| Görünüşe göre Buradaki küçük dostumuz pazardaki sesleri ve gürültüleri hatırlıyor. | Open Subtitles | يبدو أن صديقنا الصغير هنا يتذكر أصوات السوق |
| Entelektüel itibarımı ne tartışıyor ne de sorguluyorlar Buradaki küçük adamı da bence çok pofuduk bulacaksın. | Open Subtitles | انهم لا يجادلون و لا يشككون بسُلطتي الفكريّة وهذا الصغير هنا اعتقد انكِ ستجدينه رائعاً لأبعد درجة |
| Çünkü biz gerçekten Buradaki küçük topluluğumuza önem veriyoruz. | Open Subtitles | لإننا نهتم حقاً بخصوص مجتمعنا الصغير هنا |
| - Ah, bakın. lt burada bu küçük bir şey. | Open Subtitles | أوه ، رأيت . إنه هذا الشيء الصغير هنا المعذرة |
| bu küçük toplantıyı burada ayarladığıma göre yaşadığım sıkıntıyı umarım anlarsın. | Open Subtitles | أتمنى أن تفهم المتاعب التي خضتها لأنظم هذا الإجتماع الصغير هنا |
| Evet doktor, şu küçük şeye bas. | Open Subtitles | حسنآ دكتور، اضغط على هذا الشيئ الصغير هنا |
| Buranın küçük boyu, Fransa'nın en büyük boyu. | Open Subtitles | الحجم الصغير هنا .. هو أكبر حجم في فرنسا |
| Buradaki küçük arkadaşın büyük bir gücü var. | Open Subtitles | الآن هذا الرفيق الصغير هنا لديه قوة كبيرة |
| Buradaki küçük dostum bu konu hakkındaki her şeyi anlatmak istiyor. | Open Subtitles | وصديقي الصغير هنا يُريد أن يُخبركمب كل شيء حولها |
| Buradaki küçük adam -- 12 senede üç Nobel ödülü. | TED | هذا الصغير هنا -- فاز بثلاث جوائز نوبل خلال 12 عامًا. |
| Öldürmek istediğin şeye doğrultuyorsun, Buradaki küçük tetiği çekiyorsun ve küçük kurşun buradan çıkıyor. | Open Subtitles | كل ما يجب ان تفعليه هو ان تصوبى نحو الشىء الذى تريدينه ان يموت ثم تضغطى على هذا الزناد الصغير هنا فتخرج منه طلقه صغيره من هنا |
| Buradaki küçük obje, bir mikroverici. | Open Subtitles | ...هذا الشىء الصغير هنا إنه جهاز إرسال صغير |
| Bakalım Buradaki küçük arkadaşımız neler hatırlayacak. | Open Subtitles | فلنرى ما يستطيع صديقنا الصغير هنا تذكره |
| - Bu, uh, Buradaki küçük alet... | Open Subtitles | هذا الجهاز الصغير هنا |
| bu küçük robot bir yapay zekâ tarafından kontrol ediliyor. | TED | بذلك فإن هذا الروبوت الصغير هنا يتم التحكم به بواسطة ذكاء اصطناعي. |
| bu küçük bebek sinyal gönderirse, havalanırız. | Open Subtitles | هذا الطفل الصغير هنا يرسل إشارة، وصلنا انطلاقه. |
| O halde niye bu küçük heykelin karnının... mikrofilmle dolu olduğunu ona söylemediniz? | Open Subtitles | ... إذن لماذا قررت أنك لن تخبرها أن أن كنزنا الصغير هنا به ميكروفيلم مهم ؟ |
| Ekrandaki şu küçük titreyen şeyi görüyor musunuz? | Open Subtitles | ترين هذا .. الومض الصغير. هنا في منتصف الشاشة؟ |
| şu küçük arkadaşımızın içinde bir şablon bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت احاول معرفة النقش داخل صديقنا الصغير هنا |
| Buranın küçük olanını bile içemiyorum. | Open Subtitles | لذا عندما آخذ الحجم الصغير هنا لا يمكنني الشرب |