Fakat, Görünüşe göre, bir hafta vey on gün diyebilirim. | Open Subtitles | ولكن ، من الظاهر أقول من اسبوع إلى عشرة أيام |
Görünüşe göre dilin üst ve alt yüzeylerinde küçük yanık izleri var. | Open Subtitles | الظاهر هو علامات احتراق صغيره بالجزء العلوى والجزء الاسفل من سطح اللسان |
Sadece öyle görünüyor. Aslında bir çok çatlak var. | Open Subtitles | نعم، في الظاهر يبدوا سالماً لكنه متشقق بالكامل. |
- Bu odunlar yanmıyor. Eski Kızılderili, ateş yakma yöntemlerini, kullanmamız gerekiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | الظاهر يبيلنا نسوي مثل حركة الهنود الحمر |
Bunu dinlemek, kulağa Görünen parlamanın dışında bir şey getirdi. | TED | إذن فالاستماع لهذا جلب شيئا ما للأذن يفوق الانفجار الظاهر. |
Bu gece çalışanlarınız eksik Anlaşılan. | Open Subtitles | من الظاهر أنه ليس لديك موظفين هذا المساء |
Bir sonraki gereç ise DNA'yı Belli bir noktadan kesebilecek olan bir makas. | TED | والأداة التالية شبيهة للمقص والتي باستطاعتها قص الحمض النووي الظاهر في تلك البقعة |
görünüşte, L ve polis beni yakalamak için çalışıyorlar. | Open Subtitles | بحسب الظاهر أن إل والشرطة يعملان معاً للإمساك بي |
Görünüşe göre bebeğimiz uykunun zayıf mahluklara has olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | الظاهر أن طفلنا يعتقد أن النوم يحدث مرة في الإسبوع |
Görünüşe göre tüm kozlar sizde. | Open Subtitles | حَسناً، الظاهر بأنك تَمتلكُ كُلّ الأوراق الرّابحة. |
Görünüşe göre hem canavarları hem de ölümlüleri mağlup ediyor. | Open Subtitles | حسناً، من الظاهر أنه هزم الوحوش و البشر كذلك |
Şey, Görünüşe göre,annesi cüzdanını yada birşeylerini unutmuştu. | Open Subtitles | حسناً ، الظاهر ان امها نسيت جزدانها او شيء ما |
Görünüşe göre Madison dün burada kötü bir kelime öğrenmiş. | Open Subtitles | الظاهر انه ماديسون بدات بنطق كلمة جديدة منذ ان كانت هنا يوم امس. |
Görünüşe göre, yakın zamanda bir seçim olmuş. | Open Subtitles | هممممم الظاهر انه كان هناك انتخابات جريت مؤخرا. |
Kendi başına çok şey yapmışsın gibi görünüyor, değil mi baba? | Open Subtitles | حسناً ، من الظاهر يبدو أنك عملت على نفسك كثيراً ، صحيح ، أبي ؟ |
Aradığın dünya, sadece dışarıdan görünüyor. | Open Subtitles | العالم الذي تبحثين عنه موجود في الظاهر فقط |
Biz ise, güvenli olacak bak Öyle görünüyor ki, çünkü o bir davetiye olmadan giremezsiniz | Open Subtitles | أنظروا سنكون بأمان طالما ، نحن بالداخل لأنه من الظاهر لا يمكنه الدخول بدون دعوة |
Ekranda gördüğünüz gama-ışını parlamasını dinlemek, kulağa, Görünen parlamanın ötesinde bir şey getirdi. | TED | إن الاستماع إلى انفجار أشعة غاما هذه التي ترونها على الشاشة جلب شيئا ما للأذن يفوق الانفجار الظاهر. |
Pekala, elimizde olan şey yada Görünen şey her neyse, normal bir takım iç organlar. | Open Subtitles | حسنا ,باى حال , ما لدينا هنا هو الظاهر لنا نظام طبيعى للاعضاء الداخلية |
Görünen o ki onların servis etmesi için yeterince iyi değilmiş. | Open Subtitles | من الظاهر انه لم يكن جيدا لهم كفايه كي يقدموه |
Anlaşılan birçok kişiye egoist göründün. | Open Subtitles | و من الظاهر أن الكثير من الناس يرون أنك شخص مغرور |
Müziği yüksek sesli dinlemeyi seviyorlar Anlaşılan. | Open Subtitles | من الظاهر أنهم يحبون موسيقاهم العالية الصوت |
Anlaşılan, bütün mürettebat katledilmiş. Sen içeride değil miydin? | Open Subtitles | الظاهر أن جميع الطاقم قد أعدم ألست في الجهة الخاطئة؟ |
Belli ki, yönergeniz diğer kültürleri gizlice gözetlemek konusunu kapsamıyor. | Open Subtitles | تعليماتك حَسْب الظاهر لا تتضمن التجسس على ثقافات الآخرين. |
Bu değişim, biçimde ve görünüşte yaşanır. | Open Subtitles | تغير بالشكل و في الظاهر |