"الطيب" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sevgili
        
    • güzel
        
    • Hindistan
        
    • nazik
        
    • kibar
        
    • sevindim
        
    • tatlı
        
    • Hint
        
    • dostum
        
    • cevizi
        
    • iyi bir
        
    • dostumuz
        
    • iyi kalpli
        
    Hepsini kredi kartımdan çek, Sevgili dostum. Open Subtitles اسحب كل شيء من بطاقتي الائتمانية أيها الرجل الطيب.
    Sevgili oğlum, İkinci çiftliğinde.. Open Subtitles ابني العزيز: من الرائع السماع حول حظك الطيب بالمزرعة الثانية
    Sonny, bugün çok güzel dana bifteğim ve linguinim var. Open Subtitles سوني عندي بعض اللحم الطيب لك و بعض الشراب الجيد
    güzel bir tavuktan başka hiçbir şey yok o çorbanın içinde. Open Subtitles لا يوجد شيء في ذلك الحساء ما عدا الدجاج الطيب.
    Tam bilemiyorum, Hindistan cevizi gibi bir şeyle pişirilmiş sanki. Open Subtitles لا أعرف ولكن أعتقد أنه قد تم خبزها بجوزة الطيب
    Bu nazik adamı kandırmamalısın. Open Subtitles أنت تعرف لا يجب ممارسة الخدع مع هذا الشخص الطيب.
    - Sevgili Papazımız adamı iyice görebilmiş mi? Open Subtitles هل قال القس الطيب انه ألقى نظرة جيدة الى القاذف ؟
    Gözünü ve beynini biraz dinlendir Sevgili peder. Open Subtitles أرح عينيك وعقلك قليلًا أيها القديس الطيب
    Senin şu çok Sevgili büyükelçin tüm bu olanlara ne diyor? Open Subtitles ماذا يقول السفير الطيب فى الأمر كله ؟
    General konuyu gündeme getirene dek kimseye söylemedim Sevgili Sextus. Open Subtitles لم يكنْ لي يا (سيكستوس) الطيب حتى فتح المندوب الموضوع
    Ayrıntılara takılma Sevgili Mercato. Open Subtitles لا تقلق بخصوص التفاصيل أيها الطيب
    Ne güzel Bayan Barling. Size iyi işler! Open Subtitles هذا لطيف منك يا آنسه بارلنج داومى على هذا العمل الطيب
    - Amity Lisesi bandosuna, bu güzel şarkı için teşekkürler. Open Subtitles شكراً لفرقه مدرسه أميتي العليا لذلك الإختيارِ الطيب
    Öyleyse senin için güzel bir polka çalalım, Frenchy. Open Subtitles حسنا , البولكا الجيدة هى لصديقى الطيب فرينشى
    Yalnızca güzel, iyi pişmiş İngiliz yemekleri var. Open Subtitles هنا فقط الطعام الإنكليزي الطيب و المطبوخ بشكل جيد
    Yaylı çalgılar, üzümlü noel pudingi, Hindistan cevizli yumurtalı içki. Open Subtitles جوقة غنائية، حلوى بودينغ العيد شراب البيض مع جوزة الطيب.
    Kusursuz Noel'e giden yol Hindistan cevizi, pasta süsü hatta gözyaşlarıyla döşenmiş olabilir. Open Subtitles الطريق الى عيد ميلاد مثالي سيكون مرصف بجوز الطيب والتجميد ومن المحتمل بالدموع
    Ve onu erken uyandırmayacak kadar, iyi, nazik ve düşünceli olduğumu. Open Subtitles ولأكون ذلك الشخص الحنون والطيف الطيب القلب الذي أنا عليه أنا لم أرد أن أزعجها وأحصل على بداية مبكرة، صح؟
    Akıllı zarif ve kibar adamı, tanrımıza tapan adamı. Open Subtitles الرجل النبيل ، الطيب الذى يسير على منهاج الرب
    - Seni gördüğüme sevindim. Open Subtitles من الطيب أن اراك
    O tatlı, cesur, yaşlı astronotun nasıl böyle oğulları olduğunu asla anlamayacağım. Open Subtitles لم أفهم كيف رجلين مثلكم من إنجاب رجل الفضاء الطيب هذا
    Hint cevizi ve zencefil ve tarçın ve karanfil. Open Subtitles كجوز الطيب والزنجبيل والقرفه والقرنفل
    Merhaba, küçük dostum. Yan sokaktaki kasabı biliyor musun? Open Subtitles مرحباً، يا صديقي الطيب هل تعرف الجزّار في الشارع المجاور؟
    Sana iyi bir tavsiye verebilmek adına ana kuralımı çiğneyeceğim. Open Subtitles سوف أكسر قاعدتي الجوهرية من أجلك وأقدم بعض النصح الطيب
    İyi dostumuz, Bay Oakley. - Herbie. - Teşekkürler. Open Subtitles نخب الرجل الطيب مستلر اوكلى لا يزورنا متحدثين امريكيون كثيرون مستر اوكلى
    Kaplan ve at kabul etmezken, iyi kalpli öküz, fareyi karşıya geçirmeyi kabul etti. TED في حين رفض النمر والحصان ، وافق الثور ذو القلب الطيب على حمل الفأر لكي يعبر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more