Veya somonu? Veya denizdeki besin kaynakları etikelenebilen birçok diğer balık türleri? | TED | أو آى من الانواع العديدة الأخرى ممن مصادر غذاؤة سوف تتأثر ؟ |
Mesela, duruşma yerine suçlamalar kabul edilerek kapanan birçok dava var. | TED | مُهملين القضايا العديدة التي تُحل بالإقرار بالذنب مثلًا، وليس بالمحاكمة. |
sayısız yıllarımı hapishanede geçirdim. | TED | وقضيتُ السنوات العديدة الأخيرة في السجن. |
Şimdi, bize izin verirseniz, müvekkilimin... sayısız röntgen filminin sonucunu almak için... hastaneye geri dönmesi gerek. | Open Subtitles | الأن ، لوتسمح لنا ، فموكلي سيعود إلى المستشفي لأستلام النتائج العديدة لأشعة إكس |
Ama bu bizim alabileceğimiz pek çok şekilden sadece biri. | Open Subtitles | لكن هذه فقط إحدى الأشكال العديدة التي يمكن أن نتأخذها |
birçok genin kopyalanması sayesinde, farelerin inanılmaz çeşitli kokuları algılamasına imkân veren 900'den fazla geni var. | Open Subtitles | و بفضل التضاعفات الجينية العديدة فإن للفئران أكثر من 900 جين تسمح لها بالتقاط مدى واسع من الروائح |
Bu, yapmak zorunda kaldığım çok sayıda görüşmeden biriydi. | TED | كانت هذه واحدة من الاستشارات العديدة التي اضطررت للذهاب إليها |
Büyük resme bakarsak belki de Dünya yaşanılabilir birçok dünya arasında yalnızca biridir. | TED | ربما تكون الأرض، ضمن الصورة الكبرى للأمور، مجرّد أحد أنواع العوالم العديدة الصالحة للحياة. |
birçok yeteneğinin yanı sıra kışkırtıcı iç çamaşırı tasarımı yapıyor. | Open Subtitles | إنّها تُصمم ملابس داخليّة فاسقة، وهذه واحدة من بين مهاراتها العديدة. |
birçok hakaretine rağmen, Tanrı'mıza karşı küfürlerine rağmen efendimiz seni ve diğer her şeyi affetmeye hazır. | Open Subtitles | بالرغم من إهاناتك العديدة بالرغم مِن أسلوبك المروع سيد المضيفين مستعِد ان يغفر للكل |
birçok punk-rock şarkısının sözlerinde de söylendiği gibi: | Open Subtitles | و الذي أخبرته به كلمات أغاني الروك العديدة |
Gelecekteki birçok romantik akşamın ilkine. | Open Subtitles | نخب أول الليالي الرومانسية العديدة القادمة |
Buraya şekil veren birçok yanardağdan bir tanesidir. | Open Subtitles | إنه أحد البراكين العديدة التي شكّلت الأرض هنا |
Onun telefonundan kardeşine yapılan sayısız çağrının nedenini bu açıklıyor. | Open Subtitles | ذلك يشرح الإتصالات العديدة لها التي وجدناها على هاتفه |
sayısız günlük etkileşimlerimizin ürünüyüz ve kim olduğumuzun özünü anlama yolculuğumuz kafamızın içinde gerçekleşmekte olan muazzam bir şeyi hiçbirimizin farkında olmadığı bir şeyi ortaya çıkardı. | Open Subtitles | نحن نتاج علاقاتنا اليومية العديدة و مهمتنا للبحث عن كينونة البشر أظهرت شيئاً ساحراً يحدث بداخل رؤوسنا |
Ama hatalı ve şişkin vergi borcu olduğunu öğrenen babamdan gelen sayısız mektubu ve çağrıyı göz ardı edince ona karşı durmaya karar verdim. | Open Subtitles | لكن عندما تجاهل الخطابات والاتصالات العديدة من والدي والذي استلم فاتورة ضريبة بمبلغ ضخم قررتُ حينها الترشّح ضده. |
Tapınakta yazılanlara göre bu pek çok dünyalara nasıl bağlantı kurabileceğimizi belirleyememiştik. | Open Subtitles | لم نحدد كيفية إقامة إتصال بالعوالم العديدة المرسومة في الكتابات داخل المعبد |
Bu tip pek çok deneyin sonucunda Eleştirmenin kimliğini sadece 12 hücreye indirmeyi başardık. | TED | عبر مثل هذه التجارب العديدة ، كنا قادرين على تقليل هوية الناقد إلى 12 خلية فقط. |
Bu insanların yayınladığı pek çok iyi niyetli yazı okudum. | TED | لقد قرأت التصاريح العديدة حسنة النية التي يدلي بها هؤلاء الناس. |
Seni kontrol eden çeşitli dürtülerden ne farkı var? | Open Subtitles | كيف هذا يكون مختلف عن الدوافع العديدة والمتنوعة التي تُحرككِ؟ |
Ölüm sebebi, çok sayıda derin ısırık yarasından kaynaklanan kan kaybı. | Open Subtitles | سبب الموت كان فقدان دمّ من الجروح العميقة العديدة... ... منالعضات. |
Çünkü, size yaptığım onca ziyarete rağmen, ...henüz benim kampıma ve bana gelme nezaketini, ...göstermediniz. | Open Subtitles | لأن بعد كل المرات العديدة التى قمت بزيارتك فيها فإنك لم تقم برد المجاملة من خلال زيارة مخيمى و زيارتى |
Eninde sonunda her şey, matematikten ibaret. | Open Subtitles | الأمر محسوم بالنهاية للقوة العديدة |