"العصيبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Zor
        
    • zamanlar
        
    • Kötü
        
    • stresli
        
    • zamanlarda
        
    • zorlu
        
    • sıkıntılı
        
    Seçmen şapka bu Zor günlerde güçlü ve cesur olmamızı öğütledi. Open Subtitles قبعة التـّصنيف طلبت منـّا التـّحلي بالشجاعة والقـوّة في هذه الأوقات العصيبة.
    Seçmen şapka bu Zor günlerde güçlü ve cesur olmamızı öğütledi. Open Subtitles قبعة التـّصنيف طلبت منـّا التـّحلي بالشـّجاعة والقـوّة في هذه الأوقات العصيبة.
    Bu Zor zamanları atlatmak istiyorsak emniyet gücümüzün yeni bir lidere ihtiyacı olacaktır. Open Subtitles اذا كنا نريد عيش هذه الأوقات العصيبة . فتحتاج حكومتنا إلى قيادة جديدة
    Yaşam, iyi günler, Kötü zamanlar tüm mevsim boyunca. Open Subtitles من خلال جميع فصول السنة من الحياة، في الأوقات الجيدة، والأوقات العصيبة.
    Bu hassas dönemde basit bir söz Kötü sonuçlar doğurabilir. Open Subtitles في هذه الأوقات العصيبة التصريحات البسيطة ممكن أن يكون لها انعكاسات سيئة
    Çok stresli bir durumda sakin, odaklanmis ve verimli çalistin. Open Subtitles لقد بقيتِ هادئة و مركزة و مفيدة في المواقف العصيبة
    En Zor zamanlarda Teşkilât'a yöneticilik etmiş adama da özel olarak teşekkür ediyorum. Open Subtitles وشكر خاص للرجل الذي كان وراء الوكالة خلال الاوقات العصيبة التي مرت بها
    Candace sana böyle zorlu durumlarla başa çıkabilmeyi öğrettiğimi sanıyordum. Open Subtitles كانديس, ظننت اني علمتك كيف تتعاملي مع هذه الظروف العصيبة.
    Bu sıkıntılı zamanlarda o ikisinin arasında çok ufak bir fark vardır. Open Subtitles الاثنان ليسا منفصلين في هذه الأوقات العصيبة
    Bu süreci yaşayan insanlara göre birkaç hafta Zor geçiyormuş. TED بالنسبة للناس الذين مروا بهذه العملية، سيكون هناك بعض الأسابيع العصيبة.
    Kaybolmak, yaşadığımız Zor zamanları unutmak ve daha Zor şeyleri görüp geçiren bizden önce gelenleri hatırlamak için okuruz. TED نقرأ لنضيع، لننسى الأوقات العصيبة التي نعيشها، ونقرأ لنتذكّر أولئك الذين سبقونا، الذين عاشوا أوقاتًا أصعب.
    İşte bu Zor zamanlarda devlet iyi çalışması gerekiyor ve bu yüzden devlette inovasyona ihtiyacımız var. TED الأوقات العصيبة هي الأوقات التي تحتاج فيها الحكومة أن تعمل جيداً وهي السبب الذي يدفعنا للابتكار في العمل الحكومي.
    Buraya kendi çabalarıyla kardeşine bu Zor gününde destek olabilmek için gelmiştir. Open Subtitles و قد حضر على نفقتة الخاصة لمساندة أخاه فى ظل هذة الظروف العصيبة
    Bu Zor günlerde elimizdekilere şükretmeyi ve sahip olamayacaklarımızı istememeyi lütfen bize hatırlat. Open Subtitles و نرجوكَ أن تذكّرنا في هذهِ الأوقات العصيبة... . أن نكون شاكرين لعطائك...
    Zor zamanlar geçirdiğimiz, inişli çıkışlı bir ilişkimiz olduğu doğru ama zaman, yaraların çoğunu kapatıyor. Open Subtitles لقد مررنا ببعض اللحظات العصيبة و بتقلّبات لكن الزمن يشفي أغلب الجروح.
    Ama avlayacak ya da toplayacak bir şeyler olmadığında, insan-buzdolabı gibi görev görüyorduk, yiyecekleri biriktirip, Zor zamanlar için saklıyorduk. Open Subtitles لكن للنجو عندما لايكون هناك شيء للصيد قادرة على تخزين الطعام نحمله معنا للأوقات العصيبة.
    Zor zamanlar geldiğinde birbirimizin yanında olup güvenmeliyiz. Open Subtitles علينا فقط أن نثق بمساندة بعضنا البعض في الأوقات العصيبة
    Ona çok bağlandım, ve Kötü zamanları sırasında elimden geleni yaparım. Open Subtitles وخلال أوقاته العصيبة , فعلت كلّ ما إستطعته لكن كما قلتُ لك إنّه رجل فخور عزيز النّفس
    O isyânkar dönemleri yaşıyordum ve Kötü arkadaşlarla takılıyordum. Open Subtitles كُنْتُ أَمْرُّ بتلك المرحلةِ العصيبة وأنا كُنْتُ أُصاحبُ حشد سيئ
    Oyun oynamak, stresli ortamlarda insanların dikkatini dağıtmada çok işe yararlar. Open Subtitles الألعاب لديها القوة لتشتيت انتباه الناس من المواقف العصيبة
    İnsanlar, çok stresli olduklarında onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir ses olduğunu söylerler. Open Subtitles غالبًا ما يقول الناس، أنْ بالأوقات العصيبة يسمعون صوتًا يخبرهم ماذا يفعلون
    Böyle zamanlarda yetişkinler bir arada yaşayabiliyor. Open Subtitles في مثل هذه الأوقات العصيبة فإن البالغون عادة يلتم شملهم
    Ya zorlu yamalar elimizde kalan tek şeyse? Open Subtitles ماذا إذا كانت المحن العصيبة التى تركناها كلنا؟
    Bu sıkıntılı zamanlarda destek bulmak ziyadesiyle pahalı. Open Subtitles وهو أمر باهظ الثمن للحصول عليه في مثل هذه الأوقات العصيبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more