| parfüm ve güneş gözlükleri ise her yerde kapış kapış gidiyor. | Open Subtitles | العطور و النظارات الشمسية أبقت كل شيء آخر واقفا على قدميه. |
| Bu parfüm konseptini temelden değiştirip yeni bir format yaratıyor. | TED | إنها تدمر كلياً طريقة عمل العطور ، وتقدم شكلاً جديداً كلياً. |
| parfüm ve Kozmetik asıl işimizdir. | Open Subtitles | العطور و مستحضرات التجميل من البضائع الرائجة لدينا |
| Yaşadığımız apartmanlar, taksiler, pahalı parfümler hepsi bu amaca hizmet ediyor. | Open Subtitles | الشقق التي تتجاوز امكانياتنا سيارات الأجرة، العطور الباهظة الثمن كلها تخدم الغرض |
| Sabunla yıkanır, kolonyayla tazelenir, parfüm ile de güzel kokarsın. | Open Subtitles | غسولات الصابون، منعشات الكولونيا، العطور. |
| parfüm kullanıyor, ve hayal edebileceğiniz en iyi şeyleri giyiyor, fakat şeytani planları aynı. | Open Subtitles | انه يضع أفضل العطور و يرتدي أجمل الثياب لكن أهدافه الشريرة ما تزال كما هي |
| parfüm reyonundaki kızlardan sorumluyum. | Open Subtitles | بل إنه يمتلك كل شيء. أحضّر الفتيات بقسم العطور. |
| Önce, parfüm mağazasından alınmış video kaydı için size teşekkür ederim. | Open Subtitles | بادئ ذي بدء أرغب بأن أشكرك لارسالك شريط جهاز الأمن من محل العطور |
| Merak etmeyin, tavuğu yıkayıp... parfüm sıkarız. | Open Subtitles | هل أتت معك ؟ لا تقلق غدا سنحمم الدجاج بالشامبو سوف نضع العطور تحت جناحيها |
| Bu program ilk olarak parfüm şirketlerinde kullanılıyordu. | Open Subtitles | الاستعمال الأصلي لهذا البرنامج كان لشركات العطور |
| Sen parfüm reklamlarınla ilgilen, casusluğu bana bırak. | Open Subtitles | لم لا تهتم بإعلان العطور وتترك أمور الجاسوسية لى؟ |
| Sen parfüm reklamlarınla ilgilen, casusluğu bana bırak. | Open Subtitles | لم لا تهتم بإعلان العطور وتترك أمور الجاسوسية لى؟ |
| Ben parfüm de sevmem. Kahrolası parfümler! | Open Subtitles | أنا لا أحب العطور أيضاً اللعنة على العطور |
| Ama tam formülü ayırmak için, gerçek bir parfüm uzmanı olmak gerekir. | Open Subtitles | لكن كُلّ ما يُحتاجُ لاكتشافه على نحو سالك ٍ هو أنفٌ مرهفٌ ، لا شىء آخر لَكنَّها تحتاج إلى براعة صانع العطور الحقيقية |
| Size istediğiniz kadar parfüm yapmaya devam ederim ama siz de bana herşeyin kokusunu nasıl yakalayacağımı öğretmelisiniz. | Open Subtitles | أقلت ذلك ؟ سأصنع لك المزيد من العطور قدر ما تريد لَكنَّ عليك أن تعلمنى |
| Kadınlar için elmas küpeler,erkekler için cüzdanlar, çikolatalar, en güzel parfümler. | Open Subtitles | اقراط ماسية للسيدات محافظ للرجال شوكولاته, و أفضل العطور |
| Gece eve geldiğinde kıyafetlerindeki parfümü kokluyor. | Open Subtitles | انها رائحة العطور على ملابسك عندما تأتي ليلا. |
| Dünyanın gerçekten daha fazla parfüme ve jüpona ihtiyacı var mı? | Open Subtitles | هل حقاً يحتاج العالم إلى المزيد من العطور و التنانير ؟ |
| Yüzler tanıdıkmış, renkler, kokular aile evi de ama dillerini bilmiyormuş. | Open Subtitles | تعرف على الوجوه . .. الألوان ، العطور بيته |
| parfümlerin adını doğru okumalısınız. | Open Subtitles | لابد أن تعتاد على النطق الصحيح لأسماء العطور |
| Çok şaşırtıcı bir şekilde, bazı kokuları çok seviyor. Ucuz kolonya gibi. | Open Subtitles | المدهش أيضاً هو انجذابه لروائح شتى، صدّقوا أو لا تصدّقوا، العطور الرخيصة. |
| Onlardan biri de İtalyan parfümcü Giuseppe Baldini'ydi. | Open Subtitles | أحد أولئك الأكثر شهرة ، صانع العطور الإيطالىّ جيوسيبى بالدينى |
| Siteme parfümden kişilik analiziyle ilgili bir yazı yazdım. Göz atmalısın! | Open Subtitles | لقد كتبت موضوعاً عن العطور والشخصيات في موقعي الالكتروني، عليكِ أن تلقي نظرة عليه |
| Eve geldiğinde kendisini öyle iyi hissediyormuş ki yeni bir şeyler deneme arzusu duymuş ve mutfağında hoş koku ve saç yağlarıyla deneyler yapmış. | TED | وحقيقة أنها تعود لبيتها كل يوم سعيدة هو من قادها للبدء في التجربة بصنع العطور وزيوت الشعر في مطبخها. |
| Sonra Scientific American'a pis kokulu parfümlü kartlardan dergiye koymadıkları için şükranlarımı sundum. | Open Subtitles | ثم أعرب عن امتناني أن مجلة العلوم لا تشمل أي من تلك بطاقات العطور رائحة كريهة. |
| Ayrıca International Fragrances and Flavors'ın da başkanı. | Open Subtitles | ورئيس شركة العطور والنكهات الدولية. |
| Onun yerine, erkekler şahane antenlerini dişiler tarafından yayılan parfümleri koklamak için kullanıyorlardı. | TED | بدلاً من ذلك، كان الذكور يستخدمون قرون استشعارهم المذهلة لشم العطور المنبعثة من الإناث. |