| Milyonlarca yıldır ayrı kalmış ve hiç değişmemiş yeni bir örümcek türüydü. | Open Subtitles | هو كَانَ فعلاً نوع جديد مِنْ العنكبوتِ. انعَزلَ بدون تغيير لملايينِ السَنَواتِ. |
| Yani bu adamın ölümü ve örümcek ısırığı, ki gerçekten örümcek ısırığıysa, sadece rastlantı. | Open Subtitles | لذا أَعتقدُ بموت هذا الرجلِ و عضة العنكبوتِ إذا هي عضة عنكبوتِ، او شيء عرضي. |
| örümcek yeterince büyükse ve ceset üstünde çok uzun kalmışsa... | Open Subtitles | إرف وافقَ علي ذلك إذا العنكبوتِ كَانَ كبير بما فيه الكفايةَ وقضي وقت كافي بيعَمَل على ذلك الجسمِ. |
| Sakıza örümcek yumurtası mı koyacak? Tanınmış birinin kıçına koç mu sokacak? | Open Subtitles | وَضعَ بيضُ العنكبوتِ في العلكِ أو هل سيقوم بركلنا من الخلف |
| Sakıza örümcek yumurtası mı koyacak? Tanınmış birinin kıçına koç mu sokacak? | Open Subtitles | وَضعَ بيضُ العنكبوتِ في العلكِ أو هل سيقوم بركلنا من الخلف |
| örümcek maymunları gibi birbirlerini tımar ediyorlardı. | Open Subtitles | تَهَيُّأ بعضهم البعض مثل قرودِ العنكبوتِ. |
| Bahse girerim, örümcek adamın en iyi arkadaşı ben olurdum. | Open Subtitles | رَاهنتُ بأنّني يُمْكِنُ أَنْ a أفضل أصدقاء مَع رجلِ العنكبوتِ. |
| örümcek bacakları ve güzel kurdelerle | Open Subtitles | مع سيقانِ العنكبوتِ والأقواسِ الجميلةِ |
| örümcek bacakları ve güzel kurdelerle | Open Subtitles | مع سيقانِ العنكبوتِ والأقواسِ الجميلةِ |
| Şu örümcek hâlâ dolaşıyor mu? | Open Subtitles | هَلْ ذلك العنكبوتِ ما زالَ حول؟ |