"العتبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • eşikten
        
    • eşiği
        
    • eşik
        
    • eşiğin
        
    • Basamağı
        
    • kapı
        
    • eşiğe
        
    • eşiğine
        
    • kapıdan
        
    • eşiğinde
        
    • eşiğinden
        
    • kucağında
        
    - Beni eşikten geçir. - Bu saçmalığa inanıyor musun? Open Subtitles ـ إحملني من فوق العتبة ـ هل تصدقين في هذا الكلام الفارغ؟
    Karımı eşikten içeri taşımak zorundayım değil mi? Open Subtitles يجب أن أحمل عروستي عبر العتبة ، أليس كذلك ؟
    İlk eşikten geçtik. TED و ها نحن قد اجتزنا العتبة الأولى.
    Siviller peşimizden gelecek, eşiği aşacaklar ve biz Cylonları tutarken, onlar sıçrayacak. Open Subtitles المدنيون سيأتون خلفنا، ونتجاوز العتبة ونقوم بالعبور بينما نصد السيلون
    Bu eşik bana pek normal gelmedi. Open Subtitles هذه العتبة لا تبدو بالمتانة الكافية بالنسبة لي
    Peki, dipteki milyar, bu eşiğin altında mı, üstünde mi? TED إذاً فالسؤال هو، هل المليار السفلى أعلى أم أدنى خط العتبة ذلك؟
    Allah kahretsin, bu Basamağı tamir etmeliyim. İkişer ikişer şimdiden üst kata vardım. Merhaba. Open Subtitles اللعنة عليّ اصلاح هذه العتبة المكسورة. مرحباً, أنا الدكتورة (ميورا)
    Önce beni eşikten geçireceksin. Open Subtitles ـ ليس حتى تحملني من فوق العتبة
    eşikten geçen ilk bekar kadın olmaktan onur duydum. Open Subtitles أفتخر أنى أول عازبة تعبر العتبة
    eşikten kucağımda geçmelisin. Open Subtitles يجب أن أحملك على العتبة
    eşikten kucağımda geçmelisin. Open Subtitles يجب أن أحملك على العتبة
    - eşikten geçince anlatırım. Open Subtitles سأخبرك بعد أن نعبر العتبة
    Beni ikna edin, şu eşiği aşıp, ...müşterisi olayım. Open Subtitles و أجبرنني على المرور من تلك العتبة و سأصبح زبونتها
    eşiği bulacağız, biliyorsun. Open Subtitles الذي سيتحرر و ربما يمكنني ايقافه سوف نقوم بايجاد تلك العتبة ، أنت تعلم ذلك؟
    "Biz alçak gönüllü pişman kişiler bu eşik üzerinde seni çağırmaya geldik." Open Subtitles نحن التائبون بقلب متواضع على هذه العتبة ندعوا
    "Biz alçak gönüllü pişman kişiler bu eşik üzerinde seni çağırmaya geldik." Open Subtitles نحن التائبون بقلبٍ متواضع... نحن التائبون بقلبٍ متواضع. على هذه العتبة ندعوا...
    Yeni kopmuş cila parçaları ve eşiğin her iki tarafında da sürtünmeden kaynaklanan toz izleri buldum. Open Subtitles ولدي شضايا حديثة و ما يبدو وكأنه فراغات من الغبار على العتبة بشكل عشوائي على جوانب الفارغات
    Basamağı tamir et. Open Subtitles سأصلح هذه العتبة.
    Buranın sakinlerinin bilmediği şey vampirlerin içeride olan biri tarafından davet edilmedikçe kapı eşiğinden geçemedikleri. Open Subtitles ما السكان هنا لا يدركون أن هولاء مصاصي الدماء لا يمكنهم عبور العتبة إلا إذا دعي بشخص من الداخل فعلاً
    Görünmez eşiğe beni kıç üstü oturtsun diye yalvardım belli ki! Open Subtitles توسلت العتبة الخفية لتسقطني على مؤخرتي, هذا واضح
    Böyle devam ederse eşiğine kadar gelir. Open Subtitles إذا كانت تحدث عند هذا المعدّل فهذا يعني أنه قد تجاوز العتبة
    Olga, seni kapıdan içeri taşıyayım mı? Open Subtitles أولجا" هل تريدني أن أحملك من العتبة إلي الداخل؟"
    Biz, tövbeliler, âciz bir şekilde bu kapının eşiğinde seni çağırıyoruz. Open Subtitles نحنُ منيبون بقلب متواضع خلال هذه العتبة نستدعيك
    Yatağımızı çalışma masasına çevirdin. - En azından beni kucağında taşıyabilirdin. Open Subtitles لقد حولت سريرنا لمحطة عمل على الأقل يمكنك حملي إلى العتبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more