"العمق" - Translation from Arabic to Turkish

    • Derinlik
        
    • derinliği
        
    • derine
        
    • derinlikte
        
    • Derin
        
    • derinden
        
    • derinliğe
        
    • derinde
        
    • metre
        
    • derinliğine
        
    • Derinlerde
        
    • derinliğini
        
    • ileri
        
    • Operasyonunuz
        
    Deneyimlerinin tasvirine Derinlik ve nüans getirdi. TED لقد أضافت العمق والتشكيل لوسيلة عرض ما تختبره شخصياتها.
    LIDAR, Derinlik çözümleri vermek için çok kısa lazer atımları gönderiyor. TED يطلق الليدار سلسلة من نبضات آشعة الليزر القصيرة للغاية لإعطاء دقة العمق.
    Böyle biri karşına çıkarsa, tek sorman gereken zamanı ve derinliği olur. Open Subtitles وعندما تغرس كعكة طازجة فيك، كل ما تطلبه هو متى وكم العمق.
    derinliği 50 metreye getiriyorum. Herşey duruyor. Peki, efendim. Open Subtitles جعل العمق 150 قدم ، ثم أوقف المحركات ، سيدي
    Yani bizden başka... bu çamurda bu kadar derine inerler mi? Open Subtitles من غيرنا قد يحفر حتى هذا العمق في مكان قذر كهذا؟
    O derinlikte geçirdiğimiz sürede saatte yedi yeni türe kadar çıkıyoruz. TED ما يصل إلى سبعة أنواع جديدة لكل ساعة نمضيها في ذلك العمق.
    Para işlerine gelince Derin bir bakış açısı eksikliğiniz var. Open Subtitles وهذا يفتقر العمق الميداني المطلوب حين تصل الأمور لإدارة المال
    Fakat bu lazeri dengesizleştiriyor ve Derinlik çözümlemesini kısıtlayan, atımın belirli zamanlamasını etkiliyor. TED ولكن هذا يجعل الليزر غير مستقر ويؤثر على التوقيت الدقيق لنبضاته، الأمر الذي من شأنه أن يحدّ من دقة العمق.
    ve bu Derinlik de yaklaşık 60 metredir. Bunun neden böyle olduğuna birazdan gireceğim. TED وأتضح أن العمق يصل حوالي 200 قدم. سوف أقدم السبب بعد دقيقة.
    Ön plan ve arka plan ögelerini kamera hareketiyle kullanarak Derinlik ve paralaksı nasıl yaratacağımız hakkında düşünmemiz gerekir. TED علينا أن نفكر كيف نخلق العمق واختلاف المنظور، باستخدام عناصر أمامية وخلفية بينما تتحرك الكاميرا،
    Efendim, bunun maksimum Derinlik olduğuna inanıyorum. Open Subtitles سيدى انا اعتقد ان هذا العمق سوف يسحق هذة الغواصة
    Ama görünüşe göre derinliği ölüme sebep olmaya yetecek kadar değil. Peteşiyal hemoraji de yok. Open Subtitles لكن العمق لا يبدو كافياً لتسبب الوفاة وليس هناك نزيف حبري
    - Dalış subayı, derinliği 300 metre yap. - Emredersiniz efendim. Open Subtitles ضابط الغوص , إضبط العمق ل1000 قدم حاضر , سيدي
    Açısı ve derinliği, sivri uçlu ve keskin bir nesneyle hızlı bir batırma hareketi yapıldığını gösteriyor. Open Subtitles الزاويه و العمق تقترح تعرضه للكزه 316 00: 15: 23,732
    Burada ben ilk adımı atıyorum, çünkü derine indikçe daha da çirkinleşiyor, sizi temin ederim. TED وإنني مجرد أعالجُ الموضوع سطحيًا هنا، لأننا عندما نغوصُ في العمق أكثر، يبدو الأمر أكثر قبحًا، أؤكد لك ذلك.
    Bu doğru. Ama iş bundan da derine gidiyor. TED وهذا صحيح. لكن الأمر يتعدى ذلك الى العمق.
    Ve bu da dünyada en derine dalabilen denizaltısıdır. Japon hükümeti tarafından kullanıldı. TED و تلك الغواصة، هي الوحيدة التي تغوص لهذا العمق في العالم تديرها وتموّلها الحكومة اليابانية.
    - Bütün birimler savaşa hazır. - Emrettiğiniz derinlikte, efendim. Open Subtitles كل الأفراد فى وضع القتال و على العمق المطلوب يا سيدى
    inanılmaz Derin ve zengin,zamanlarım geçti, özgün ve daha önce hiç yaşamadığım türden ilişkilerim oldu. TED كانت هناك لحظات لا تصدق من العمق و الغنى، من الصدق والارتباط لم أجربها من قبل قط.
    Bunu o kadar derinden hissediyorum ki, kendi düşüncemi size söyleyebilirim. Open Subtitles إن مشاعري لمن العمق بحيث أود أخبارك رأيي في هذا الأمر
    O derinliğe inmemiz mümkün değil kaptan. Basınç gemiyi paramparça eder. Open Subtitles من المستحيل التوجه لهذا العمق يا سيدى الكابتن الضغط سيسحق البدن
    Yedi metreden daha uzun olurlar ve daha önce hiç bu kadar derinde görüntülenmemişlerdir. Open Subtitles ينمو لأكثر من سبعة أمتار طولا ولم يتم تصويره في مثل هذا العمق من قبل
    75 metre. Ama ateş öncesi değiştirmek isteyebilirim. Open Subtitles أضبط العمق على 75 متر لكن ربما أغير ذلك قبل الإطلاق
    Merminin açısına ve derinliğine bakılırsa atıcının bir asansör platformunu kullandığına inanıyorum. Open Subtitles بالحكم على العمق وزاوية الرصاصة أعتقد بأن الطلقات أطلقت من متصة مرتفعة
    En Derinlerde bir yerde bile kendini bir daha asla bulamayacaksın. Open Subtitles في بقعةٍ ما شديدة العمق لن تتمكن من العثور على نفسك مرة أخرى
    Hayat üzerine inanılmaz bir deneyim; zamanın derinliğini anlamaya başladığımız zaman bu deneyim de başladı. TED إنه نظرة مدهشة عن الحياة وقد بدأت بالفعل حينما بدأنا نفهم هذا العمق عن الحياة
    Tam yol ileri, 2/3! Open Subtitles إلى الأمام بثلثين السرعة القصوى أضبط العمق على 900 متر
    - Operasyonunuz yelpazesi ne kadar? Open Subtitles -ماهو العمق الذي تخوض به عمليتك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more