Çünkü beni durdurabilecek tek kişinin sen olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنني أعتقد بأنك الشخص الوحيد القادر على إيقافي |
Silahlar üzerinden birilerinin izini sürebilen tek kişinin sen olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أنكِ الشخص الوحيد القادر على تتبع أحدًا من خلال أسلحتهم؟ |
Çok geç olmadan bunu durdurabilecek olan tek kişiyi bulmaya. | Open Subtitles | لإيجاد الشخص الوحيد القادر على مساعدتي في إيقاف هذا قبل فوات الأوان |
İkincisi bu delice, çünkü o bağı kırabilecek tek kişi Kai, ...ve o da yıllar önce öldü. | Open Subtitles | ثانيًا، هذا جنون، لأن الشخص الوحيد القادر على حلّ الرباط هو (كاي) "وهو ميت منذ سنين" |
Ben ya da o. Plan yapabilen tek kişi o değil. | Open Subtitles | ما أنا أو هي , فليست الشخص الوحيد القادر على وضع الخطط |
- Onun bu şekilde canını sıkabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | الشخص الوحيد القادر على ازعاجها بهذه الطريقة انت |
Oraya girip onlara yardım edebilecek tek kişi ben olabilirim. | Open Subtitles | ربما أكون الشخص الوحيد القادر على الدخول هناك ومساعدتهم |
Hayır, bunu yapabilecek tek kişi benim! | Open Subtitles | كلا, أنا الشخص الوحيد القادر على ذلك |
Bize yardım edebilecek tek kişiye mesaj atıyorum. | Open Subtitles | انا اراسل الشخص الوحيد القادر على المساعدة |
Ve ben Keen'i kurtarabilecek tek kişinin yerini az önce ona söyledim. | Open Subtitles | وأخبرتها للتو أين يُمكنها إيجاد " الشخص الوحيد القادر على إنقاذ " كين |
Beni koruyabilecek tek kişinin Peter olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن (بيتر) هو الشخص الوحيد القادر على حمايتي |
Hayır, durumu kurtaracak tek kişiyi içeri göndererek bunu Claire yaptı. | Open Subtitles | لا، (كلير) فعلت الأفضل بإرسال الشخص الوحيد القادر على حل المشكلة |
Bu davayı senin için çözebilecek tek kişiyi vurma aptal dedektif. | Open Subtitles | لا تطلق النار على الشخص الوحيد القادر على حلّ هذه القضيّة لك -أيّها المحقق الحاذق . |
İkincisi bu delice, çünkü o bağı kırabilecek tek kişi Kai, ...ve o da yıllar önce öldü. | Open Subtitles | ثانيًا، هذا جنون، لأن الشخص الوحيد القادر على حلّ الرباط هو (كاي) "وهو ميت منذ سنين" |
Bunu alabilecek tek kişi o. | Open Subtitles | هي الشخص الوحيد القادر على الحصول عليه |
Sanırım onu durdurabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | يبدو لي أنك الشخص الوحيد القادر على إيقافه |
- Ama sana yardım edebilecek tek kişi olabilirdim. | Open Subtitles | ولكني قد أكون الشخص الوحيد القادر على مساعدتكِ |
Geç saatlere kadar kalıyorum çünkü çok iş oluyor ve şu anda bununla uğraşabilecek tek kişi benim ve şimdi de manava gitmem gerekiyor çünkü şu an için bunu yapabilecek tek kişi benim. | Open Subtitles | أنا أتأخر هناك لأنه يوجد الكثير من العمل لأنجزه و حالياً، أنا الشخص الوحيد القادر على هذا و الآن علي الذهاب إلى متجر البضائع لأنني الشخص الوحيد القادر على هذا |
Beni gerçekten isteyen bir aile bulmama yardım edebilecek tek kişiye. | Open Subtitles | لمقابلة الشخص الوحيد القادر على مساعدتي للعثور على عائلة تريدني |