| Sonra genç Doktor kızı ışıkta hiç çıplak görmediğini fark eder. | Open Subtitles | لاحظ الطبيب أنه لم يرى تلك الفتاة عارية في الضوء للآن |
| Doktor, onun tam anlamıyla iyileştiğini ve her şeyin iyiye gideceğini söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أنه شفي تماماً وأن كل شيء سيكون على ما يرام |
| Peki ya sen Doktor dışarı çıkmaman gerektiğini söylediğinde ne yaptın? | Open Subtitles | وماذا فعلت حينما أخبرك الطبيب أنه لا يفترض بك أن تخرج؟ |
| Dedi Doktor yarin sabah yanina giderim o hastanede Ve millet bu konuda hiçbir sey bilmiyor. | Open Subtitles | كان غائباً عن الوعي و قال الطبيب أنه سيفيق غداً يرقد بالمستشفى و ذويه لا يعلمون مقره |
| Sadece bir hafta sürecek. Doktor gitmene izin verdi | Open Subtitles | إنها أسبوع فقط يقول الطبيب أنه لا بأس بالذهاب |
| Doktor sorun olmayacağını söyledi. | Open Subtitles | وقال الطبيب أنه ينبغي أن يكون على ما يرام. |
| Pek önemli değil. Doktor çok sık görüldüğünü söyledi. | Open Subtitles | ليس أمراً خطيراً قال الطبيب أنه منتشر جداً |
| Doktor kendi kendine patlamasının daha iyi olacağını söyledi. | Open Subtitles | يقول الطبيب أنه من الأفضل من جعلهم كسر لانها لكم. |
| Geçen sefer kolumu incittin, Doktor bunun geçmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد جرحت يدي في آخر مره، وأخبرني الطبيب أنه سيكون هنالك مضاعفات |
| Haa, kulaklarım. Doktor dedi ki 5 saat içinde uyumamalıymışım yoksa ölür müymüşüm neymiş. | Open Subtitles | أذناي, قال الطبيب أنه لا يمكنني الذهاب للنوم لـ 5 ساعات |
| Ne Hakkında dedi Doktor. Sağlıklı bir bebek olacak bu. | Open Subtitles | بشأن ما قاله الطبيب أنه سيكون ولداً صحيّاً |
| Doktor boşuna 200$ almamış olmak için bir reçete yazdı. | Open Subtitles | و كي يبرر حصوله على مائتي دولار شعر الطبيب أنه يجب أن يفعل شيئاً كتب وصفة طبية |
| Doktor alerjik bir tepki verdiğini söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أنه ستكون لديك ردة فعل الحساسية |
| Doktor ortadaki olduğunu söyledi. Böylelikle dengende bir sorun olmayacakmış. | Open Subtitles | قال الطبيب أنه الاصبع الأوسط فلن يتأثر توازن جسدك |
| Bu ağlama iyiye işaret. Doktor, sağlıklı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إن بوسعك تصديق ذلك هذا البكاء مؤشر جيد يقول الطبيب أنه متعافي |
| Doktor, kemiği delip geçen köpek ısırığı görmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أنه لم يسبق له أن رأى كلباً عضته كفيلة بكسر العظام |
| Sorun şu ki, Doktor, bir bedeni olduğuna inanmıyor. | Open Subtitles | المشكلة أيها الطبيب أنه لا يعتقد أن لديه جسد |
| Doktor sırtında birkaç kemiğin kırıldığını, hiç yürüyemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أنه كسر عظماً في ظهره ولن يمشي ثانيةً |
| Yani Doktor, seksapelliğini geri kazanmanın, aylar sürebileceğini söylemişti. | Open Subtitles | ..قال الطبيب أنه قد تمر أشهر قبل أن تستعيدي شهوتك |
| Kolumu incittin, Doktor iyileşmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد جرحت يدي في آخر مره، وأخبرني الطبيب أنه سيكون هنالك مضاعفات |