| Bağdat'ın dürüst vatandaşları, işte kırbaçlanması gereken bir hırsız. | Open Subtitles | أيها المواطنون الشرفاء ببغداد هنا لص سوف نقوم بجلده |
| Tüm dürüst insanları devrim bayrağı altında topluyor. | Open Subtitles | انه يجمع كل الناس الشرفاء تحت راية الثورة |
| Onun 10 dolarını asla geri ödeyemem, o yüzden onurlu bir şekilde kendimi öldürüyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني سداد العشر دولارات له لذا يجب أن أفعل ما يفعله الشرفاء عن طريق قتل نفسي |
| Bunu yapmak onurlu bir şey olurdu. | Open Subtitles | من شأنها أن تكون الشيء الشرفاء القيام به. |
| Bu bir günah. Hiç bir şerefli adam ona katılmaz. | Open Subtitles | هذا إنتهاك للحرمات لن يتبعه رجل من الشرفاء |
| Orada Hindistan'ın Saygıdeğer cumhurbaşkanıyla bu ülkenin başbakanı olarak yemin edeceğim. | Open Subtitles | حيث سأكون اليمين الدستورية من قبل الرئيس الشرفاء من الهند .. .. رئيسا للوزراء هذا البلد. |
| Hayır, dürüst yaşlı adamlar bazen geleceği görebilirler. | Open Subtitles | لا ، ابن الشرفاء يمكن أن نرى في بعض الأحيان في المستقبل |
| dürüst ve mert dostlarla Noel şarabı ve sessiz sinema. | Open Subtitles | خمرة الكريسماس والفوازير ورفقة الرجال الشرفاء. |
| Bu geçitte kaç dürüst denizcinin öldüğünü düşünmek insanı ürpertiyor. | Open Subtitles | يقشعر البدن عندما ندرك كم من البحارة الشرفاء إدعوا المرور من هنا |
| Her zaman Tanrı dürüst ve iyi kalplileri kutsayacak derdi. | Open Subtitles | كان يقول دائماً أن السماء تبارك الشرفاء والطيبين. |
| Her zaman Tanrı dürüst ve iyi kalplileri kutsayacak derdi. | Open Subtitles | كان يقول دائماً أن السماء تبارك الشرفاء والطيبين. |
| onurlu bir ölüm kadar güzel şey olmayabilir. | Open Subtitles | لا يوجد شيء من هذا القبيل بمثابة الموت الشرفاء. |
| bu şirketin sahip olduğu en onurlu ve.. | Open Subtitles | هو واحداً من أكثر الموظفين الشرفاء والكفء |
| Sen, hem onurlu anlaşmaların içine sıç hem de isteklerinin ardı arkası kesilmesin? | Open Subtitles | لقد تغوطت على اتفاق الشرفاء وتأمل بمطالب جديدة؟ |
| Bir kere olsun onurlu biri gibi dövüşmek istiyorsan bana uyar. | Open Subtitles | تريد القتال كالرجال الشرفاء لمرة واحدة في حياتك البائسة، حسنا |
| Ve şerefli dostlarımı, ilk ve son kez olmak üzere, Majestelerimizin tüm Krallığında köle ticaretinin kaldırılması için oy vermeye davet ediyorum. | Open Subtitles | وأحث الأصدقاء الشرفاء على التصويت بشكل نهائي لإلغاء تجارة الرقيق في كافة أنحاء إمبراطوريتة جلالته |
| Seni öldürdüler. şerefli ve asil bir şekilde ölmelisin. | Open Subtitles | لقد قتلوك لذلك عليك أن تموت موتت الشرفاء و النبلاء |
| Beni yakalamak için, ...ve şerefli vatandaş rolünden vazgeçmek zorunda. | Open Subtitles | و التخلي عن اللعب أن دور الشرفاء المواطنين . |
| Saygıdeğer üyeler, fakirlere olan Hıristiyan sevgisinden haberdarız. | Open Subtitles | أيها الأعضاء الشرفاء ، الحب المسيحي للفقراء مُلاحظ بشكل جيد |
| Onca soylu talibi, babanı, ülkeni dostlarını bırak ve sana orospu desinler! | Open Subtitles | .. اتركت جميع خطابها الشرفاء و اباها و بلدها ليطلق عليها في النهاية بمومس؟ |
| namuslu insanları aramaya hiç lüzum yok, burda hırsızlık kimin adetidir hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | لا داعي للتوقف وتفتيش الناس الشرفاء كلنا يعلم من الذي يحب السرقة هنا |
| Onun başarılarını hepimiz biliyoruz Monsenyör Chamberlain. | Open Subtitles | نحن على دراية بإنجازاته يا أمين مجلّس الشرفاء. |
| Benimle bu kadar kısa sürede görüştüğünüz için teşekkürler Monsenyörler. | Open Subtitles | شكراً لمقابلتكم إيّاي سريعاً، أيّها الشرفاء. |
| Takdirnameli... | Open Subtitles | الإنجليز الشرفاء |