| Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir. | TED | هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي. |
| "hızla geri ödediğin müddetçe, hiçlikten enerji ödünç alabilirsin" der. | Open Subtitles | استعارة الطاقة من لا شيء، طالما يمكنك اعادتها بسرعة كافية. |
| Böylelikle güneş paneli ile enerji topluyorum. | TED | اذا نحن نحصل على الطاقة من الخلية الشمسية |
| Hayatını sürdürmek için Karanlık Boyut'tan güç alıyor. | Open Subtitles | إنها تستمد الطاقة من البعد المظلم لتظل حيّة. |
| Bitkiler, besin üretmek için dış uzaydan gelen enerjiyi bu olağanüstü kullanma yeteneğine sahipler. | Open Subtitles | توجد عند هذه النباتات قدرة رائعة حقا لتسخير الطاقة من الفضاء الخارجي من اجل إنتاج الغذاء. |
| Uyku, vücudunuzdaki enerjinin enfeksiyonla savaş için kullanılmasına öncülük eder. | TED | ويتيح النوم لجسمك المزيد من الطاقة من أجل مقاومة العدوى. |
| Onu dışarıda bir yere koymak istiyoruz ve enerjisini güneşten almasını istiyoruz. | TED | ونريد أن نطلقها فى البيئة المحيطة، ونريدها أن تستمد الطاقة من الشمس. |
| Şimdi nerede olduğunu bilmeliyiz. Tarayıcıları kullanmak için gücü açmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج أن نعرف أين هو سنعيد تشغيل الطاقة من جديد |
| Bir büyücünün diğer büyücüden güçlerini çalmasını sağlar. | Open Subtitles | فهي تمكن أحد المبتدئين أن يسرق الطاقة من الآخر |
| Bu sürecin her basamağında, enerji salınır ve bu enerji sindirim sistemi hücreleri tarafından emilir. | TED | في كل خطوة من هذه العملية، يتم إصدار طاقة ويتم امتصاص هذه الطاقة من خلال خلايا الجهاز الهضمي. |
| Bu enerjiyi ışıktan alır, ki ışığın sayabileceğinizden çok daha fazla enerji seviyesi bulunur. | TED | فيحصل على الطاقة من الضوء، الذي يأتي بمستويات طاقة أكثر مما يمكن إحصاؤه. |
| Bu süreç hidrojenden enerji salınımına neden olur ve bu da yıldızın parlamasına neden olur. | TED | تحرر هذه العملية الطاقة من الهيدروجين، وتجعل النجم مضيئاً. |
| Sinirsel yollarda daha etkili bir biçimde hareket ettirerek, beynin kullandığı elektik sinyallerinde enerji kaybını önler. | TED | حيث يمنع فُقدان الطاقة من الإشارات الكهربائية التي يستخدمها الدماغ، لتتحرك بشكل أكثر كفاءة على طول الممرات العصبية. |
| Öncelikle besinlerinden mümkün olduğunca çok enerji edinirler. | TED | أولًا، يستخرج أكبر قدر ممكن من الطاقة من طعامه. |
| Çünkü biliyoruz ki Güneş rüzgârından gelen enerji Dünya'da atmosfer içine yerleşiyor. | TED | هذا بسبب أننا نعلم أن الطاقة من الرياح الشمسية يتم ترسيبها في غلافنا الجوي؛ هنا على الأرض. |
| Bu da, çevremizden evlerimize ve şehirlerimize tek yönlü bir enerji akışı olduğu anlamına geliyor. | TED | وهذا يعني أن هناك اتجاه واحد لنقل الطاقة من بيئتنا الى بيوتنا ومدننا. |
| Barry, ARGUS'tan güç kaynağını çalmasına yardım etmesi için geçmişe gidip Snart'ı almış. | Open Subtitles | باري عاد في الوقت للحصول على مساعدة سنارت مع سرقة مصدر الطاقة من أرغس. |
| Karanlık Boyut'tan güç alıyormuş. | Open Subtitles | إنها تستمد الطاقة من البعد المظلم. |
| Çatıya yerleştirilmiş paratoner yıldırımdan gelen enerjiyi zararsızca toprağa iletiyor. | Open Subtitles | خذ مانعة الصواعِق التي صنعها ضعها على السطح إنها توجه الطاقة من الصاعقة إلى الأرض دون أن تُسبب أذى |
| enerjinin şok dalgası, ilk birkaç saniye içinde ateş topunun etki alanının birkaç kilometre ötesine geçecektir. | TED | صدمة الطاقة من شأنه أن ينتقل عدة كيلومترات وراء نصف قطر كرة النار في الثواني القليلة الأولى. |
| Sonuçta ortaya çıkan ince tabaka aktif tabakadır, güneş enerjisini emer. | TED | الطبقة الرقيقة الناتجة هي الطبقة الفعالة، التي تمتص الطاقة من الشمس. |
| Daniel, gücü hiper motordan aktarmaya çalış. | Open Subtitles | دانيال, حاول توجيه الطاقة من محركات الدفع الفائق |
| Bir büyücünün diğer büyücüden güçlerini çalmasını sağlar. | Open Subtitles | فهي تمكن أحد المبتدئين أن يسرق الطاقة من الآخر |
| Dalgaların gücünü tekrar kullanmak için absorbe edecek bir deney üzerinde çalışıyorduk. | Open Subtitles | كنت أعمل على عملية ما نستطيع تخزينه وإعادة إستفادتنا من الطاقة من الإضطرابات المحيطية |