"الشامل" - Translation from Arabic to Turkish

    • kitle
        
    • kapsamlı
        
    • seri
        
    • tam
        
    • maske
        
    • evrensel
        
    • WMD
        
    • Kütlesel
        
    Demin bahsettiğim resim işte burada -- kitle Koruma Silahları TED وهذه الصورة التي ذكرت من قبل .. سلاح الانتاج الشامل
    kitle imha silahları yerine daha güçlü birşeyi ortaya çıkarma zamanıdır. Open Subtitles بدلا من أسلحة الدمار الشامل, حان الوقت لإطلاق شيء أقوى بكثير.
    Sizin insanlarınız çok istekli bir şekilde kitle imha silahlarını birbirlerine atmasalardı, Open Subtitles بدون أسلحة الدمار الشامل و لولا إن قومك أصبحوا يرشقون بعضهم الآخر
    Üzgünüm, kapsamlı bir değerlendirmeye kadar ilişki kurulmasına izin veremem. Open Subtitles ـ اسف , انا قيدت الزيارة اثناء التقييم النفسي الشامل
    Şimdi 3D baskı tasarımda bütün engelleri kaldırarak seri üretimin kısıtlarına karşı meydan okuyor. TED الان طباعة ثلاثية الابعاد بامكانها كسر حواجز التصميم التي تهدد محددات الإنتاج الشامل
    George Bush Irak'a saldırdığında kitle imha silahları bulacağını, halkı özgürleştireceğini ve Orta Doğuya demokrasi götüreceğini sandı. TED جورج بوش توقع انه اذا احتل العراق فانه سوف يكتشف اسلحة الدمار الشامل وسيحرر الناس وينشر الديموقراطية في الشرق الاوسط
    çapraz bağlılık sistemlerinin bulunuşu ve kitle tahrip silahlarının bulunuşu şu anlama geliyor, her geçen gün artarak, Düşmanımla aynı kaderi paylaşıyorum. TED ظهور الترابط وأسلحة الدمار الشامل يعني أنه، وبتزايد، أتشارك في مصيري مع عدوي.
    Bu tarz kaçakçılıklar, uyuşturucu, insan, silah, Tanrı korusun, kitle imha silahları, küresel değerlere karşı tehdidin bir parçası. TED هذا النوع من تهريب، المخدرات، والبشر، والأسلحة و أسلحة الدمار الشامل لا قدر الله. هو تهديد لمشتركاتنا الدولية.
    Gerçekten de çok etkili bir kitle imha silahı. TED أنه سلاح قوي جداً من أسلحة الدمار الشامل.
    işte onu biz bulduk. Biliyorunuz, burada birileri kitle imha silahları arayıp duruyor, ama biz kitle koruma silahlarını bulduk -- kondom. TED لقد وجدناه .. لقد كان هناك من يبحث عن اسلحة الدمار الشامل ولكننا وجدنا اسلحة الانتاج الشامل .. انها الواقيات الذكرية
    kitle yıkım silahlarını sevk etmek için tasarlanmış bir teknoloji Rus mühendislerinin yardımıyla, dünyanın karşılaştığı en büyük tehdidi önleyecek olan bu gemiye güç sağlayacak. Open Subtitles الآن، و بمساعدة المهندسين الروس هذه التقنية صممت لصد أسلحة الدمار الشامل وهى الآن موجودة بالمركبة
    kitle imha silahları tek birşey için kullanılabilir. Open Subtitles أسلحة الدمار الشامل يمكن أن تستخدم فقط لشيى واحد
    - Halkımın herhangi bir kitle yokoluşuna yol açacak bir savaşı gerçekten destekleyeceklerini düşünmüyorum. Open Subtitles لا أعتقد أن قومي سبدعمون أي حرب تقود لأي نوع من الدمار الشامل
    Saddam'ın kitle imha silahlarında dikkate değer bir gelişme görülmedi. Open Subtitles فيما يتعلق بأسلحة الدمار الشامل ليس لديه قدرة على إيذاء جيرانه
    Ama kitle imha silahları orada yoktu. Open Subtitles لكن أسلحة الدمار الشامل لم تكن موجودة هناك
    Beyaz Kaltak'ın, hepimizi yok etmek için bir kitle imha silahı geliştirdiğini öğrendiler. Open Subtitles علموا انها تطور سلاح للدمار الشامل يمكنه ان يقتلنا كلنا
    "Direniş'in istihbaratına göre, Beyaz Kaltak, kitle imha silahını bitirmiş ve 24 saat içinde kullanacakmış" Open Subtitles المقاومة اكتشفت ان العاهرة البيضاء انهت سلاحها للدمار الشامل سيتم اطلاقه في 24 ساعة
    Nüfuzunuzu, kapsamlı sürdürülebilir değişimleri desteklemek için her yerde kullanın. TED عليكم أن تستخدموا نفوذكم لتدعيم التغيير الشامل المستدام في كل مكان
    Yani tüm performans ve verimliliği standard seri üretim ürünlerini geçiyor. TED لذا اداءه الكلي و كفائته يفوق الإنتاج الشامل القياسي للمنتجات
    Başka bir tezimiz de insan ilişkilerinin ancak... tam bir eşitlik ortamında yeşereceğidir. Open Subtitles الفائدة الاساسية تقول انى العلاقات الانسانية لابد ان تزدهر في جو المساواه الشامل
    maske implantında herhangi bir arıza veya kopukluk yok gibi fiziksel olarak mükemmel durumdasın. Open Subtitles لا أثر لأي عطل أو خلل في نظامك الشامل. وجسدياً، مظهرك يُضرب به المثل.
    Daha uzun yaşam sürelerine, toplu hastalıkları ortadan kalkmasına, toplu konutlara, evrensel eğitime yol açtı. TED حيث أدّت إلى حياة أطول، والقضاء الشامل على المرض، السكن للجميع والتعليم يكاد يكون في جميع دول العالم.
    Sanki arka cebinde WMD'ler mi bulacağız? Open Subtitles إيجاد أسلحة الدمار الشامل في جيبه الخلفي؟
    Kütlesel spektrometri görselleme bizi daha ileriye götürüyor. TED مطياف الكتلة الشامل من الممكن أن يساعدنا أكثر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more