"الشيء الثاني" - Translation from Arabic to Turkish

    • ikinci şey
        
    • İkincisi
        
    • sonraki şey
        
    • İkinci olarak
        
    Size bırakmak istediğim ikinci şey bu mücadelenin ortasındaki insanın kendisini ortaya koyacak zihni dirayete sahip olmaya istekli olmak zorunda olması. TED الشيء الثاني الذي أريد أن اخبركم به عندما يكون الشخص في منتصف التحدي يجب ان يتحلى برجاحة العقل حتى يتخلصوا من المشكلة
    Hayran olduğum ikinci şey ise hiç soru sormuyor olman. Open Subtitles الشيء الثاني الذي يعجبني بك هو أنّك لا تطرح أسئلة
    Yaptıkları ikinci şey ise öngörülü hayırseverliğe odaklanmak oldu. TED الشيء الثاني الذي قاموا به، هو التركيز على العمل الخيري لفائدة الأعمال الإبداعية.
    Birincisi denge ve hareket kabiliyeti, ikincisi mobil idare, ve üçüncüsü de mobil algı. TED الشيء الأول هو التوازن وديناميكية الحركة، الشيء الثاني هو التحكم الحركي، الشيء الثالث هو الإدراك الحركي.
    İkincisi ise onları, hemcinslerine yem olmaktan kurtarıyoruz. Open Subtitles الشيء الثاني نحن ننقذهم من أن يتم إلتهامهم من قرناءهم
    Bir sonraki şey, iyi olmadığımız şeylere gerçekten odaklanmak. TED الشيء الثاني ، التركيز بدقّة على الأشياء التي لم نقم بها بشكل جيد
    İkinci olarak da, afili bir restoran tavsiyesi istiyorum. Open Subtitles و الشيء الثاني أحتاج نصيحتك بشأن إختيار أفضل مطعم من أجل أمور العمل
    Fark edilen ikinci şey, fakir ülkeler için eğimin gerçekten dik olduğu. TED الشيء الثاني الملاحظ هو للدول الفقيرة، المنحنى حاد فعلًا.
    Öğrendiğim ikinci şey, güvenli bir şekilde filme almalarını mümkün kılmamız gerektiğidir. TED الشيء الثاني الذي تعلمته ينبغي تمكينهم من التصوير بطريقة آمنة.
    Çocuklarımızın duygu kontrolüne yardımcı olmak için yaptığımız ikinci şey ise yardım almaktı. TED الشيء الثاني الذي فعلناه لمساعدة أطفالنا على إدارة انفعالاتهم كان استخدامنا للنفوذ.
    İnandığımız ikinci şey ise şu, bizler insan doğasının mizacıyla ilerlemeye inanıyoruz. TED الشيء الثاني في اعتقادنا ، هو أننا نعتقد بالرجوع للأصل في الطبيعة البشرية
    Defansın ardından en önemli ikinci şey o topa vurmak ve hücumlarını oraya getirmek. Open Subtitles الشيء الثاني المهم بعد الدفاع هي القذف بالرِّجل ومن ثم يمكنهم الحصول على هجومهم هناك
    Farkında olduğumuz ikinci şey, bazı kaynakların diğerleri kadar verimli olmadığıdır. Open Subtitles الشيء الثاني الذي يجب إعتباره، هو أن بعض الموارد الطبيعيّة ليست جيدة في أدائها مثل بعض الموارد الأخرى.
    Tamam, belki de seçeceğim ikinci şey daha iyi bir fikir olur. Open Subtitles حسناً, ربما الشيء الثاني الذي أختارة سيكُن خياراً أفضل
    Bir denerim ama bu sabah onu ikna ettiğim ikinci şey olacak ve şu anki büyük ustalık istiyor çünkü tamamen uyandı. Open Subtitles وهل تستطيع ان تطلب منها ذلك ؟ ساحاول ، لكن هذا سيكون الشيء الثاني الذي تحدثت معها منذ الصباح
    Öğrendiğimiz ikinci şey ki bizi bahsedeceğim ikinci noktaya getirecek; ürünlerin kullanıcı merkezli dizayn edilmesi gerektiğine inanmamız. TED لذا، الشيء الثاني الذي تعلمناه، وهذا الشيء يقود لنقطة أخرى، وهي أننا نؤمن أن المنتجات لابد أن تكون مصممة لتتمحور حول المستخدم
    Yapabileceğimiz ikinci şey, bitkilerin modellerini almak, üç boyutlu olarak yeniden oluşturmak ve böylece bitki örtüsünün büyüklüğünü tahmin etmek, sonra örtünün büyüklüğünü her bitkideki yaprak alanın miktarı ile ilintilemek. TED الشيء الثاني الذي يمكننا فعله هو أخذ نماذج النباتات وإنشاء أشكال ثلاثية الأبعاد، ومنها تقدير حجم ظل الشجرة، ثم ربط حجم الظل بحجم مساحة الورقة في كل شجرة.
    Göstermek istediğim ikinci şey ise bu -- lütfen yine beni takip edin. TED الشيء الثاني الذي أود أن أشرحه هو هذا-- أرجو أن تقوموا بمحاكاتي مرة اخرى.
    İkincisi, Eğer her şey planladığım gibi giderse, ...bu gece buradan çıkmış olacağız. Open Subtitles الشيء الثاني إذا سار كل شيء بما أنا مخطط له نحن سنكون خارج هنا الليلة
    İkincisi, meclisle devlet başkanı arasında gücün eşit dağıtılması ve devlet organları arasında denge kurulmasıydı. Open Subtitles الشيء الثاني كان انشاء قوّة متساوية بين البرلمان و الرئيس إنشاء فروع مُحكمة الإتزان من الحكومة
    İkincisi, Rodrigo DeSouza'ya şantaj yaptığını biliyorum. Open Subtitles الشيء الثاني بأنني على علم بأنك قد قمت بأبتزاز رودريغو دي سوزا حتى يستقيل
    Yapacağımız bir sonraki şey onları uzaysal karşılıklılığa ikna etmek olacaktı. Fakat, telekomünikasyondan veya programlama stillerinin düşünme tarzına doğallıkla uymayan bir şey vardı. Bu, mimari ya da uzaysal bir kavramdı. TED الشيء الثاني الذي كان علينا فعله هو ان نقنعهم انه من الضروري وجود المكانية للمراسلات. وهو واضح ومباشر، لكن مرة اخرى، انه لم يكن شيء طبيعي في المؤتمرات او طريقة الكمبيوتر في التفكير. لقد كانت، اذا اردتم، معمارية كثيراً او المفهوم المكاني،
    İkinci olarak, Karım her an gelebilir. Open Subtitles الشيء الثاني زوجتي ستكون بالبيت في أيّ دقيقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more