"الصندوق الذي" - Translation from Arabic to Turkish

    • kutu
        
    • kutuyu
        
    • kutuda
        
    Tıbbi kayıtlarımızın ve doğum sertifikalarımızın olduğu kutu sende, değil mi? Open Subtitles لديك الصندوق الذي فيه بطاقاتنا الصحية و شهادات ميلادنا، أليس كذلك؟
    Ben de aynı anda sizin evreninizi içeren bir kutu yarattım. Open Subtitles بينما أنا قمت بحماقة مماثلة و خَلقتُ الصندوق الذي يحتوي عالمك
    İçinde olduğumuz kutu, güneş sistemi bir kutu. TED هذا الصندوق الذي نحن فيه، النظام الشمسي صندوق.
    Bence bir daha kapınızı açıp online sipariş ettiğiniz kutuyu alıp açtığınızda yapıştırıcıyı içinde görünce, acaba bir robotun bu siparişinde hazırlanmasında yardımı dokunmuş mu diye merak edeceksiniz. TED والآن أعتقد أنكم المرة القادمة تذهبون إلى عتبة بابكم وتلتقطون الصندوق الذي طلبتوه للتو، وتفتحوه، وإذ بأغراضكم داخله، ستتساءلون إذا ما كان الروبوت قد ساعد في انتقاء وتعليب طلبكم.
    Cevap için: 3 Cevap için: 2 Cevap için: 1 İşte davulcunun söylediği: Herkes ilk olarak enstrümanının resmi olan kutuyu açar. TED الجواب خلال: 3 الجواب خلال: 2 الجواب خلال: 1 هذا ما قاله الطبال ليفتح كل منكم الصندوق الذي يحوي صورة أداته
    Evet, bu kutuda ve onu şimdi siz taşımaktasınız. Open Subtitles نعم، هم يعتقدون أنه في الصندوق الذي تحمله.
    İçinde milyar dolarlık buluş olan kutu. Open Subtitles الصندوق الذي فيه اختراع بمليارات الدولارات
    Çok güçlü olduğunu düşündüğün kutu sadece bir model. Open Subtitles الصندوق الذي اعتقد ان به طاقه قويه انه النموذج الوحيد
    Hagrid'in beni sakladığı kutu hariç şatonun içini hiç görmedim. Open Subtitles أنا لم أرى أى جزء فى القلعة؟ إلا الصندوق الذي كان يضعني هاجريد فيه
    Gördüğünüz gibi kazara sizin evreninizi içeren bir kutu yarattım. Open Subtitles كما ترى, أنا بالخطأ خَلقتُ الصندوق الذي يحتوي عالمك
    Hani şu bütün resmi evrakları İçinde sakladığın kutu nerede? Open Subtitles أين هو الصندوق الذي تستعمليه لتحتفظي بأغراضي فيه؟
    Bulduğun o kutu, seninle ilgili son iyi anılarımı içeriyor, senin baban ve Gray. Open Subtitles هذا الصندوق الذي وجدته ، يحتوي آخر ذكرى سعيدة لي عنك ، وعن أبيك وجراي
    Sorduğun o kutu bana çok yakın birine aitti. Open Subtitles ذلك الصندوق الذي سألتيني عنه هو ينتمي الى شخص قريب مني جداً
    Aksi hâlde, içeride ne olduğuna bakar ve sonra içeridekinin resmi olan kutuyu açar. TED وإلا فألقِ نظرة على محتوى الصندوق ثم افتح الصندوق الذي يحوي صورة الأداة
    Bıraktığım kutuyu aldın mı diye merak etmiştim. Open Subtitles فقط اردت أن أرى لو حصلتِ على الصندوق الذي أرسلته.
    Annemin uyku haplarını sakladığı kutuyu kırdım. Open Subtitles إقتحمت الصندوق الذي تضع فية أُمي الأقراص المنومة.
    Piyanonun altındaki kutuyu ilk açtığında içinde bir şey var mıydı? Open Subtitles حين فتحتً الصندوق الذي تحت البيانو بالمرّة الأولى , أكان هناك شيء بداخله ؟
    Kapınıza bıraktığım kutuyu almışsınızdır sanıyorum. Open Subtitles أفترض أنـّكِ حصلتي على الصندوق الذي تركته على عتبة داركِ
    Evet, bu kutuda ve onu şimdi siz taşımaktasınız. Open Subtitles نعم، هم يعتقدون أنه في الصندوق الذي تحمله.
    Pekala, oyle olsun. Koridordaki kutuda. Open Subtitles حسنًا، لا بأس، انه في الصندوق الذي في الراوق
    Bir sonraki kutuda ipucu var, bi araya getirirsen ...ufak bir birleşmeniz olabilir Open Subtitles كما قلت الدليل للجولة التالي في الصندوق الذي ستتمسك به إذا حسب الحسابات جيداً قد تحصل على لم الشمل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more