Merhaba, küçük dostum. Sana lezzetli sinekler getirdim. | Open Subtitles | أهلاً يا صغيري، أحضرت لك بعض الذباب الشهي |
Eğer bana subayların yediği lezzetli, sulu koyun pirzolasından getirirsen seni memnun ederim. | Open Subtitles | لو احضرت لي بعض من لحم الضأن الشهي الذي رايت الضباط وهم يأكلوه فسأجعلك |
Şu anda ben bu sade pişmiş yumurtanın çok lezzetli bir Denver omleti olduğunu oturduğumuz yerin New Orleans'ta bir bistro olduğunu ve benim Turner senin de Hooch olduğunu hayal ediyorum. | Open Subtitles | الان انا اتظاهر بان هذا البيض عديم النكهة هو حقيقة بيض دينفر الشهي هذا المكب الذي نجلس به هو مطعم نيو اورليانز الفاخر |
Bu leziz yiyecek, her gün, her gelgitte ortaya çıkar. | Open Subtitles | ينكشف هذا الطعام الشهي يومياً، عند كل مد وجزر. |
Bombayı kimin için yaptığını söyle ki bu leziz havuçları seninle paylaşabilelim. | Open Subtitles | فقط أخبرنا لمن صنعت القنبلة و يمكننا مشاركة عصا الجزر الشهي |
Beni böyle lezzetli bir ziyafete davet ettiğiniz için teşekkür ederim Bayan Jespersen. | Open Subtitles | أريد أن أشكركٍ على ضمكم ليّ على هذا العشاء الشهي |
Sonra da, Haşim'in kendisi tarafından lezzetli brokoli yememiz ve öğretilerini yerine getirmemiz gibi. | Open Subtitles | وبعدها, إختارنا الله شخصياً. كي نأكل البروكلي الشهي ونحفظ عهده. |
Evet, lezzetli yemekler ve bu hoş gerilime rağmen, o pantolonların düzeltilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | رغم الطعام الشهي و الشد العصبي... ..فإن سروالي يحتاج للتقصير. |
Belki sonuncusu kadar nefis değil ama lezzetli bir paranoyayla aynı. | Open Subtitles | ... ليس بجودة آخر مرة لكنه ملئ بالذعر الشهي ... كما كان من قبل |
Her daim lezzetli bir şeylerin piştiği Pollos Hermanos. | Open Subtitles | مطعم "دجاج الاخوين"، حيثُ الأكل الشهي دوماً يُطهى هنا. |
Erkekler kürdan bacaklı lezzetli bir Washington elması gibidir. | Open Subtitles | والرجال مثل . تفاح واشنطن الشهي مع |
lezzetli istiridyenin kabuğunun hediyeleri. | Open Subtitles | أكلت نصف صدفة من المحار الشهي |
lezzetli istiridyenin kabuğunun hediyeleri. | Open Subtitles | أكلت نصف صدفة من المحار الشهي |
Her daim lezzetli bir şeylerin piştiği Pollos Hermanos. | Open Subtitles | مطعم "دجاج الاخوين"، {\pos(192,215)} حيثُ الأكل الشهي دوماً يُطهى هنا. |
Bu lezzetli kek ne olacak peki? | Open Subtitles | وهذا الكعك الشهي |
Prem'e de şu lezzetli şeylerden versene. | Open Subtitles | أعطي (بريم) بعض من هذا الطعام الشهي المطهو على البخار |
lezzetli akşam yemeği için teşekkürler, Cam. | Open Subtitles | شكرا، (كام)، على العشاء الشهي. |
Kim sizi bu akşam dışarı çıkarıp bir çanta dolusu leziz tavuk hazırladı ve en iyi havai fişekleri, en iyi parkın en iyi manzarasını seçmek için gazeteleri araştırdı böylece "şöyle" bir kokuşmuş anı yarattı? | Open Subtitles | من الذي أخرجنا من المنزل والذي حزم الكيس الأزرق الممتليء بالدجاج الشهي وبحث في الجرائد عن أفضل منتزه |
Bu gece leziz yemekleri aldığınızdan emin olacağım. | Open Subtitles | سأحرص على أن تتناولوا بعض الكاري الشهي الليه |
O leziz kurabiyeler için teşekkür ederim. | Open Subtitles | انا ليلي اشكرك جداً على البسكويت الشهي |
leziz salata. | Open Subtitles | الطعام الشهي سلطة. |