Çünkü bütün dünya yanıldığımı söylese de, doğru olduğunu bildiğim şeye inanıyorum. | Open Subtitles | لأنه معروف أني أومن بشيء بعد أن يخبرني العالم بأكمله أني مخطئ |
Ama bütün dünya seni ölürken görmek istiyor. Kim olduğunu dahi bilmiyorlar. | Open Subtitles | ، العالم بأكمله يريد أن يراك وأنت تموت وهم حتى لا يعرفونك |
O zaman neden bahsetteğimi biliyorsun. Tüm dünya bize karşı. | Open Subtitles | لذا أنت تعلم مالذي اتحدث انا عنه العالم بأكمله ضدنا |
Otomobili icat ettiğimizde Tüm dünya bu icada kilitlendi. | TED | عند اختراعنا للمركبات، ما حدث هو انحناء العالم بأكمله باتجاه ذلك الاختراع |
tüm dünyayı arayabilirsiniz, fakat çeşitliliği benim yuvamdan daha fazla olan bir yer bulamazsınız. | TED | يمكنك أن تجول العالم بأكمله لكنك لن تجد عالماً متنوعاً كعالم طفولتي |
Size göstereceğim şey bu dünyanın bir manzarası değil, temel olarak tüm dünyanın bir dikdörtgene yaydırılmış hali. | TED | لذا فإن ما سأريك إياه ليس لقطة من داخل ذلك العالم. إنه فعلياً ذلك العالم بأكمله ضمن تلك الصورة |
Biz musevilerin şeriat kitabından alıntı olup, İbranicedir ve der ki: "Kim bir hayat kurtarırsa, Bütün dünyayı kurtarmış sayılacaktır." | Open Subtitles | إنها باللغه العبرية من تلمود تقول: إذا أنقذت حياة واحده كأنك أنقذت العالم بأكمله |
Onları gördüğünde, sana eğer isterse tüm dünyaya sahip olacabileceğini söylerler.. | Open Subtitles | لديه عينين يمكنه بهما أن يُرجع الموتى للحياة إن رأيتهم, ستفهم أنه بإمكانه أن يسيطر على العالم بأكمله إن أراد |
Bill seni Bütün dünyanın gözü önünde nasıI böyle rezil edebilir... hiç anlamıyorum. | Open Subtitles | كيف استطاع بيل أن يهينك هكذا أمام العالم بأكمله لكن فقط من ورائي |
Bu şekilde bütün dünya kör ve dişsiz kalacak. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، العالم بأكمله سيكون أعمى وبلا أسنان |
Bak arkadas, bütün dünya burda olanlari seyrediyor! | Open Subtitles | أنظر ، يا زميلي ، العالم بأكمله يراقب ما يحدث هنا |
Çünkü bütün dünya senin omuzlarında olmalı. | Open Subtitles | تظن أن حال العالم بأكمله أفضل إذا كانت كل الأمور على عاتقك. |
Aptal İnternet... bütün dünya Bana Gülüyor... | Open Subtitles | تلك الإنترنت الغبية، العالم بأكمله يسخر مني |
Tüm dünya saatini Greenwich'e göre ayarlar. | Open Subtitles | تحديد توقيت العالم بأكمله من خلال غرينيتش |
Sanki etrafımızda, Tüm dünya yıkılıyor. | Open Subtitles | كما لو أنَّ العالم بأكمله يَنهارُ من حولنا |
Eğer o kadınlar tuvaletinden cevaplarla çıkarsa, - Tüm dünya ona tapacaktır. | Open Subtitles | لو تخرج من غرفة السيدات بتلك الأجوبة سيعبدها العالم بأكمله |
Şovumuzdan sonra Tüm dünya bilecek ki onlar olmadıkları gibi davranmaktalar | Open Subtitles | بعد عرضنا العالم بأكمله سيعرف من الذي يتظاهر لأن يكون ومن لا يكون |
Sahip olduğumuz fırsatlarla, tüm dünyayı ele geçirebilirdik. | Open Subtitles | الفرص التى أتيحت لنا العالم بأكمله كان بقبضتنا |
tüm dünyanın görebileceği işler yapmaya başla. | Open Subtitles | إبدأْ بعَمَل يُمْكِن أَنْ يَراه العالم بأكمله |
Bütün dünyayı bu büyücülerden kurtarmamız lazım ve kayıtlar onlarda olursa bunu başaramayız. | Open Subtitles | يجب أن نُنقذ العالم بأكمله من هؤلاء المشعوذين و نحن لا نستطيع فعل هذا إن حصلوا على الأحداث |
Onun kelimelerini evime götürmeme ve tüm dünyaya kanıtlamama izin ver. | Open Subtitles | دعني أحمل كلماتها معي و أوصلها إلى العالم بأكمله |
Ama Bütün dünyanın kadınlar tarından yönetilmesi durumunda da çok daha iyi durumda olacağına inanmıyorum. | TED | ولكن لا يعني هذا ان العالم بأكمله سوف يغدو أفضل ان تقلدت النساء كل مناصب الحكم والسلطة |
bütün dünyaya acı doğrultusundan bakıyordu... ama kendini ya da kaderini asla göremiyordu. | Open Subtitles | يمكنها رؤية العالم بأكمله بدقة مؤلمة ولكن لا يمكنها رؤية نفسها أو مصيرها |
Bunlar dünyanın zenginlikleri ve yediden yetmişe herkes bu hayvanları kaçak avcılardan yaşam alanı kayıplarından korumalı ve gelecek nesillere aktarmalı. | Open Subtitles | إنها ثروة عالميّة يجب على العالم بأكمله أن يحميها من الصيّادين غير الشرعيّين و من فقدان موائلها، و أن يحمي مستقبلها |
Anne sana bunu sonra söyleme şansım olmayabilir şunu bil ki sen Dünyadaki en harika annesin ve seni tüm kalbimle seviyorum. | Open Subtitles | أمي، إذا لم أتمكن من قول هذا لاحقاً فأريد أن أقول أنك أفضل أم في العالم بأكمله وأنا أحبكِ من أعماق قلبي |
Onun için dünyalara bedeldin. | Open Subtitles | لقد كنتي بالنسبة لها العالم بأكمله |
Birkaç yüzyıl geriye gidecek olursak, bütün dünyada toplumlar çok kapalıydı. | TED | لو رجعتم إلى الوراء لبضع مئات من السنين, كان العالم بأكمله مجتمع منغلق جداً |