| Bu yaralar gösteriyor ki, kurban öldükten sonra bile hasarlar devam edilmişe benziyor. | Open Subtitles | وهذا يشير الى ان هذه الاصابات من المحتمل انها حدثت .بعد موت الضحيه |
| kurban en az iki kere vurulmuş ama tüfekle değil. | Open Subtitles | الضحيه تم اطلاق النار عليها على الاقل مرتين, ليس بالبندقية. |
| Dost görünen bürokratımız ve kurbanın kardeşi son dört gündür baya konuşmuş. | Open Subtitles | صديقنا البيروقراطي ، وشقيق الضحيه كان يتحدثون كثيراً خلال الأربع ايام الماضيه |
| Bu, son kurbanın cesedinin bulunmasından bir saat önce çekilmiş. | Open Subtitles | هذا تم التقاطه قبل ساعه من ايجاد جثه الضحيه الاخيره |
| Bu arada avukatı "açgözlülük" kurbanı Eli Gould'muş. | Open Subtitles | بالمناسبه المحامى كان ايلى جولد الضحيه فى جريمة الطمع |
| kurban alt sağ göğüs bölgesinden tek bir kurşun yarası almış. | Open Subtitles | الضحيه تعرضت لجرح من لطلقه واحده اسفل القفص الصدري جهة اليمين |
| Böylece tek pürüz: mevcut tek kurban, eşim. | TED | لذا كانت المشكله ان الضحيه الوحيده المتاحه لي هي زوجتي |
| Siz gelirken kurban gömülüyordu. | Open Subtitles | هناك سبب, لقد خططوا لدفن الضحيه أثناء مجيئكم إلى هنا |
| Bay Owen'ın maskesini düşürmek için bir sonraki kurban olarak görünmem gerektiğine doktoru ikna ettim. | Open Subtitles | أقنعت الدكتور .. فى أننا لكى نكشف القناع عن مستر أوين فيجب أن أقوم بتمثيل الضحيه التاليه .. |
| kurban ezildiği zaman, kafası kaldırıma çarpmış olabilir mi? | Open Subtitles | عندما تعرض الضحيه للدهس أيمكن أن تكون رأسه قد إرتطمت بالرصيف ؟ |
| Geldiğimizde, kurban zaten ölmüştü. | Open Subtitles | الضحيه كان قد مات بالفعل عندما وصلنا هنا |
| Tamam, biz kurbanın bir kavgaya karıştığını biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | حسناً نحن نعلم مسبقاً بان الضحيه كانت تتعارك , صح؟ |
| Gerçek şu ki, ısırma refleksi o kadar kuvvetliymiş ki kurbanın çenesini açmak için levyeyle zorlamışlar. | Open Subtitles | فى الواقع يكون رد الفعل قويا لا بد ان يفتحوا فكى الضحيه بعتله |
| kurbanın üstünden kazıdıkları 38'lik kurşunun yivleri yüzyılın başında kullanılan bir tabancaya, Webley'e uyuyor. | Open Subtitles | أثار الرصاصه المستخرجه من الضحيه متناسقه مع مسدس قديم |
| Doğrusu, adli tıp Donnie'nin derisinin kurbanın tırnaklarının arasında bulunduğunu doğruladı. | Open Subtitles | فى الحقيقه, اليوم تم اثبات وجود نسيج من جلد دونى تحت اظافر الضحيه |
| 1888'de işlenmiş bir başka cinayet. kurbanın adı... | Open Subtitles | جريمه أخري أرتكبت1888 أسم الضحيه مارتا تابرم |
| Hewitt'ların evi Burası 1. kurbanın bulunduğu yer. | Open Subtitles | في هذا المكان تم العثور على الضحيه الأولى |
| Martha Tabram,... genelde Karındeşen Jack'in ilk kurbanı olarak bilinir. | Open Subtitles | بوجه عام أعتبرت الضحيه الاولي لجاك السفاح |
| - Evet. İki numaralı kurbanla yatıp yatmadığını biliyor muyuz? | Open Subtitles | كذلك هل نعلم اذا كانت نامت مع الضحيه رقم أثنين? |
| Parmak izi şablonu bunların kurbana ait olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | النموذج الموجود يخبرنى أن هذه ليست بصمات الضحيه |
| Maktul dilini yutmuş, herhalde gösterdiği büyük çabadan dolayı... ve bir noktadan sonra devam edememiş. | Open Subtitles | حلق الضحيه كان منتفخا, من المحتمل بسبب الجهد 000 وهناك كان نقطة عندما اغمى عليه |
| Hayır tükürüğündeki DNA, Kurbandan alınan spermle karşılaştırıldı. | Open Subtitles | كلا عينه من لعابه لنقارنها بالحمض النووي للمني المأخوذ من الضحيه |
| Bugün bir suça kurban gittin. Mağdur gibi rol yapmaya başla. | Open Subtitles | أنتي الضحيه هذا اليوم ابدأي التصرف كواحده |
| Bu kinci kadın, kurbanının ölmesini istediğini, birden fazla tanığa açıkça söylemiş ve en küçük bir pişmanlık duygusu ifade etmedi. | Open Subtitles | وهذه المرأه الثأريه والتى تمنت موت الضحيه أمام أكثر من شاهد لم تشعر بقليل من الندم |
| ...bütün kurbanların erkek çocuğu olması dışında. | Open Subtitles | ..ما عدا شيئا واحدا.. ففى كل الحالات كان الضحيه مولودا ذكرا |
| Maktulün başka bir ülkeden olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | إنها تعتقد بأن الضحيه ربما كان من دولة أخرى |
| Biliyorum, Harry. Sen her zaman bu şeylerde kurbansın. | Open Subtitles | أعلم " هاري " دائماً أنت الضحيه في هذه الأمور |