Yani yapmamız gereken tek şey ona kardeşlerin nerede olduğunu söylemek ve ona gereken şeyi vermek böylece doğru ellere geçecek. | Open Subtitles | لذا الشيىء الوحيد الذي يتوجب علينا فعله هو مكان الإخوة لمساعدتهما في مشكلتهما هاته و يمكنه ايضاً وضعك في أيادي أمينة |
Elmas, dünyada karşı koyamadığın tek şey. | Open Subtitles | المـــــاس الشيىء الوحيد فى العالم الذى لاتستطيع مقاومته |
Ondan duymak istediğim tek şey af için özür dilemesiydi benim bu kadar mutsuz olduğumun sebebi olduğunu kabul etmesiydi. | Open Subtitles | الشيىء الوحيد الذي أردت سماعه منه هو إلتماس المغفرة بعض الإعتراف بالذنب أنها كانت غلطته لأنني كنت تعيسة |
Beni yoran tek şey şurada ben filmi seyretmeye çalışırken beni rahatsız etmen. | Open Subtitles | الشيىء الوحيد الذى تعبت منة هو انك تُضايقينى بينما احاول مُشاهدة الفيلم الان لنفعل هذا, |
Gerçek olan tek şey, bebek. | Open Subtitles | الشيىء الوحيد الحقيقى هو الطفل |
İyi olduğum tek şey dövüşmek. | Open Subtitles | الملاكمة هي الشيىء الوحيد الذي (أجيده،يا(سام |
Sana söyledim, sen zaten Şerif kadar iyisin sende eksik olan tek şey unvan ya da güç ya da kale. | Open Subtitles | أخبرتك، أنت عمدة جيد من قبل الشيىء الوحيد الذي لا تملكه هو العنوة و القوة... . |