| Bu işe yararsa, sonunda küçük kızlarımı ve harika karımı görebileceğim. | Open Subtitles | إذا نجح هذا, سأكون قادراً على رؤية بناتي الصغيرات وزوجتي الرائعة |
| küçük kızları tercih eden özel bir adam var mıydı? | Open Subtitles | هل كان هنالك شخصاً محدداً كان يحب الفتيات الصغيرات ؟ |
| Bazı insanlar küçük bir kız gibi mızmızlık edip ağlar, | Open Subtitles | بعض الناس يبكون و يشتمون هذا الأمر مثل الفتيات الصغيرات |
| Erkekler doğaları gereği, tohumlarını saçmak için bereketli Genç kadınlara yönelirler. | Open Subtitles | الرجال بطبيعتهم ينجذبوا للنساء الصغيرات اللائي يمكن البدء معهم من جديد |
| Pretty Little Liars'ta daha önce... | Open Subtitles | في الحلقة السابقة من الكاذبات الجميلات الصغيرات |
| Ve bu biraz zalimce gelebilir ama küçük bir kız umurumda değil aslında... | Open Subtitles | وقدر ما قد يبدو ذلك قاسياً أنا لا أهتم حقاً ..لبعض الفتيات الصغيرات |
| Bu zamana kadar takıldığım, aptal, küçük kızlar gibi değilsin. | Open Subtitles | أنت لا تحب الكثير من هذه الفتيات الصغيرات غبي أقابل. |
| Senin nasıl savaştığını da biliyorum. Biz burada küçük kızları zehirlemeyiz. | Open Subtitles | أعلن كيف يتم شن الحروب نحن لا نسمم الفتيات الصغيرات هنا |
| Bu İngiliz aksanı küçük kızları etkileyebilir ama bana sökmez. | Open Subtitles | لكنتك البريطانية قد تثير الفتيات الصغيرات لكنها دون جدوى معي |
| Bütün küçük kızların ya prenses ya da peri olarak ortaya çıktıkları. | TED | حيث أن جميع الفتيات الصغيرات تأتين مرتديات ملابس جنية أو أميرة. |
| Okula gittim, arkadaşlarımla zaman geçirdim. küçük kız kardeşlerimle kavga ettim. | TED | ذهبت للمدرسة وتسكعت مع اصدقائي تعاركت مع اخواتي الصغيرات |
| Bu küçük kızların her gün yaşadığı incinmeyi bir hayal edin. | TED | تخيلوا الصدمة التي تمرّ منها الفتيات الصغيرات كل يوم |
| küçük kızlar bilgisayarları sevmek zorunda olmadıklarını bilmiyorlar. | TED | الفتيات الصغيرات لا تعرفن أنه ليس من المفترض بهن الاعجاب بالحواسيب |
| Halul, Arapça'da yaşı küçük kızlar için kullanılan Hala kelimesiyle aynı anlama geliyor. | TED | وهلول هو اسم الدلع لإسم الأنثى هالة في العربية، ويستخدم فقط للإشارة للفتيات الصغيرات. |
| ABD'de yürüme çağını henüz geçmiş küçük kızlar sınıfta aksilik çıkardıkları için tutuklanıyorlar. | TED | في الولايات الأمريكية، الفتيات الصغيرات اللواتي جاوزن سن الحَبو، يتم اعتقالهن في فصول الدراسة إذا اعتراهن نوبة غضب. |
| Diğeri de; küçük kızların nasıl olması gerektiğini bildiğini düşünen türden bir feministtir. | TED | ونوع اخر من النقاد هم نوع معين من المتحيزين للإناث وهم الذين يعتقدونأن يعرفون ما يجب أن تكون عليه الفتيات الصغيرات. |
| Dolayısıyla bu garip yoldaşların ortak bir noktaya sahip olması bana garip geliyor. küçük kızları dinlemiyorlar. | TED | ومن المضحك أولئك الاشخاص الممتعون، الرفقاء الغرباء لديهم شي واحد مشترك. لا يستمعون للفتيات الصغيرات. |
| küçük kızların olduğu bir yetimhaneye götürecekler. | Open Subtitles | سيأخذونهـا إلى ملجأ أيتـام مع البنـات الصغيرات الأخريـات |
| Ego tatmini dışında Genç bir kadında sevdiği başka bir şey var mıydı? | Open Subtitles | هل هناك اي شيء آخر كان يحبه في النساء الصغيرات غير تعزيز غروره؟ |
| Genç kızlar, soylular ve kraliçeler şatodan yalnız başlarına ayrılmazlar. | Open Subtitles | الفتيات الصغيرات ، الملوك ، الملكات لايخرجون من القلعة لوحدهم |
| Pretty Little Liars'ta daha önce... İkiniz birlikte şu müze şeyine gitmiyor musunuz? Spencer'ın verdiği biletler, ben ve Ezra için. | Open Subtitles | سابقا في الكاذبات الجميلات الصغيرات سبينسر جلبت تذاكر لي وأيزرآ |
| Şunlara bakın. Kızlarım, minik kızlarım. | Open Subtitles | أنظروا اليكم يافتياتي , يافتياتي الصغيرات |
| Onun değerini bilmiyor. O da bütün diğer bebekler gibi. | Open Subtitles | لا يعرف كيف يقدرها مثل كل هؤلاء الصغيرات |
| Casusları bilirsin... Bir gurup oynak kız gibidir. | Open Subtitles | أنت تعرف الجواسيس أنهم يكثرون المرح مع الفتيات الصغيرات |
| O havuza girerek bu çocukları bir hastalık riskine maruz bıraktın. | Open Subtitles | عرضت للخطر هولاء الصغيرات لخطر صحي محتمل عبر دخولك لهذا المسبح |
| Girebilirsin, ama dikkatli olmalısın. Köpek balıkları ufak kızların tadını alır. | Open Subtitles | يمكنك لكن سأكون حذر، لأن أسماك القرش تحب طعم الفتيات الصغيرات |