| Kışları, çokça uyku süregidiyor. Aile hayatının keyfine bakıyorsunuz. | TED | في فصل الشّتاء، يتمّ قضاء أكثر الوقت في النّوم. وتتمتّع بحياتك العائليّة في الدّاخل. |
| Yüzyıl boyunca aynı Aile hanedanlığı imparatorluğu yönetti. | Open Subtitles | لمائة عام، نفس السّلالة العائليّة حكمت الامبراطوريّة. |
| Niye Aile meselelerini ağzına sıçtığım bir yabancının yanında lak lak konuşuyorsun? | Open Subtitles | لمَ تفرط بذكر الشؤون العائليّة لغريب لعين؟ |
| Purcell haklıydı. Aile mahkemesi dosyayı mühürlemişti. | Open Subtitles | تمّ إغلاقه بشكل نهائي في المحكمة العائليّة |
| Şimdi bir de kalkmış ailevi değerlerimizin kökenlerini birleştirdiğimiz için bizi suçlayacaksınız. | Open Subtitles | ولكنّكَ ستثأر منّا الآن لتبنّينا حجر أساس القيم العائليّة |
| Aile mahkemesi yargıcı ile hoş bir sohbetimiz oldu. | Open Subtitles | لقد أجريتُ محادثة لطيفة مع قاضي المحكمة العائليّة خاصّتكِ |
| Neden uçkurları açık yakalananlar hep namuslu Aile erkekleri olur? | Open Subtitles | لمَ يُقبض دوماً على رجال القيم العائليّة بدون بناطيلهم؟ |
| Bay Aile Değerleri, eşine geç saatlere kadar çalışacağını söyler. Muhtemelen ofiste uyuyacağını falan. | Open Subtitles | سيّد القيم العائليّة يُخبر زوجته أنّه سيتأخر في العمل، الأرجح أنّه نام في المكتب. |
| Sanırım kültürel mirasları ve güçlü Aile değerleri yüzünden. | Open Subtitles | أعتقد السبب معرفتهم الثقافيّة وقيمهم العائليّة القويّة |
| Aile gösterisi bitsin artık. Yoksa kusacağım. | Open Subtitles | حسناً، ساعة الوداع العائليّة يجب أن تتنهِ أشعر بالغثيان |
| Ve bütün Aile gezisini düzelteceğim, | Open Subtitles | وسأعيد العطلة العائليّة إلى دربها القويم. |
| Bakın, eski savaşçılar doğu tarafında Aile mezarlığının yanında. | Open Subtitles | انظرا، مدافن المحاربين القدامى في الصعيد الشرقيّ، بالقرب من المدافن العائليّة. |
| - Öyle. Bakın, şahsen ben Shakespeare tarzı bir Aile dramasının ortasında kalmak istemem. | Open Subtitles | انظر، لا أريد أن أُقحم في الدراما العائليّة الشكسبيريّة تلكَ |
| Şeriflik makamının Aile işine dönüştüğünü gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرورةٌ لرؤية مكتب المأمور يهتمّ بالأمور العائليّة |
| Asla söylemem. Aile meseleleri kutsaldır. | Open Subtitles | ما كنت لأجرؤ على ذلك فالأمور العائليّة لها شأن مُقدّس |
| Neden boşandığını hatırlatan bir Aile travmasından iyisi yoktur. | Open Subtitles | مايتطلبه الأمر، القليل من الصدمات العائليّة . كي تتذكر لمَ طلّقت أحدهم |
| Aile zordur. Bazen dünyadaki en zor şeydir hatta. | Open Subtitles | المشاكل العائليّة صعبة، وأحيانًا تكون أصعب مشاكل في العالم. |
| Aile bağlarının muhakeme yeteneğini etkilemediğinden emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أنك لم تدع الأمور العائليّة تؤثّر على قرارك ؟ |
| Hayır, yani genelde ama ailevi şeyler de var. | Open Subtitles | كلّا، أقصد أعمل عليها أغلب الوقت، لكن ثمّة بعض الأمور العائليّة كذلك. |
| Hayır, yani genelde ama ailevi şeyler de var. | Open Subtitles | كلّا، أقصد أعمل عليها أغلب الوقت، لكن ثمّة بعض الأمور العائليّة كذلك. |
| Annemle görüşmemiz gereken acil bir ailevi meselemiz var. | Open Subtitles | لدينا بعض الأعمال العائليّة يجب أن ننقاشها فورًا. |