"الشاطئِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sahilde
        
    • sahile
        
    • Plajda
        
    • plaja
        
    • kumsala
        
    • kıyıya
        
    • kıyıdan
        
    • sahildeki
        
    sahilde niçin bu kadar çok köpek ölüsü olduğunu anlamıyordum. Open Subtitles أنا لم افهم أَبَداً الذي كان هناك العديد من الكلابِ الميتةِ على الشاطئِ.
    Güney Pasifik'te sahilde çıplak yatıyordum. Open Subtitles أنا كُنْتُ مستلقيه عاريه على الشاطئِ في البحارِ الجنوبيةِ.
    Bu sahile taşınıp, buranın ateşli sörfçü piliçlerle dolu olduğunu farkettiğimden beri. Open Subtitles منذ أن إنتقلتُ إلى الشاطئِ ولاحظَت بأنّه كَانَ ملئ براكبى الأمواج من الفتيات المثيرات.
    Hayır, yapmayın, haydi sahile gidelim! Open Subtitles ّلا، هيا، دعونا نَذْهبُ إلى الشاطئِ
    Danny'nin Plajda yaptıklarını dinlemek istiyorum. Open Subtitles أنا اود سماع الذي عَمِلَة داني علي الشاطئِ.
    İlham perim plaja gitti galiba. Open Subtitles إلهامي يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَهُ أذَهبَ إلى الشاطئِ.
    "Hırsızlarda kumsala gelir... Eşyalarınızı güvende tutun." Open Subtitles اللصوصُ أيضاً يأتون إلى الشاطئِ إحتفظْ بأغراضك في مكان أمين
    Neden bizi açığa sürükleyeceğine, biz onu kıyıya çekmiyoruz? Open Subtitles لماذا لا نَقُودُ القرشَ إلى الشاطئِ بدلاً من ان يَقُودُنا إلى البحرِ؟
    Sana sahilde bir ev alırım. Open Subtitles أنا سَأَحْصلُ عليك شقّة خاصّة على الشاطئِ.
    Anladığınız üzere Adacı Niles o sahilde öldü. Open Subtitles لا حاجة للقول، الجزيرة النيل ماتتْ على ذلك الشاطئِ.
    - Ben buraya birini getirdim. Ben sahilde iş buldum. Bay Sharma seninle konuşmuştu. Open Subtitles اتيت للعمل في المنتجع على الشاطئِ كلمك السّيدُشارما
    Bu yüzden bende bütün gece sahilde oturup dalgaları izledim. Open Subtitles عندما إنتهيتُ َجْلسُت على الشاطئِ اراقب الأمواج طوال اللّيل.
    sahile indim ve ilk egzersizim için hazırlandım. Open Subtitles تَمشّى إلى الشاطئِ لتمرينِي الأولِ،
    Öyleyse sahile gidelim. Open Subtitles لذا، دعنا نَذْهبُ إلى الشاطئِ.
    Yanlış hatırlamıyorsam sahile sürüklemiştim seni. Open Subtitles كما أَتذكّرُ، أغريتُك أسفل إلى الشاطئِ.
    Kentinize hakaret etmiş olmayayım ama bu Plajda insanlar çok kaba ve düşmanca davranıyor. Open Subtitles لكن الناسَ على هذا الشاطئِ وقحون ومعاديون جداً.
    Plajda bir şey bulduğunuzu duydum. Open Subtitles سَمعتُ بأنّك حَصلتَ على الشيءِ مِنْ الشاطئِ.
    Seninki neydi, yine Plajda çıplak koşmak mı? Open Subtitles الذي كَانَ لك، يَرْكضُ عارياً على الشاطئِ ثانيةً؟
    Paul dün gece plaja inmediğini söylüyor. Open Subtitles بول يَقُولُ بأنّه مَا هَبطَ إلى الشاطئِ ليلة أمس.
    Paul, sonradan plaja götürülecek bir şişeye dokunmuş. Open Subtitles مَسَّ بول قنينة الشمبانيا الذي يَصِلُ إلى الشاطئِ.
    Balıklar suyun sadece birkaç santimetre derinlikte olduğu kumsala sığınmış. Open Subtitles لَجوءَ السمكُ الى قرب الشاطئِ حيث أنَّ الماء بعمق بضعة سنتيمتراتِ فقط.
    Birkaç gün sonra çürümüş bir ceset kıyıya vurur. Open Subtitles وبعد أيام قليلة... ... حلّلَجثّةَبشكلسيئ غسلت على الشاطئِ.
    Ancak kıyıdan içeri girildiğinde bir başka farklı dünya vardır üzerine mangrov ağaçları serpiştirilmiş engin ve sığ bir lagün. Open Subtitles لكن تراجعُ عن الشاطئِ وهناك عالم مختلف جداً آخر بحيرة ضحلة واسعة نقّطَت بأشجارِ القرامِ.
    Bu sahildeki her evde o şampanyadan sunulur. Open Subtitles كُلّ بيت على هذه ضرباتِ إرسال الشاطئِ ذلك النوعِ مِنْ الشمبانيا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more