"العتيقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • antika
        
    • antik
        
    • Vintage
        
    • Eski
        
    • klasik
        
    • kadim
        
    • yaşlı
        
    • Çağdışı
        
    • bağbozumu
        
    Bunu sadece sana şu antika robot oyuncağı aldığı için söylüyorsun. Open Subtitles أنت تقول هذا فقط لأنه اشترى لك تلك اللعبة الروبوتية العتيقة
    Ama geçen hafta Londra'da antika kitaplar alıyor olduğuna dair şüphelerim var. Open Subtitles ولكن أشك بشدة أنه كان في لندن لشراء الكتب العتيقة الاسبوع الماضي
    Ve bu belki de Los Angeles'ta sahip olduğumuz en iyi dünya dışı antik mimari örneğidir. TED وهو ربما أفضل مثال لدينا في لوس انجليس على الهندسة المعمارية العتيقة من خارج الأرض.
    Söylemeliyim ki bu, savaşın kesinlikle en kalıcı cazibelerindendir ve antik zamanlardan kalmadır. Open Subtitles يجب أن أقول هنا أن هذا الأمر قطعاً عائد إلى الأزمنة العتيقة أكثر الأوقات التى تجسد فيها النُبل فى ساحات المعارك
    Tamam, istendiği üzere, artık giymediğim tüm Eski, Vintage giysiler. Open Subtitles حسناً، كما طلبت، جميع الملابس العتيقة التي لم أعد أرتديها.
    Bunun Eski püskü mektuplar göndermekten daha iyi olduğunu söylemiştim. Open Subtitles قلت لك أن هذا خير من تبادل الخطابات الخانقة العتيقة.
    Victoria devrinden kalma klasik, antika, varaklı tabloları ben de fark ettim. Open Subtitles لقد لاحظت القطع العتيقة من الإطارات الفيكتورية المُذهبة
    Bu kusurlar seni, antika makinene yeni bir makara takacak kadar rahatsız etti. Open Subtitles هذه العيوب كلفتك الكثير للبحث عن بكرة خيط بديلة من أجل آلتك العتيقة
    Elbette, Londra'daki antika dükkanımıza geldiniz mi? Open Subtitles بالتأكيد، جئت إلى متجر العتيقة لدينا في لندن؟
    Müzik Ustası o antika uçağın peşinde. Open Subtitles كان ميوزيك ماستر بعد أن نشرة العتيقة التي لا تقدر بثمن.
    Ron, arka taraftaydı. antika silahları ilk kez o zaman gördüm. Open Subtitles رون كان في الخلف عندما رأيت اول مرة البنادق العتيقة
    antika olanları da sayarsak, 12 kadar. Ve bir tekne. Open Subtitles بما فيها السيارات العتيقة, حوالي 12 سيارة و قارب
    Geçmişten antika parçaları çalarak günümüze getiriyor ve karıyla satıyor. Open Subtitles يبحث عن الآثار العتيقة في الماضي ويحضرها هنا ثم يبيعها ليربح
    Buradan da antik dükkanına gideceğiz. Open Subtitles و سنذهب انا و جورج لاحضار اشياء من المحلات العتيقة
    Rüyamda antik bir bisikletçi dükkanım olduğunu gördüm. Open Subtitles حلمتُ بإمتلاك ورشة لإصلاح الدراجات العتيقة
    En ilginci, Vintage fiesta takımları radyoaktivite barındırıyor. TED الجدير بالذكرأن ، منتجات فيستاوير العتيقة تشير بأيجابية الى النشاط الإشعاعي.
    Bir arkadaşıyla birlikte... ...Paris'te bir Vintage dükkanına gidiyor. TED تذهب إلى متجر الأزياء العتيقة هذا في باريس مع إحدى صديقاتها.
    Çünkü, bu projenin ana fikri çocukların Eski ve demode kütüphanelerden sıkılıyor olması, dediler. TED لأنهم، قالوا، فكرة هذا العمل أن الأطفال كانوا قد سئموا من المكتبات القديمة العتيقة.
    Bu klasik yazar kasalar, müşteriler için zevkli olacak. Open Subtitles هذة الصرافات العتيقة ستكون المفاجأة للعملاء،
    Gezegenlerimize kadim tanrılarımızın adlarını verdik ama Deimos tanrı değildi. Open Subtitles سمينا الكواكب نسبة للالهة العتيقة ديموس لم يكن إله
    Sadece kırışık yaşlı adamı ve onun kırışık üzümlerini düşün. Open Subtitles فقط فكري في كبار السن ذوي التجاعيد وخمورهم العتيقة
    Çağdışı formunuza kendim yeni bir seçenek ekledim. Open Subtitles لقد اخذت حريتي في إضافة خانة في استمارتك العتيقة
    Biliyorum o ciddi ve eminim bağbozumu parçalarınız da çok güzeldir Open Subtitles أعرف انه يقصد خيرا وانا متأكدة ان قطعك العتيقة حلوة جدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more