
Günümüzde, plasebonun bu şekilde kullanımı etik olmadığı için daha az yaygındır. | TED | ليس من الشائع الآن استخدام العلاجات الوهمية بهذه الطريقة لمخاوف أخلاقية. |
Genel düşünceye rağmen babam Smallville'de dönen bütün garip olaylardan sorumlu değil ve asla o kadar dolambaçlı yollara girmez. | Open Subtitles | على نقيض الفهم الشائع أبي ليس وراء كل نشاط شريراً في سمولفيل و هو لن يكون ذلك الشخص السيئ أبداً |
Sona yaklaşmaya başladığımızda hayatımızı yeniden gözden geçirmek oldukça sık rastlanan bir şeydir. | Open Subtitles | من الشائع أن يتّم إعادة النظر في حياتك عندما تكون على وشك النهاية. |
Şimdilerde internetin devasa, ıslah edilemeyen bir çöplük yangını olduğunu söylemek daha popüler. | TED | واليوم إنه من الشائع أكثر القول أن الإنترنت بمثابة حاوية قمامة ضخمة محترقة لا يمكن إصلاحها. |
Ve buna rağmen, bu olağanüstü yaygın davranış çok az anlaşılmış durumda. | TED | وحتى الآن، هذا التصرف الشائع بالكاد نفهمه |
Ama gerilmiş eklemlerinizin sanki bir balon patlıyormuş gibi çıtlamasının en yaygın açıklaması gerçekten de içeride baloncuklar olmasıdır. | TED | ولكن التفسير الشائع المتعلق لماذا تبدو مفاصلك الممددة كفرقعة الفقاعات هو أنه..حسنًا..يوجد فقاعات هناك |
İklimsel hareketlere kafa tutan insanların yaygın bir taktiği de riskleri tamamıyla görmezden gelmek ve sadece belirsizliğe odaklanmaktır. | TED | والأسلوب الشائع الذي يتبعه الناس المعارضين للعمل من أجل المناخ هو التجاهل التام للمخاطر والتركيز فقط على الشك. |
Beyaz boğa matadorların ülkesi ve Picasso'nun eserlerindeki yaygın bir tema olan İspanya'yı mı temsil ediyor, yoksa savaşın acımasızlığı anlamına mı geliyor? | TED | هل يرمز الثور الأبيض إلى إسبانيا؟ بلدة مصارعي الثيران والعنصر الشائع في أعمال بيكاسو، أم هل يُمثِّل وحشية الحرب؟ |
yaygın bir inanışa göre kadınlar beyinlerinin sol, duygusal taraflarını erkekler ise sağ, mantıksal taraflarını kullanırmış. | Open Subtitles | بل هو الاعتقاد الشائع بأن النساء يستخدمن اليسار، الجانب العاطفي من الدماغ والرجال الحق، جانب أكثر منطقية. |
İş arkadaşını kaçırmak da yaygın mıdır? | Open Subtitles | هل من الشائع أيضاً أن تختطف زميلتك بالعمل؟ |
- Travma Sonrası Stres mağdurlarının kolay tetiklenmesi yaygın bir olaydır. | Open Subtitles | حسنا، من الشائع أن يستجيب المصابون بإضطراب ما بعد الصدمة لمحفّز من نوع ما. |
Hemşire ve sosyal hizmetlilerin şehirden gelip yaşlı kadınlara yardımcı olması buralarda yaygındır. | Open Subtitles | من الشائع بين الممرضات والعاملات الاجتماعيات ان يأتوا من المدينة وان يساعدوا النساء العجزة |
Bir etkinliği güzelleştirmek için modellerin tutulması yaygındır. | Open Subtitles | من الشائع للعارضات أن يتم إستأجرهنّ لمثل تلك الأحداث الجميلة. |
Katillerin ölüm sonrası kurbanlarını tekrar ziyaret etmeleri cenazelere katılmaları, suç mahalline geri dönmeleri yaygındır. | Open Subtitles | من الشائع بالنسبة للقاتل أن يعاود زيارة ضحاياه عقب مصرعهم ويحضر الجنازات ويعود إلى مواقع الجرائم |
Ve Genel bir yanlış anlayış var ki o da aşıların otizme neden olduğu şeklinde. | TED | و التصور الخاطئ الشائع يقول بأن اللقاحات هي ما تسبب التوحد. |
Genel inanışın aksine kanıtlanmış bir satanist cinayet dosyası olmamıştır. | Open Subtitles | خلافا للاعتقاد الشائع لم تكن هناك حالة تم اثباتها لطقوس قتل شيطانية |
Ayrıca acadidae ve anoetidae de mevcuttu ancak en ilginç bulgu bir böcek bile değildi sık rastlanan ekmek küfüydü. | Open Subtitles | كما يوجد أيضاً أكاديادا و أنوتاديا و لكن الإكتشاف الأكثر أهمية ليس هو البعوض على الإطلاق و لكنه كان عفن الخبز الشائع |
Yeni bir annenin vücut dismorfizmi hissetmesi çok sık rastlanan bir durum. | Open Subtitles | من الشائع للغاية للأم الحديثة أن تُعاني درجة مُعينة من إضطراب تشوّه الجسد. |
Bu mesajı yaymanın en iyi yolunun da popüler müzik videolarını kullanmak olduğuna inanıyor. | TED | يعتقد أن أفضل طريقة ليوصل تلك الرسالة عبر إستخدام وسيط موسيقى الفيديو الشائع جداً. |
Sokaktaki sıradan suçlulara gösterdiğin davranışı diplomatik personele gösteremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك استبعاد المسائل الدبلوماسية كما العمل مع الإجرام الشائع في الشوارع |