"الصغيرة أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • küçük
        
    Ve bir şekilde bu küçük toz zerrelerinden bugün gördüğümüz Dünya'yı elde ediyoruz. Open Subtitles وعلينا بطريقة ما من تلك الحبّات الصغيرة أن نأتي بما نراه على الأرض
    Craig, şu küçük kıza benim telefonumla oynamayı kesmesini söyle. Open Subtitles كريج , اخبر تلك الفتاة الصغيرة أن توقف اللعب عن التيلفون
    Eğer küçük bir kız olmak istiyorum kim. Open Subtitles . للشكل التي ترغبين إبنتك الصغيرة أن تكون
    küçük larvalar bir şekilde yiyecek bulmak zorunda burada bulamayacakları da belli. Open Subtitles على اليرقات الصغيرة أن تجد الطعام بطريقة ما ولن يجدونه هنا.
    Olağanüstü çirkin. Bak küçük solucan. Senin ne kadar ahlaksız bir annenin evladı olduğunu biliyorum... Open Subtitles اسمع أيها الدودة الصغيرة , أن أعرف جنسك طفل أمه المدلل..
    Bu küçük akrobat kertenkelelerin her biri, günde 50 sinek yakalayabilir. Open Subtitles في اليوم الواحد ، بإمكان كل واحدة من هذه السحالي البهلوانية الصغيرة أن تصطاد 50 ذبابة.
    Hem yaşadığın küçük "olaydan" sonra sırtında bir esrar yaprağıyla gezinmen doğru mu bilemiyorum. Open Subtitles و لا اظن أنها فكرة جيدة بعد تلك الحادثة الصغيرة أن ترتدي حقيبتها مع ذلك يا أمي
    küçük prenseslerinin zamparanın tekiyle vuruşmasından hiç hoşlanmıyorlar demek. Open Subtitles لا يريدون لفتاتهم الصغيرة أن ترافق الذئب اللعين السيء
    Akrabaları da küçük kızlarının benim gibi bir uyuşturucu bağımlısıyla birlikte olmasına izin vermezlerdi herhâlde. Open Subtitles الربّ وحده يعلم أنّ أهلها لن يسمحوا لابنتهم الصغيرة أن ترتبط مع مُدمن حقير.
    Bu kadar küçük kulaklı biri nasıl bu kadar iyi duyar? Open Subtitles كيف لهذه الأذن الصغيرة أن توفر سمعا كهذا
    Tek istediğim bu küçük kızın doğum günü dileğinin yerine gelmesi. Open Subtitles كل ما أريده هو أماني هذه الطفلة الصغيرة أن تتحقق
    Hey, geri ver, seni küçük röntgenci fare. Daha önce hiçbir tavuğun gidemediği yerlere cesurca gidelim! Open Subtitles عد إلى هنا أيتها السمكة الصغيرة أن نذهب بشجاعة إلى مكان لم تذهبه أي دجاجة من قبل
    Tehlikelere rağmen küçük balıklar beslenmek için korunaklı resiften ayrılma riskini almak zorundalar. Open Subtitles على الرغم من المخاطر, يجب على الأسماك الصغيرة أن تخاطر بترك حماية الشعاب المرجانية من اجل التغذية.
    Bu yaşta ve günümüzde anlamsız bir yatırım ama küçük sorunlar büyük adamların aklını oldukça karıştırdığı çok açık. Open Subtitles حيازة لا طائل منها في هذا العمر وفي هذه الأيام ولكن إنه لشئ رائع كيف يمكن لهذه الصغيرة أن ترتسم في عقل شخص عظيم
    Bu küçük kizin hayatinin günahini görmesine yardim edelim. Open Subtitles يا إلهي، ساعد هذه الفتاة الصغيرة أن ترى خطيئة أيامها و طريقها.
    Evin içine küçük kameralar yerleştirebilirim. Open Subtitles حصلت على بعض الكاميرات الصغيرة أن أتمكن من وضع على لمن المنزل.
    küçük kızı O'nunla asla akşam yemeği yiyemedi. Open Subtitles لم تستطع ابنته الصغيرة أن تتناول معه الطعام و لا مرة واحدة.
    Şu küçük kuşlar gagalarını kapalı tutmalı. Open Subtitles على تلك الطيور الصغيرة أن تُبقي مناقيرها مغلقة.
    küçük erkek ve kız kardeşimin zamanında okula gittiğinden emin oldum. Open Subtitles لقد تأكدتٌ بأن أخي الصغير .وأختي الصغيرة أن يدخلوا المدرسة بالوقت المناسب
    O küçük kollarınla taşıyabildiğin kadarını. Open Subtitles الكثير من الأشياء الجيّدة بقدر ذراعيكِ الصغيرة أن تحملهم، يا عزيزتي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more