Binbaşı ve ben çekirdek için gerekli radyoaktif materyali almaya gideceğiz. | Open Subtitles | سندخل أنا و الرائد لتحديد موقع المواد الإشعاعفية الضرورية للنظام المركزى |
Böyle vahşi bir cinayeti işlemek için gerekli istek ve hırsa sahip olabilirsiniz. | Open Subtitles | وقمت بسرقة ممتلكاتها كانت لديك الرغبة والمشاعر الضرورية لأرتكاب مثل هذا العمل الوحشى |
Bir bıçağı var. gerekli minimum güç. Beni anlıyor musun? | Open Subtitles | لديه سكيناً , الحد الأدني من القوة الضرورية أتفهمني ؟ |
Özgürlüğümüzü ve güvenliğimizi korumak için gereken her türlü önlemi alacağız. | Open Subtitles | سنتخذ أي من الإجراءات الضرورية من أجل الدفاع عن حريّتنا وأمننا |
Bu tür bir analizi yapmak için gerekli olan ekipman yanımda yok. | Open Subtitles | حسنا ، أنا لا أحمل معى المعدات الضرورية لهذا النوع من التحليل |
Bu sebeple, sindirim sürecinde ürettiği gazın tahliyesini vücut gerekli kılıyor.. Ooo. | Open Subtitles | و ذلك مترافق مع عملية الهضم الضرورية لجسمهِ ليطرد الغاز المنتج واو |
Görünüşe göre, daha uygar yollarla bölümünüze erişebilmek için.... gerekli izin belgesinden mahrûmum. | Open Subtitles | واضح أنني أفتقد شارة المرور الضرورية للوصول إلى قسمكم عن طريق الوسائل المتحضرة |
gerekli becerileri geliştirmemiz gerekiyor, ve onları kullanmak için cesarete ihtiyacımız var. | TED | نحتاج الى تطوير المهارات الضرورية ونحتاج الى الشجاعة في استخدامها |
İki haftalık ay gecelerinde bile topluluğu beslemek için gerekli ürünleri reaktörden gelen enerji ve ışığı kullanarak büyütebiliriz. | TED | يمكن زراعة المحاصيل الضرورية لإطعام أفراد المجتمع حتى خلال ليلة القمر ذات الأسبوعين باستخدام الضوء والطاقة من المفاعل. |
Getirilecek gerekli şeyler ve onlara dikkatli bir şekilde odaklanmak için stratejik yatırımlar olmadı. | TED | ولكن لا يوجد استثمار استراتيجي لوضع كل الأشياء الضرورية معًا ليتم التركيز عليها بكل حرص. |
Gerçeğin farklı fikirlerin çatışmasından doğduğu fikri ve empatinin duygusal kası, demokratik vatandaşlığın gerekli araçlarıdır. | TED | وفكرة أن الحقيقة تنبع من تضارب أفكار مختلفة، والقوة الوجدانية للتعاطف، هي الأدوات الضرورية للمواطنة الديمقراطية. |
Burada Birleşmiş Milletler ve G20'nin gerekli reformlarından bahsetmiyorum. | TED | وأنا لا أتحدث عن الإصلاحات الضرورية للأمم المتحدة أو لمجموعة العشرين |
Dürtü kontrolü ve yürütme fonksiyonu için gerekli olan prefrontal korteksi engelliyor, ki bu alan, öğrenme için kritik bir alandır. | TED | ويمنع قشرة الفصّ الجبهي الضرورية للسيطرة على الانفعالات والوظائف التنفيذية المنطقة الحساسة للتعلّم |
gerekli acı ile ilgili diğer harika şey ise, bakıcı ve hastayı bir araya getirmesidir, yani insanları. | TED | الآن , أمر عظيم آخر عن المعاناة الضرورية أنه هو الشيء الحقيقي الذي يوحد مقدم الرعاية ومستقبل الرعاية البشر. |
Sadece gerkli moleküllerin oluşumu için değil, aynı zamanda bu moleküllerin gerekli yere götürülmesi için de bir çok enerji harcanır. | TED | لا تستهلك الكثير من الطاقة لصنع الجزيئات الضرورية فحسب، بل تأخذ أكثر لتجلبها حيث يجب أن تكون. |
Ve en önemlisi, uçtan uca hatasız müşteri deneyimi ortaya koymak için gerekli olan işbirliği davranışlarını da güçlendirdiler. | TED | وبشكل أهم ، عززوا سلوكيات التعاون الضرورية لتوفير تجربة خدمة سلسلة للزبائن من البداية للنهاية. |
Sadece gereken gücü kazandığımda dönmeye razı olacağım. | Open Subtitles | فقط أنا راغب لدعم أذواقي بالقوة الضرورية. |
Yaşamı sürdürebilmek için gereken şeylerden bolcasına sahipti. | Open Subtitles | كان لدية وفرة من المواد المختلفة الضرورية لتحمل الحياة |
Muayeneyi kendim yaptım ve gereken evrakı imzaladım. | Open Subtitles | لقد قمت بالفحص بنفسي ووقعت الأوراق الضرورية |
Bir fon kuruldu ve şimdi aile kırda bir çiftlik evinde yaşıyor, ve bütün temel ihtiyaçları karşılanmakta. | TED | تم تأسيس صندوق تأمين، وتعيش الأسرة الآن في منزل في الريف وتم العناية بكل إحتياجاتهم الضرورية. |
- Öyle görünüyor ki güç Gereksiz üs işlevlerinden alınmış. | Open Subtitles | يبدو أن الطاقة تحول من كل الوظائف الأساسية غير الضرورية |
Ancak birisinin veya her ikisinin birden tekrar başı belaya girerse, o şeyi kapatmak için ne gerekiyorsa yapılmasını size emrediyorum! | Open Subtitles | أفهم هذا، ولكن إذا واجه أحدهما أو كليهما متاعب مُجدداً.. فإني آمركم باتخاذ الإجراءات الضرورية.. |
Üç kere açıkladım sigorta şirketim zorunlu olmayan işlemler için ek belge istiyor. | Open Subtitles | كما شرحت الان ثلاث مرات شركة التأمين الخاصة بي تحتاج الى اوراق اضافية من اجل الاجراءات الضرورية |
Ah, evet, bu hastanın, neden organ nakline acil ihtiyaç duyduğuna geri dönelim. | Open Subtitles | , نعم , لنعد إلى الحاجة الضرورية للمريض للحصول على جراحة زرع ضرورية |
Söyle bakalım. Bildiğin gibi Swinton işindeki fazla bölümlerin listesini yapıyordum. | Open Subtitles | حسنٌ، كما تعرفين، لقد كنتُ أعد قائمة بالأقسام غير الضرورية من أجل إندماج (سوينتون) |