doğruyla yanlışı ayırt edemez. | Open Subtitles | في عالم تنقلب فيه موازين الصواب والخطأ على عقبيها |
doğruyla yanlışı karıştıran bir babaya sahip olmak nedir, bilirim. | Open Subtitles | أعرف كيف هو الأمر أن يكون لديك أبّ الذي يخلط بين الصواب والخطأ. |
Doğruyla yanlış arasında seçim yapmak zorunda kalmamışsın. | Open Subtitles | لم تكوني مضطرة للإختيار بين الصواب والخطأ |
Bu doğruyu yanlışı ayırt edemeyen cahil birisi için nazik bir dildir. | Open Subtitles | وهل الكلام المهذب يكون مع بائع جوال، لايستطيع التفرقة بين الصواب والخطأ. |
Doğru ve yanlış hakkında meraklıydı. | TED | وكان يشعر بالقلق بشأن ماهو الصواب والخطأ. |
Doğruyu ve yanlışı ayırt etmek için telif hakları uzmanı olmak gerekmez. | Open Subtitles | لاتحتاج أن تكون خبيراً في الممتلكات الفكرية لتعرف وتميز بين الصواب والخطأ |
Çünkü sen artık doğruyla yanlışı ayırt edemeyen ailesi veya yol gösteren kimsesi... - ...olmayan 18 yaşında bir kızsın. | Open Subtitles | لأنّكِ صبيّة في الـ18دون أبوين ولا إرشاد ولا شعور يُفرّق بين الصواب والخطأ. |
Çünkü sen artık doğruyla yanlışı ayırt edemeyen ailesi veya yol gösteren kimsesi... - ...olmayan 18 yaşında bir kızsın. | Open Subtitles | لأنّكِ صبيّة في الـ18دون أبوين ولا إرشاد ولا شعور يُفرّق بين الصواب والخطأ |
Sağlık raporuna göre doğruyla yanlışı ayırt edebiliyor. | Open Subtitles | لقد بيّن تقييمه النفسي أنه يعرف الفارق بين الصواب والخطأ. |
doğruyla yanlışı ayırmak da işimiz ayrıca. | Open Subtitles | وظيفتنا تُحتّم علينا تحديد الصواب والخطأ كذلك. |
Evet, doğruyla yanlışı ayırma konusunda her zaman çok duyarlısın. | Open Subtitles | أجل، لطالما كان لديك شعور قوي بماهو الصواب والخطأ. |
Yiyecek, su, temel eğitim ve deri kırbacın yardımıyla Doğruyla yanlış arasındaki farkı öğrenmek. | Open Subtitles | طعام، ماء تعليم بدائي وتعلم الفرق بين الصواب والخطأ بقليل من الساعدة |
Ama bu Doğruyla yanlış arasındaki seçim. | Open Subtitles | ولكن هذا اختيار بين الصواب والخطأ |
Yani, Doğruyla yanlış arasındaki farkı biliyorsun. | Open Subtitles | وتعرف الفرق بين الصواب والخطأ. |
Hiçbir şekilde korkmaz ve doğruyu yanlışı ayıramazdı. | Open Subtitles | ومعدوم الخوف تمامًا، ويعوزه حسّ تمييز الصواب والخطأ |
Seninle doğruyu yanlışı konuşacak havada değilim. | Open Subtitles | لا أحتاج لمحاضرة عن الصواب والخطأ منك أنت |
Doğru ve yanlış arasındaki bu ayrımı toplum koyar, ama kalp ayrım yapmaz. | Open Subtitles | المجتمع جعل هذه الفروق بين الصواب والخطأ لكن القلب لم يفعل |
Her gün Doğru ve yanlış sorularıyla yüzleşiriz ve harekete geçmek veya karışmamak konusunda kararlar veririz. | Open Subtitles | كل يوم نواجه اسئلة حول الصواب والخطأ والقرارات حول اتخاذ موقف |
Doğruyu ve yanlışı ayırt edemiyorum. | Open Subtitles | لقد فقدت الإحساس من الصواب والخطأ. |
Kostümün kişiliksizliği, benim karanlık taraflarımı esir aldı, ve doğru-yanlış kavramını ortadan kaldırdı. | Open Subtitles | وبعد ذلك خطت الهوية المجهولة لقسم مظلم بروحي مغشية الحدود بين الصواب والخطأ |
doğruyu yanlıştan ayırt edemiyor, sonuçların idrakinde değil. | Open Subtitles | لم يستطع التمييز بين الصواب والخطأ أو أن يفهم عواقب أفعاله |
Ama onlar Doğru ve yanlışın güçlü hissine sahipti. | Open Subtitles | ولكن، كان لديهم قدرة فِطرية على التمييز بين الصواب والخطأ |