"الشاسع" - Translation from Arabic to Turkish

    • geniş
        
    • engin
        
    • bucaksız
        
    • muazzam
        
    Ama yine de bu durumda, daha geniş bir kavram olarak refahtan bahsetmek gerekir. TED ولكن مرة اخرى .. نحن نتحدث عن الوجود الانساني بنطاقه الشاسع
    Beş adım geri, X-alıcısı beş yard koşacak, ve geniş alıcı da sayıya doğru koşacak. Open Subtitles خمس خطوات رجوع. يتلقى إكس يجري 5ياردات خارجا و المتلقي الشاسع يجري الخطف
    O uçsuz bucaksız bilinmezliğin engin deryanın içinden ortaya çıkan yeni bir yaşam! Open Subtitles تنبثق من العدم المجهول من الإمتداد الشاسع إلى حياة جديدة
    Belki, volkanik aktivite, topraktaki buzu eritip suyu bu engin kanyon boyunca akıtmıştır. Open Subtitles ربما يذيب النشاط البركاني الجليد في التربة ليحرر الماء ليتدفق عبر هذا الوادي الشاسع
    Bu donmuş uçsuz bucaksız denizin ortasında onu veya yavrusunu hiçbir yırtıcı bulamaz. Open Subtitles في منتصف هذا البحر الشاسع المتجمد لا يستطيع مفترس الوصول إليها أو لصغيرها.
    Bu, fırtına korkusudur gemide hastalık korkusudur uçsuz bucaksız denizin korkusudur. Open Subtitles الخوف من العواصف الخوف من الدوار على متن السفينة الخوف من الإمتداد الشاسع
    Ama hiç şüphesiz, inanılması en güç olan gerçeklerse bu muazzam kainatın sayısız tüm gezegenlerin hatta zamanın, mekanın ve doğa güçlerinin kendileri bile tabiri caizse yoktan var oldu. Open Subtitles لكن بلا شك , الحقيقة الأكثر تميزاً هي أن الكون الشاسع كله والمجرات التي لا تحصى
    Geriye bakmayı kesmenin, önümüzde uzanan büyük, geniş Evren'e doğru atılmanın zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت لنتوقف عن النظر للداخل ونبدأ في النظر للخارج أن نخطو خارجاً للكون الشاسع العريض
    Şimdi geniş ve karmaşık bir tapınağın yapımı için gerekli olan büyük iş gücünü besleyebilirlerdi. Open Subtitles الآن يمكنه أن يغذى القوى العاملة الضخمة التي تطلّبت لبناء هذا المعبد الشاسع و المتطوّر.
    Vazantenin geniş ve açık dünyası hem heyecan verici hem de korkutucu görünüyor olmalı. Open Subtitles عالم "فازانتي" الشاسع المفتوح يبدوا مثيرًا ومريعًا
    Kadın ve çocuğu geniş bir nehre geldiklerinde onları güvenle karşıya taşımış. Open Subtitles عندما وصلت هي و طفلها إلى النهر الشاسع
    Evren, uzay ve maddeden oluşan uçsuz bucaksız geniş alan. Open Subtitles الكون الامتداد الشاسع للفضاء والمادة
    Derinlerdeki geniş ancak çorak düzlüklerin ortasında son derece zor şartlarda hayatta kalan yaşamın yoğunluğu bunu ilk gören biyologları şaşkına çevirmiştir. Open Subtitles ..كانت مثل هذه الحياة الغنية التي تعيش في هذه الظروف القاسية في منتصف (السهل المحيطي) الشاسع السحيق و الاجرد
    Bu yaşam kaynağı sular buharlaşarak Kalahari'nin engin semâlarına karışıyor. Open Subtitles مياهها الواهبة للحياة تتبخّر "نحو الفضاء الشاسع لسماء "كالاهاري
    (Müzik) [Uzaylıların varlığı hakkında neden kanıt göremiyoruz?] Bu engin evrende bir yerlerde, kesinlikle yaşamın bulunduğu sayısız başka gezegen olmalı. TED (موسيقى) في مكان ما هناك في هذا الكون الشاسع يجب أن يكون هناك بالتأكيد عدد لا يحصى من الكواكب الأخرى تعج بالحياة.
    (Müzik) Bu engin kainatta bir yerlerde mutlaka hayatla dolup taşan sayısız gezegen olmalı, ama neden hiçbir kanıt bulamıyoruz? Bu 1950'de Enrico Fermi tarafından sorulan ünlü bir sorudur: TED (موسيقى ) في مكان ما في ذلك الكون الشاسع لابد من وجود عدد لا يحصى من الكواكب الأخرى الزاخرة بالحياة، لكن لماذا لا نرى دليلاً عليها؟ حسناً، هذا سؤال شهير طرحه إنريكو فيرمي عام 1950
    Sonra buraya dönün düşmanımızla tanışıp hepsini öldüreceğimiz Tanrı'nın uçsuz bucaksız okyanusuna açılmaya hazır olun. Open Subtitles ومن ثم عودوا هنا جاهزين للإبحار عبر محيط الله الشاسع حيث سنقابل أعدائنا
    Acaba arabalarımız bu uçsuz bucaksız... aşırı sıcak, tozlu alanla başa çıkabilecek miydi? Open Subtitles هل يمكن لسياراتنا المعقدة ... أن تتغلّب على هذا الطريق الشاسع والساخن والترابي
    Bu muazzam tundra örtüsünde bir yerlerde daha büyük bir av olmalı. Open Subtitles في مكان ما عبر ،هذا الإمتداد الشاسع من التندرة لا بُد ووجود طريدةً أكبر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more