"العائق" - Translation from Arabic to Turkish

    • engel
        
    • kilidi
        
    İklim bozukluğu ile baş etmenin önündeki en büyük engel kulaklarınızın arasında yatıyor. TED يمكنك أن ترى أن العائق الأكبر للتعامل مع اضطرابات المناخ يقع بين أذنيكم.
    "ÖĞRENMENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK engel CEHALET DEĞİL, BİLGİ SAHİBİ OLDUĞUNU SANMAKTIR." Open Subtitles ليس الجهل هو العائق الأكبر في وجه الاكتشاف؛ وإنما هو وهم المعرفة.
    Abiyogenez, cansızdan canlı oluşumu, bu ikinci engel. TED التولد التلقائي، خلق الحياة من العدم، هذا هو العائق الثاني.
    Gerçek hayatta engel, işin özündeydi. Cinsel ilişki gerçekleşmiyordu. Open Subtitles في الواقع، العائق كان متأصلاً داخله وتمثل في عدم عمل التواصل الجنسي لديه
    Hava kilidi, basınç beklenmeyen bir şekilde düşerse kapanmaya ayarlı. Open Subtitles العائق الهوائي صًمِم لأجل الإغلاق ذاتياً فى حالة إنخفاض ضغط مُفاجئة
    ...fantazi dünyasının içinde cinsel ilişki için engel O'dur. Open Subtitles داخل فضاء الخيالات هو العائق أمام تحقيق الممارسة الجنسية
    Kalbim ve aklımın razı olması için bir erkeğin yapması gereken her şeyi yaptım ama engel zihnimden çıkmayacak. Open Subtitles لقد قمت بما يقوم به أي رجل لجعل قلبي يتقبلها وكذلك عقلي، ولكن العائق لم يفارق تفكيري
    Olay şu: Karşılaşacağın engel duygusal durumunu yükseltecek. Open Subtitles ما أقصده أنّ مواجهتك لذلك العائق هو ما سيرفع من حالتك الوجدانية.
    O zaman üstesinden geleceğimiz tek engel hayal kırıklığı olacak. Open Subtitles حسناً, اعتقد أن العائق الوحيد المتبقي لنا لنتخطاه هو خيبة الأمل
    - Ve ilerlemeye devam ettikçe karşınızda ne kadar büyük bir engel olduğunu anlayacaksınız Open Subtitles وتتجه إلى الأمام عليك أن تعي حجم العائق الذي ستواجهه
    Teknolojik medeniyetin gelişimi üçüncü engel. TED تطور الحضارة التقنية هو العائق الثالث.
    Bu insanların gerçek mülteci olmadığını ileri süren ABD hükûmeti iltica talebi kabulünde en düşük orana sahip ve aslında mülteci yasası bu insanlara karşı bir engel olarak tasarlanmış. TED ستركز الولايات المتحدة على نسب الحصول على اللجوء الأكثر انخفاضاً لتثبت أن هؤلاء الاشخاص ليسو لاجئين، في حين أن قانون الحصول على اللجوء هو العائق مصمم لجعلهم يفشلوا.
    Fantazi dünyasıyla birlikte engel maddeleşir. Open Subtitles في فضاء خيالاته كان العائق خارجياً
    Ayrılmamızın sebebi Robin'di. Yolumuzdaki engel Robin. Open Subtitles أعني ، "روبن" السبب الذي إنفصلنا من أجله أول مرة ، "روبن" هى العائق بيننا
    Bahsettiğin engel bu muydu? Open Subtitles أهذا هو العائق الذي كنتِ تتكلّمين عنه؟
    Da Vinci Akademisi o engel üzerinde hızlı bir çalışma yaptı. Open Subtitles روبوت "أكاديمية دافينشي" يقوم بعمل سريع على ذلك العائق
    "engel NE KADAR BÜYÜKSE ONU AŞMANIN ZAFERİ O KADAR BÜYÜK OLUR." MOLIERE Open Subtitles "بقدر ما يكون العائق كبيراً، يكون مقدار المجد نتيجةً للتغلّب عليه".
    Ama, çok zorlu bir araziyle karşılaştığında, bu durumda, bu engel robotun boyunun üç katı yükseklikte, Lazer uzaklıkölçer ve kamera sistemleri kullanarak, engeli ve boyunu belirlemek için önceden planlanmış bir moda geçiyor, ve bu çok çok etkileyici hareketliliği göstermek için TED ولكن عندما يواجه منطقة حادة التضاريس .. كما في مثل هذه الحالة .. حيث العائق أعلى بثلاث مرات من إرتفاع الرجل الآلي يتحول الأسلوب إلى إسلوب مدروس حيث يستخدم كاشف مدى بالليزر وأنظمة مراقبة .. لكي يحدد حجم العائق ويخطط .. يخطط بترو كيفية وجوب تحرك قضبانه
    Bu aşka engel olan kim? Open Subtitles ما هذا العائق في طريق الحبّ؟
    Hava kilidi sıkıştı. Sistemi manuel olarak geçersiz kılmalıyım. Open Subtitles العائق الهوائي مسدود أحتاج إلى تجاوز النظام يدويا
    Hava kilidi halen bozuk Şef. Open Subtitles العائق الهوائي لازال مُعلق أيها الرئيس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more